Hekim, Hastasını Yazılı Şekilde Aydınlatmak Zorunda Mıdır ?
Hekim tarafından hastaların yazılı şekilde aydınlatılmak zorunda olmadığına, aydınlatmada şekil serbestisi olduğuna, yazılı aydınlatmaya ilişkin mevzuatta hüküm bulunmadığına, aydınlatmanın ispatının hekim üzerinde olduğuna ve her türlü delille aydınlatmanın yapıldığının ispat edilebildiğine ilişkin Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı vardır.
Hekimin Hastasını Yazılı Olarak Aydınlatmak Zorunda Olmadığına İlişkin Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı
Türk hukukunda girişimsel bazı müdahalelerde hastanın yazılı rızasının alınması gerektiği öngörülmüş ise de aydınlatma yükümlülüğünün yazılı olarak yapılması gerektiğine ilişkin bir düzenleme yer almamaktadır. Öte yandan Hasta Hakları Yönetmeliği’nin 18. maddesi gereğince bilgi, mümkün olduğunca sade şekilde, tereddüt ve şüpheye yer verilmeden, hastanın sosyal ve kültürel düzeyine uygun olarak anlayabileceği şekilde verilir; hasta, tıbbî müdahaleyi gerçekleştirecek sağlık meslek mensubu tarafından tıbbî müdahale konusunda sözlü olarak bilgilendirilir. Dolayısıyla hastanın aydınlatılması sözlü ya da yazılı şekilde gerçekleştirilebilir. Başka bir deyişle hekimin hastasını aydınlatma yükümlülüğü kapsamında yazılı aydınlatma belirli ölçüde ispat kolaylığı sağlasa da şekil serbestisi söz konusudur. O hâlde aydınlatma yükümlülüğünün yerine getirildiği hususu hekim tarafından her türlü delille ispatlanabilir…..
Yukarıda belirtildiği üzere Türk hukukunda aydınlatma yükümlülüğünün yazılı olarak yapılması gerektiğine ilişkin bir düzenleme yer almadığı gözetildiğinde hastanın aydınlatılması sözlü ya da yazılı şekilde gerçekleştirilebilir. Dolayısıyla aydınlatma yükümlülüğünün yerine getirildiği hususu hekim ve zorunlu sorumluluk sigortacısı tarafından her türlü delille ispatlanabilir. Bu kapsamda aydınlatma yükümlülüğünün yerine getirilip getirilmediği hususu somut olay özelinde hastanın eğitimi, yaşı, kültürel seviyesi ve hekim veya hastane tarafından tutulan kayıtlar serbestçe değerlendirilerek tespit edilmelidir. Bu itibarla somut olayda da davacının 14 yıldır çocuğunun olmadığı, 38 yaşında olduğu, suni dölleme (IUI) yöntemiyle gebe kaldığı ve lise mezunu olduğu gözetildiğinde davacının 24.09.2012 tarihinde hekim tarafından kendisinden istenen üçlü tarama testini yaptırmış olmasına rağmen, aynı gün istenen A/S (Amniosentez) testi konusunda aydınlatılmamış olduğunu ileri sürülmesinin çelişkili olduğu, öte yandan protokol defterinde yer alan amniosentez ve down sendromu konusunda bilgi verildiğine ilişkin kayıtların aksinin davacı tarafça ispatlanmadığı anlaşılmaktadır…..
Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında; hekimin üçlü tarama testi sonucunda elde edilen sonucu, kesin tanı için başvurulabilecek yöntemleri, bu yöntemlerin risklerini hastaya açıklaması ve bu açıklamanın hastanın sosyal ve kültürel düzeyine uygun olarak anlayabileceği şekilde yapılması gerektiği, hastayı bu şekilde aydınlatma yükümlülüğü bulunan hekimin bu yükümlülüğünü mevzuata ve usule uygun şekilde yerine getirdiğini ispatlamak zorunda olduğu, hekim tarafından düzenlenen protokol defterindeki kayıtların delil olarak kabul edilemeyeceği, bu itibarla direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerle bozulması gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de; bu görüş yukarıda açıklanan nedenlerle Kurul çoğunluğunca benimsenmemiştir….. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2020/592 E., 2022/356 K.)
İlginizi Çekebilecek Diğer Yazılar
Telefonun Alınarak Arama Kayıtlarına Bakılması
Uzlaşma Sağlanması Halinde Devlete Tazminat Davası Açılabilecek
Fahri Trafik Müfettişi Ceza Keserken Delil Sunmalıdır
Online Alışveriş Sonucunda Satın Alınan Mal Teslim Edilmezse
Yeni Ev Sahibi Olmak Tek Başına Tahliye Sebebi Değildir
Arama Kararı Olmadan Telefon İncelenemez ve Arama Yapılamaz
Hakaret Suçu Haksız Fiile Karşı İşlenmişse Ceza Verilmeyebilir
İşçinin Hatırlatıldığı Halde Görevini Hiç Yerine Getirmemesi
Beraat Eden Kişi Avukatına Ödediği Vekalet Ücretini İsteyebilir
Uzlaşma Sağlanması Halinde Devlete Tazminat Davası Açılabilecek
Popüler Videolar
Türkiye’de En Çok İşlenen Suçlar
“Ataput” İfadesi Atatürk’e Hakaret Olarak Kabul Edilmiştir
İkinci Kez Suç İşleyenlere Koşullu Salıverilme İmkanı Getirilmesi Sakıncalı Olabilir
Cezaevlerinde Bulunan Yabancı Uyruklu Hükümlü Sayısı ve Yabancı Uyruklu Hükümlülerin En Çok İşlediği Suçlar
Kasten Öldürme Suçunun En Çok İşlendiği İller ve Bölgeler
Davalar Neden Çok Uzun Sürüyor ?
Cezaevlerindeki Kadın ve Erkek Sayısı
Popüler Yazılar
Bir yanıt yazın