Hırsızlık Suçunun Kapsamında Olan Şeyler Nelerdir ?

Hırsızlık suçunun kapsamında, başkasına ait taşınır mal veya başkasının zilyetliğinde bulunan taşınır mal bulunmaktadır. Bir başkasının mülkiyetinde olup da zilyetlikte olmayan mallar hırsızlık suçunun konusunu oluşturmaz. Yani bir mal en azından bir kişinin fiili hakimiyetinde olmalıdır. Fiili hakimiyet malın illa ki kişinin fiziken elinde bulunması değildir.

Hırsızlık Suçunun Kapsamında Olabilecek Eşyalar, Mallar veya Malvarlığı Değerleri Nelerdir ?

Hırsızlık suçunun kapsamında, başkasına ait taşınır mal veya başkasının zilyetliğinde bulunan taşınır mal bulunmaktadır. Bir başkasının mülkiyetinde olup da zilyetlikte olmayan mallar hırsızlık suçunun konusunu oluşturmaz. Yani bir mal en azından bir kişinin fiili hakimiyetinde olmalıdır. Fiili hakimiyet malın illa ki kişinin fiziken elinde bulunması değildir. Örneğin bir eşyayı kasanın içine koyarak veya bir bisikleti demire zincirleyerek fiili hakimiyet sağlanabilir. Taşınmazlar hırsızlık suçunun konusunu oluşturmazlar. Tüzel kişiler hırsızlık suçundan zarar görebilir fakat hırsızlık suçunun mağduru olamazlar. Tüzel kişiyi temsil eden yetkili hırsızlık suçunun mağduru olabilir. Zilyetliği ortadan kaldırılan, zilyetliği ihlal edilen kişiler de bu suçun mağduru olabilirler.

5237 sayılı TCK’nın 141. maddesinde yer alan “Zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden alan kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.” şeklindeki düzenleme ile hırsızlık suçunun basit hâli hüküm altına alınmış, aynı Kanun’un 142. maddesinde ise suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hâlleri sayılmıştır.
Görüldüğü gibi hırsızlık suçunun mağduru, sahip veya zilyet olduğu taşınır malın rızası dışında alınması sebebiyle haksızlığa uğrayan kişidir. Yukarıda açıklandığı üzere, mağdur ancak gerçek bir kişi olabileceğinden tüzel kişilerin suçtan zarar görmeleri mümkün ise de mağdur olmaları mümkün değildir. Buna göre hırsızlık suçuna konu eşyanın, bir tüzel kişiye ait olduğu hâllerde dahi tüzel kişinin suçtan zarar gören; tüzel kişiyi temsil eden yetkilinin ise mağdur olduğunu kabul etmek gerekir.
Hırsızlık suçunun oluşması için öncelikle malın bir başkasının zilyetliği altında bulunması gerekir. Buradaki “başkası” ndan ifadesiyle, sadece malın maliki değil, aynı zamanda mala zilyet sıfatıyla sahip olan kişi de kastedilmektedir. Hırsızlık suçunda ihlâl edilen menfaat sadece mülkiyet hakkı değil aynı zamanda “zilyetlik” tir. Nitekim bu husus, TCK’nın 141/1. maddesinde “zilyedinin rızası olmaksızın…” şeklinde açıkça belirtilmiştir. Dolayısıyla hırsızlık, zilyetliği ortadan kaldıran bir fiil olduğuna göre, suçun mağduru “zilyetliği” ihlâl edilen kişi de olabilir. Hırsızlık suçuna konu olan mal, malikin hâkimiyeti altındayken alınabileceği gibi, zilyedinin hâkimiyeti altındayken de alınabilir. Bu açıdan, suçun mağduru bakımından aranılan temel kıstas, o malın maliki ya da zilyedi olmaktır. (Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2019/13 E., 2019/618 K.)

Ekonomik Bir Değer Taşıyan Elektrik Enerjisi, Gazlar, Tabiî veya Sun’i Buharlar Gibi Katı, Sıvı, Gaz Şeklindeki Her Türlü Enerji Hırsızlık Suçunun Konusu Olabilir Mi ?

Taşınır mal ile anlatılmak istenen aslında eşyadır. Eşya ise cismani varlığı olan, üzerinde egemenlik kurulabilen bazı görüşlere göre ekonomik değeri olan şey olarak tarif edilebilir. Eşya katı, sıvı, gaz şeklinde olabilir. Ekonomik değeri taşıyan her türlü enerji eşya sayılırken abonelik esasına göre yararlanılan elektrik, su ve doğal gazın sahibinin rızası dışında kullanılması ve tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde tüketilmesi karşılıksız yararlanma suçunu oluşturur. Fakat hırsızlık suçunun, sıvı veya gaz hâlindeki enerji hakkında ve bunların nakline, işlenmesine veya depolanmasına ait tesislerde işlenmesi nitelikli hal kapsamındadır. T.C.K.’nin 141. maddesinin gerekçesinde, ekonomik bir değer taşıyan her türlü enerji, taşınır mal sayılmıştır. Buna göre, elektrik enerjisi, gazlar, tabiî veya sun’i buharlar da hırsızlık suçunun konusunu oluşturabilecektir.

Karşılıksız Hizmetten Faydalanmak Ya Da Telefon Hırsızlığı Olarak Da Bilinen Telefon Hatları ile Frekanslarından veya Elektromanyetik Dalgalarla Yapılan Şifreli veya Şifresiz Yayınlardan Sahibinin veya Zilyedinin Rızası Olmadan Yararlanmak Hırsızlık Suçunun Kapsamında Mıdır ?

Hizmet hırsızlık suçunun konusuna girmemektedir. Teknolojinin ilerlemesi ile telefon hırsızlığı olarak bilinen suç yaygınlaşmıştır. Telefon hatlarına saplama yöntemiyle konuşma ve bu konuşma bedelini aboneye ödettirme fiili 765 sayılı T.C.K. uyarınca hırsızlık suçunu oluşturuyordu. Telefon aboneliği, telefon şebekeleri hizmet kapsamında olmasına rağmen bu fiil Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı (1989/2 E., 1990/3 K.) ile hırsızlık suçu kapsamına alınmıştı. 5232 sayılı T.C.K. ile artık bu fiil karşılıksız yararlanma suçunu oluşturacaktır. T.C.K.’nin 163. maddesine göre telefon hatları ile frekanslarından veya elektromanyetik dalgalarla yapılan şifreli veya şifresiz yayınlardan sahibinin veya zilyedinin rızası olmadan yararlanan kişi karşılıksız yararlanma suçunu işleyecektir.       

Bedel ödemeden bir hizmetten yararlanmak ile bir otomata para haricindeki (plastik gibi) materyallerin atılarak içinden eşyanın alınması (örneğin su) karıştırılmamalıdır. Çünkü otomata plastik bir materyal atarak otomatın içinden eşya alınması hırsızlık suçu oluşturur. Çünkü burada alınan şey bir taşınır eşyadır. Bir hizmet alınmamaktadır.

Hak ve Alacaklar ile Fikirler Hırsızlık Suçunun Kapsamına Girer Mi ?

Hak ve alacaklar ile fikirler hırsızlık suçunun kapsamında girmemektedir. Fikirler için şartları var ise F.S.E.K’in 71. maddesinde düzenlenen intihal suçu gündeme gelebilir.

Bilgisayarda Bulunan Program, Bilgi veya Verilerin Sahibinin veya Kullanıcısının İzni Alınmadan Faydalanmak Amacıyla veya Bir Başkasının Faydalanmasını Sağlamak Amacıyla Alınması, Kopyalanması, Başka Yere Taşınması Hırsızlık Suçunun Kapsamında Mıdır ?

Bilgisayarda bulunan program, bilgi veya verilerin sahibinin veya kullanıcısının izni alınmadan faydalanmak amacıyla veya bir başkasının faydalanmasını sağlamak amacıyla alınması, kopyalanması, başka yere taşınması gibi fiiller de hırsızlık suçunun konusunu oluşturmamaktadır. Bu fiiller eğer şartları var ise T.C.K. m. 239’da düzenlenen ticarî sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması suçuna veya T.C.K. m. 244 uyarınca sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme suçuna girebilir.

Banka Hesaplarındaki Para Hırsızlık Suçunun Kapsamında Mıdır ?

Dikkat edilmelidir ki kişinin banka hesabına internet bankacılığı şifresinin kırılması suretiyle girilip mevduatında bulunan paranın başka kişilere kayıtlı banka hesabına transfer edilmesi ve bu yolla haksız menfaat elde edilmesi, T.C.K. m. 142/2-e gereği bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle hırsızlık suçunu oluşturacaktır. (TCK.nın 244/4. maddesindeki “yukarıdaki fıkralarda tanımlanan fiillerin işlenmesi suretiyle kişinin kendisinin veya başkasının yararına haksız bir çıkar sağlamasının başka bir suç oluşturmaması halinde” şeklindeki düzenleme karşısında; sanığın, katılanın banka hesabına internet bankacılığı şifresinin kırılması suretiyle girilip mevduatında bulunan paranın sanığın adına kayıtlı banka hesabına transfer edilerek nakit çekilmesi şeklindeki eyleminin, TCK.nın 142/2-e madde ve fıkrasında düzenlenen bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde, TCK.nın 244/4. maddesi uyarınca mahkumiyet hükmü kurulması, Yasaya aykırı… BOZULMASINA, Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2021/3337 E., 2021/16242 K.). Özetlenecek olursa bilgisayar ortamında bulunan program, bilgi veya verilerin sahibinin veya kullanıcısının izni alınmadan alınması, kopyalanması, başka yere taşınması hırsızlık suçunu oluşturmazken bu yollar ile başkasının parasının üzerindeki fiili hakimiyeti ortadan kaldırarak paranın başka yerlere aktarılması hırsızlık suçu kapsamındadır.                

Birisinin Mülkiyetinde Olmayan Sahipsiz Mallar veya Terk Edilmiş Mallar Hırsızlık Suçunun Kapsamında Mıdır ?                                

Herhangi bir kimsenin mülkiyetinde olmayan sahipsiz olan mallar veya terk edilmiş mallar hırsızlık suçunun konusunu oluşturmaz.

Paylı Mülkiyetin veya Elbirliği ile Mülkiyetin Söz Konusu Olduğu Mallar Hırsızlık Suçunun Kapsamında Mıdır ?

Paylı mülkiyetin veya elbirliği ile mülkiyetin söz konusu olduğu mallar hırsızlık suçunun konusunu oluşturabilir. Mal paydaşlardan birinin zilyetliğine bırakılmış olabilir. Bir paydaşın ortaklık payını aşan miktarda davranışlar sergilemesi ile de hırsızlık suçu oluşabilir.

Kaybedilmiş Eşyalar Hırsızlık Suçunun Kapsamında Mıdır ?

Eşya üzerindeki fiili hakimiyetin kaybolması halinde veya eşyanın kaybedilmiş olması halinde mülkiyet hakkı devam eder fakat bu eşyaların alınması ile hırsızlık suçu oluşmaz. Çünkü T.C.K.’nin 160. maddesinde bu husus düzenlenmiştir. Buna göre kaybedilmiş olması nedeniyle malikinin zilyetliğinden çıkmış olan ya da hata sonucu ele geçirilen eşya üzerinde, iade etmeksizin veya yetkili mercileri durumdan haberdar etmeksizin, malik gibi tasarrufta bulunan kişi, şikayet üzerine, bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.

Haksız Zilyetlik Durumunda Hırsızlık Suçu

Hırsızlık suçunun tanımında zilyetliğin haklı veya haksız olması gerektiğine ilişkin bir açıklama yoktur. Buradan anlaşılabilir ki mağdur, malın haksız zilyedi olabilecek ve somut olayda mağdurun izni olmaksızın malın bulunduğu yerden alınması halinde de hırsızlık suçu oluşacaktır. Fakat malı çalınmış olan zilyet malını tekrar hırsızdan geri almışsa bu durumda hırsızlık suçu oluşmaz. Bu durum yukarıda anlatılan halin istisnasını oluşturmaktadır. Zilyet suçüstü halinde veya suçun işlenmesinden hemen sonra harekete geçip malını geri almışsa burada hukuka aykırı bir eylem yoktur. Ancak suçun üzerinden belirli bir vakit geçtikten sonra mağdur malını hırsızdan geri almışsa bu durumda T.C.K. m. 26/1 uygulama alanı bulacaktır. İlgili hükme göre hakkını kullanan kimseye ceza verilemez. Mağdur burada mülkiyetinde bulunan malı geri almakta yani mülkiyet hakkını korumaya çalışmaktadır. Zaten menfaat sağlamak amacıyla da hareket etmemektedir. Yani kanaatimce kişinin çalınmış malını hırsızdan çalması halinde hırsızlık suçu oluşmayacaktır. Fakat hırsızın çaldığı bu malı başka bir üçüncü kişi çalmış ise bu sefer hırsızlık suçu oluşacak ve ilk hırsız, hırsızlık suçunun mağduru olabilecektir. Nitekim yukarıda da ifade edildiği gibi zilyetliğin haksız olup olmaması önemli değildir.

Ölmüş Kişinin Malları Hırsızlık Suçunun Kapsamında Mıdır ?

Ölmüş bir kişinin malları da mirasçılarının zilyetliğinde kabul edildiğinden hırsızlık suçuna konu olabilecektir.

Hırsızlık Suçuna Konu Eşyanın Değerinin Azlığı

Malın değerinin azlığı hırsızlık suçu açısından önem arz etmemektedir. Fakat değer azlığı yargılamada ceza verilirken dikkate alınacaktır. Burada dikkat edilmesi gerekilen husus suçun konusu ile mağdur arasındaki ilişkidir. Salt malın değerine bakılarak değer azlığına karar verilmemelidir. Örneğin bir ekmek parası ekonomik zorluklar çeken birisi için çok fazla değer taşıyabilir veya kişinin o gün karnını doyurabileceği tek öğün ekmek olabilir. Böyle kişilerin ekmek parasının çalınmasında sanığa verilecek cezada değer azlığı sebebiyle indirim yapılmayacaktır. Fakat ekonomik yeterliliği olan birinin ekmek parasının çalınmasında değer azlığı uygulama alanı bulacaktır. Tek başına odun değneğinin bir ekonomik değeri olmayabilir ama yaşlı birisinin dayanarak yürümesine yarıyorsa bu durum ayrıca değerlendirilmelidir.




kategori

yazar:

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir