Hırsızlık Suçunun Tamamlanma Anı ve Alma Fiili

Alma fiili, failin karşı tarafın zilyetliğine son vererek malı kendi egemenlik alanına sokması yani kendini zilyet haline getirmesi anlamına gelir. Fail malı kendi egemenlik alanına geçirince suç tamamlanır. Yani hırsızlık suçunun tamamlanma anı failin malı kendi egemenlik alanına geçirdiği andır.

Hırsızlık Suçun Tamamlanma Anı ve Hırsızlık Suçunun Hareket Unsuru Olan Alma Fiili

Hırsızlık suçunun tamamlanma anının anlaşılması için alma fiilinin kapsamının anlaşılması gerekmektedir. Hırsızlık suçunu tanımlayan T.C.K.’nin 141. maddesinde “başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden alan kimse” ibaresi yer almaktadır. Alma fiili, failin karşı tarafın zilyetliğine son vererek malı kendi egemenlik alanına sokması yani kendini zilyet haline getirmesi anlamına gelir. Fail malı kendi egemenlik alanına geçirince suç tamamlanır. Buradan da anlaşıldığı üzere mal bir müdahale ile failin egemenlik alanına geçmezse, teşebbüs hükümleri uygulama alanı bulacaktır. Mal failin egemenlik alanına geçtikten sonra maldan yararlanılması veya tüketilmesi gibi neticelerin oluşması gerekmez. Alma eylemi bir süreçtir aslında. Diğer bir ifade ile failin, mağdurun zilyetliğine son vermesi veya mağdurun o mal üzerindeki egemenliğine son vermesi yeterli değildir. Failin malı kendi egemenliğine geçirmesi lazımdır. Örneğin fail eve girip eşyaları camdan aşağı atarsa fakat bekçinin yaklaştığını görüp aşağı attığı eşyaları alamadan evden uzaklaşmak zorunda kalırsa suç tamamlanmamış olacaktır. Yani fail malı bulunduğu yerden almış olabilir fakat mağdurun hakimiyet alanından çıkamamış veya malı kendi egemenlik alanına götürememiş olabilir.

Taşınır malın alındığı yer mağdura aitse veya mağdurun egemenliği altındaysa hırsızlık suçunun neticesi gerçekleşmeyecektir. Bu durumda fail yakalanırsa veya malı bırakırsa teşebbüs hükümleri uygulama alanı bulacaktır. Mağdurun egemenlik alanı malın fiilen bulunduğu yerdir. Fail, çaldığı malı mağdurun egemenlik alanının dışına çıkardıktan sonra yakalanmışsa veya çaldığı malı bir şekilde düşürmüşse hırsızlık suçu tamamlanmış sayılır. Mağdurun üzerinde taşıdığı cüzdanın alınması ile suçun tanımındaki icrai hareketler tamamlanmıştır. Çünkü egemenlik alanı cüzdan için burada kişinin vücududur fakat mağdurun egemenlik alanı olan iş yerinden salt malın alınması yeterli olmayıp ayrıca malın iş yerinden çıkarılması gerekmektedir. Madde gerekçesinde “almak fiilinden maksat, suçun konusunu oluşturan mal üzerinde mağdurun zilyetliğine son verilmesi, mağdurun suç konusu eşya üzerinde zilyetlikten doğan tasarruf haklarını kullanmasının olanaksız hale gelmesidir. Bu tasarruf olanağı ortadan kaldırılınca suç da tamamlanır.” almak fiili açıklanmıştır. Eğer fail aldığı mal üzerinde başkasının müdahalesi olmaksızın serbestçe tasarruf etme imkanına sahip olmuşsa suç tamamlanmıştır. Aksi takdirde halâ (örneğin başkasının müdahalesi sebebiyle) mal üzerinde egemenlik kuramamışsa suç tamamlanmamıştır. 

Almak fiilinden maksat, suçun konusunu oluşturan mal üzerinde mağdurun zilyetliğine son verilmesi, mağdurun suç konusu eşya üzerinde zilyetlikten … tasarruf haklarını kullanmasının olanaksız hâle gelmesidir. Bu tasarruf olanağı ortadan kaldırılınca suç da tamamlanır. Somut olayda; sanıkların, …’nın boru şantiyesinde bulunan demir malzemeleri at arabasına yükledikten sonra şantiye alanından çıkmadan yakalanmaları şeklindeki eylemlerinin, hırsızlığa teşebbüs suçunu oluşturduğuna dair mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir. (Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2015/10790 E., 2015/27785 K.)

Yani somut olaya göre alınmış sayılma hali farklılık gösterebilir. Somut olaya göre malın bulunduğu yerden alınmış kabul edilmesi için malın mağdurun egemenlik alanından çıkmış olması gerekli olabilir.

Banka Havalesinde Hırsızlık Suçunun Tamamlanma Anı

Sanığın yakınana ait internet bankacılığına açık hesabından, yakınanın bilgisi ve rızası dışında, suça konu 7168 TL parayı internet üzerinden kendi hesabına havale etmesi biçimindeki hırsızlık eyleminde paranın müştekinin hesabından çıktığı anda suçun tamamlandığı, sanığın hesabına girmiş olan parayı çekip çekmemesinin suçun tamamlanmasına etkisinin bulunmadığı gözetilerek tebliğnamedeki bozma görüşü benimsenmemiştir. (Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2013/7711 E., 2014/5663 K.)

Suçun tamamlanma anında dikkat edilmesi gerekilen husus tamamlanma anındaki eylemlerin suçun niteliğini değiştirebilmesidir. Örneğin evden malı çalarken ev sahibinin uyanıp müdahale etmesi sonucunda fail cebir veya tehdit ile bu malı almışsa artık burada yağma suçunun hükümleri uygulama alanı bulabilecektir. Bu konuyu Yargıtay detaylı olarak açıklamıştır.

Katılan …’ın olaydan hemen sonra sıcağı sıcağına 02.04.2012 tarihinde kollukta verdiği beyana göre, ikametine yaklaştığı sırada tesadüfen yolda karşılaştığı suça sürüklenen çocuk ve arkadaşlarının el arabası üzerinde bir soba taşıdıklarını gördüğü, bu sobanın kendisine ait olduğunu anlamasından sonra suça sürüklenen çocuğa “Soba benim nereye götürüyorsun” demesi üzerine, katılana “Bu soba senin değil şerefsiz” dedikten hemen sonra yanında taşıdığı bıçağı çektiği, temyize gelmeyen diğer suça sürüklenen çocuklar … ve Hami’nin suça sürüklenen çocuk …’ın cebinde bıçak olduğunu ancak olay sırasında kullanmadığını savunduğu olayda;

5237 sayılı TCK da temel yağma düzenleyen 148/1 fıkrası, 765. Sy. TCK 495/1 fıkrasını özünde aynen aktarmasına rağmen 495/2. fıkrasında düzenlenen “Dolaylı yağma ” ya da “yağmaya dönüşen hırsızlık” denilen hususlara yer vermemiştir. 5237 Sy. TCK 148. maddede düzenlemeye göre mal alma işlemi tamamlanıncaya kadar uygulanan cebir veya tehdit eylemi yağmaya dönüştürmektedir. Malını hırsızlık suçunun tamamlanmasından sonra geri almak isteyen kişiye (mağdura) karşı başvurulan cebir veya tehdit, yağma suçunu oluşturmaz. Bu husus madde gerekçesinde de “Mal, zilyedin tasarruf olanağı ortadan kalktığı anda alınmış olacağından, bu ana kadar yapılan cebir veya tehdit, hırsızlığı yağmaya dönüştürür. Örneğin evin içindeki eşyayı alıp kapıdan çıkarken mal sahibi ile karşılaşan hırsız, ona karşı cebir veya tehdit kullanacak olursa, yağma suçu oluşur.

Mal alındıktan yani hırsızlık suçu tamamlandıktan sonra, bunu geri almak isteyen kişiye karşı cebir veya tehdide başvurulması hâlinde, artık yağma suçundan söz edilemez. Hırsızlık suçuna konu malın geri alınmasını önlemek amacına yönelik olarak kullanılan cebir veya tehdit ayrı suçların oluşmasına neden olur. Bu durumda gerçek içtima hükümlerinin uygulanması gerekir” şeklinde açıkça gösterilmiştir.

Kısaca özetleyecek olursak; malın alınması veya geri alınmasının engellenmesi amacıyla cebir veya tehdit uygulanması gerekir. Hırsızlık eyleminin tamamlanmasından sonra eşyanın veya paranın geri alınması sırasında uygulanan cebir veya tehdit eylemi yağmaya dönüştürmez.

Hırsızlık açısından, doktrinde kabul edilen ve Yargıtay uygulamalarında da dayanılan “sahip olma teorisi” nin savunduğu gibi Mağdurun hakimiyet alanından çıkıp failin veya üçüncü kişilerin hakimiyet alanına girmesi ile eylem tamamlanır. Hakimiyet alanında fiziki sınırlardır. Fiziki sınırları belli olan dairenin veya binanın dışına sıcak takip olmaksızın çıkılması ile hırsızlık tamamlanacaktır.

Somut olaya gelecek olursak katılanın olaydan hemen sonra alınan beyanına göre suça sürüklenen çocuk ve arkadaşlarının sobayı bina içerisinden çıkarırken görmediği el arabası içerisine koyup giderken gördüğü ve dolayısıyla çalınan sobanın hakimiyet alanından sıcak takip olmadan çıkarılmış olduğu, hırsızlık eyleminin tamamlanmış olduğu, bundan sonra tesadüfen karşılaştıklarında kendine ait sobayı geri almak istediği anda uygulanan tehdidin eylemi yağmaya dönüştürmeyeceği, suça sürüklenen çocuk ve arkadaşlarının eyleminin TCK 142/1-b, 116, 151 ve 106/2-a, 125/1 maddesi kapsamında kaldığı gözetilmeden atılı şekilde karar verilmesi;

Bozmayı gerektirmiş… (Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2022/57 E., 2022/11447 K.)


kategori

yazar:

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir