Hakkında “Yakalama Emri” Bulunan Kişilerin Üstünde Karar Alınmadan Arama Yapılabileceğine veya Suçüstü Hâlinin Bulunması Nedeniyle Ayrıca Bir Üst Araması Emri Ya Da Kararı Alınmasına Gerek Bulunmadığına İlişkin Yargıtay Ceza Genel Kurul Kararı
Karar alınmadan üst araması yapılabilecek durumlar; 1- Tutuklama kararı veya yakalama emri düzenlenmesini gerektiren ve gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde; Cumhuriyet savcısına veya âmirlerine derhâl başvurma olanağının bulunmadığı durumlar,
2- Suçüstü hâlinde yapılan aramalar,
3- Polisin durdurduğu kişi üzerinde veya aracında silah veya tehlike oluşturan diğer bir eşyanın bulunduğu hususunda yeterli şüpheye vardığı durumlar,
4- Hakkında tutuklama kararı veya yakalama emri veya zorla getirme kararı bulunan kişi ile hakkında gıyabî tutuklama kararı verilen kaçağın yakalandığı durumlar
5- Hâkim kararı veya Cumhuriyet savcısının yazılı emri ile veya kolluk tarafından doğrudan yakalanan kişinin, kendisine, başkalarına veya yakalama işlemini yapan kolluk görevlilerine zarar vermesini önlemek amacıyla yapılacak kaba üst aramasında
6- Gözaltına alınan kişinin, nezarethaneye konmadan önce yapılan üst aramasında
7- Herhangi bir sebeple hukuka uygun şekilde yakalandıktan sonra kolluk güçlerinin elinden kaçmakta olan kişilerin veya işlenmekte olan veya henüz işlenmiş olan veya pek az önce işlendiğini gösteren belirtilerin olduğu suçun failinin yakalanması amacıyla takibi sırasında girdikleri araç, bina ve eklentilerinde yakalanması amacıyla yapılacak aramalarda
8- 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun 9. maddesinin ikinci fıkrası kapsamında gümrük salonları ve gümrük kapılarında kaçak eşya sakladığından kuşkulanılan kişilerin üzeri, eşyası, yükleri ve araçlarının gümrük kontrolü amacıyla gümrük görevlilerince aranmasında
9- 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun 9. maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında Gümrük Kanunu gereğince belirlenen kapı ve yollardan başka yerlerden girilmesi, çıkılması ve geçilmesi yasak olan gümrük bölgesinde rastlanacak kişi ve her nevi taşıma araçlarının yetkili memurlar tarafından durdurularak bu kişilerin eşya, yük ve üzerleri ile varsa taşıma araçlarının aranmasında
10– 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 24. maddesindeki kanunun hükmü ve âmirin emrini yerine getirme durumunda
11- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 25. maddesindeki meşru savunma ve zorunluluk hâli durumunda
12- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 26. maddesindeki hakkın kullanılması ve diğer kanunların öngördüğü hukuka uygunluk sebeplerinin var olduğu durumlarda
13- Toplum için veya kişiler bakımından hayatî tehlikeyi ortadan kaldırmak amacıyla veya kapalı yerlerden gelen yardım çağrıları üzerine, konut, işyeri ve yerleşim yeri ile eklentilerine girilmesi gerekilen durumlardır.
Üst araması ve yakalamaya ilişkin mevzuat hükümlerinin incelenmesinde fayda vardır. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 90. maddesinde hangi durumlarda herkes tarafından geçici olarak yakalama yapılabileceği düzenlenmiştir.

1- Tutuklama kararı veya yakalama emri düzenlenmesini gerektiren ve gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde; Cumhuriyet savcısına veya âmirlerine derhâl başvurma olanağının bulunmadığı durumlar
Yakalama ve yakalanan kişi hakkında yapılacak işlemler
C.M.K. Madde 90 – (1) Aşağıda belirtilen hâllerde, herkes tarafından geçici olarak yakalama yapılabilir:
a) Kişiye suçu işlerken rastlanması.
b) Suçüstü bir fiilden dolayı izlenen kişinin kaçması olasılığının bulunması veya hemen kimliğini belirleme olanağının bulunmaması.
İlgili maddenin ikinci fıkrasında kolluk görevlilerinin, tutuklama kararı veya yakalama emri düzenlenmesini gerektiren ve gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde; Cumhuriyet savcısına veya âmirlerine derhâl başvurma olanağı bulunmadığı takdirde, yakalama yetkisine sahip olduğu düzenlenmiştir.
C.M.K. m. 90/4’te ise kolluğun; şüpheliyi yakaladıktan sonra şüphelinin kaçmasını, şüphelinin kendisine veya başkalarına zarar vermesini önleyecek tedbirleri alabileceği düzenlenmiştir.
C.M.K. Madde 90/4- Kolluk, yakalandığı sırada kaçmasını, kendisine veya başkalarına zarar vermesini önleyecek tedbirleri aldıktan sonra, yakalanan kişiye kanunî haklarını derhal bildirir.
3- Polisin durdurduğu kişi üzerinde veya aracında silah veya tehlike oluşturan diğer bir eşyanın bulunduğu hususunda yeterli şüpheye vardığı durumlar,
Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu’nun 4/A maddesinde yer alan durumlarda kolluğun şüpheli üstünde kontrol yapabileceği düzenlenmiştir (üst araması).
P.V.S.K. Madde 4/A- Polis, durdurduğu kişi üzerinde veya aracında silah veya tehlike oluşturan diğer bir eşyanın bulunduğu hususunda yeterli şüphenin varlığı halinde, kendisine veya başkalarına zarar verilmesini önlemek amacına yönelik gerekli tedbirleri alabilir.
4- Hakkında tutuklama kararı veya yakalama emri veya zorla getirme kararı bulunan kişi ile hakkında gıyabî tutuklama kararı verilen kaçağın yakalandığı durumlar
Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu’nun 13. maddesinde; polisin, haklarında yetkili mercilerce verilen yakalama veya tutuklama kararı bulunanları eylemin veya durumun niteliğine göre; koruma altına alabileceği, uzaklaştırabileceği ya da yakalayıp gerekli kanuni işlemleri yapabileceği düzenlenmiştir.
Adli ve Önleme Arama Yönetmeliğinin 8. maddesinde karar alınmadan yapılacak arama halleri düzenlenmiştir. (2,5,6,7,8,9,10,11,12,13) Buna göre;
Madde 8 – Aşağıdaki hâllerde ayrıca bir arama emri ya da kararı aranmaz:
a) Hakkında tutuklama kararı veya yakalama emri veya zorla getirme kararı bulunan kişi ile hakkında gıyabî tutuklama kararı verilen kaçak yakalandığında üstünde, yakalanması amacıyla konutunda, işyerinde, yerleşim yerinde, bunların eklentilerinde ve aracında yapılacak aramada,
b) Hâkim kararı veya Cumhuriyet savcısının yazılı emri ile veya kolluk tarafından doğrudan yakalanan kişinin, kendisine, başkalarına veya yakalama işlemini yapan kolluk görevlilerine zarar vermesini önlemek amacıyla yapılacak kaba üst aramasında,
c) Gözaltına alınan kişinin, nezarethaneye konmadan önce yapılan üst aramasında,
d) Herhangi bir sebeple hukuka uygun şekilde yakalandıktan sonra kolluk güçlerinin elinden kaçmakta olan kişilerin veya işlenmekte olan veya henüz işlenmiş olan veya pek az önce işlendiğini gösteren belirtilerin olduğu suçun failinin yakalanması amacıyla takibi sırasında girdikleri araç, bina ve eklentilerinde yakalanması amacıyla yapılacak aramalarda,
e) 1) 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununun 9 uncu maddesinin ikinci fıkrası kapsamında gümrük salonları ve gümrük kapılarında kaçak eşya sakladığından kuşkulanılan kişilerin üzeri, eşyası, yükleri ve araçlarının gümrük kontrolü amacıyla gümrük görevlilerince aranmasında,
2) 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununun 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında Gümrük Kanunu gereğince belirlenen kapı ve yollardan başka yerlerden girilmesi, çıkılması ve geçilmesi yasak olan gümrük bölgesinde rastlanacak kişi ve her nevi taşıma araçlarının yetkili memurlar tarafından durdurularak bu kişilerin eşya, yük ve üzerleri ile varsa taşıma araçlarının aranmasında,
f) 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 24 üncü maddesindeki kanunun hükmü ve âmirin emrini yerine getirme, 25 inci maddesindeki meşru savunma ve zorunluluk hâli ve 26 ncı maddesindeki hakkın kullanılması ve ilgilinin rızası ile diğer kanunların öngördüğü hukuka uygunluk sebepleri ve suçüstü hâlinde yapılan aramalarda, toplum için veya kişiler bakımından hayatî tehlikeyi ortadan kaldırmak amacıyla veya kapalı yerlerden gelen yardım çağrıları üzerine, konut, işyeri ve yerleşim yeri ile eklentilerine girmek için.
Karar Alınmadan Üst Aranmasının Yapılabileceği Durumlara İlişkin Yargıtay Ceza Genel Kurul Kararı
Kolluk görevlilerinin, gerçekleştirdikleri devriye görevi sırasında daha önceden tanıdıkları ve hakkında “Aranıyor” kaydı bulunduğunu bildikleri sanığı görmeleri nedeniyle sanığı yakalama zorunluluğunun bulunduğu, görevlilerin yanına yaklaşıp hakkında arandığına ilişkin kayıt olduğunu söyledikleri sanığın, pantolonunun sol cebinden bir şeyler çıkartıp atmaya çalıştığını görmeleri ile üzerinde silah veya tehlike oluşturan diğer bir eşyayı bulundurabileceği hususunda yeterli şüphenin oluşması nedeniyle CMK’nın 90/4 ve PVSK’nın 4/A maddesinin verdiği yetkilere dayalı olarak alınması gereken tedbirler kapsamında kontrol yapıldığında, sanığın pantolonunun sol cebinde suç konusu tabletlerin ele geçirildiği, değinilen zorunluluğun yanı sıra PVSK’nın 13/1- B ile Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliği’nin 8. maddesinin (a) ve (b) fıkralarına göre hakkında “Aranıyor” kaydı bulunması nedeniyle yakalanan sanığın üzerinde kaba üst araması yapılabileceği, kolluk görevlilerinin “suçüstü” hâli ile karşılaşmaları nedeniyle sanığı yakalayarak PVSK’nın Ek 6. maddesinin verdiği yetkiye istinaden suç konusu maddeleri muhafaza altına aldıkları, ardından görevlilerce uygulanan tedbirler ile somut olay hakkında Cumhuriyet savcısına bilgi verildiği ve müteakiben emirleri doğrultusunda soruşturma işlemlerinin sürdürüldüğü, yine PVSK’nın Ek 6. maddesini açıklayıcı nitelikte olan Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliğinin 8. maddesinin (a), (b) ve (f) bentlerindeki düzenlemelere göre de; hakkında “Yakalama emri” bulunan kişilerin üstünde karar alınmadan arama yapılabileceği ve yine suçüstü hâlinin bulunması nedeniyle ayrıca bir arama emri ya da karar alınmasına gerek bulunmadığı, dolayısıyla suçun delili ve konusunu oluşturan suç konusu maddelerin ele geçirilip muhafaza altına alınmasının hukuka uygun olduğu ve hukuka aykırı bir delilden söz edilemeyeceği kabul edilmelidir. (Ceza Genel Kurulu, 25.12.2018 tarihli ve 356-683 sayılı)
Bir yanıt yazın