Hırsızlık Suçunda Hata, İşlenemez Suç ve Elverişsiz Vasıta Kavramları
Hırsızlık suçunda hata ile hukuka uygunluk nedenleri karıştırılmamalıdır. Fail başkasının olduğunu düşünerek kendi taşınır malını aldığında veya kendisinin olduğunu sanarak başkasının taşınır malını aldığında hata hükümlerinden yararlanacaktır. Fail kendisinin olduğunu düşünerek başkasının taşınır malını izinsiz olarak bulunduğu yerden almışsa T.C.K.’nin 30. maddesinin 1. fıkrasında düzenlenen hata hükümleri uygulama alanı bulacaktır. Böylece fail esaslı hatasından yararlanıp suç işleme kastı bulunmadığı için cezalandırılamayacaktır.
Suçun oluşabilmesi için maddi ve manevi unsurların bir arada olması gerekmektedir. Fail, başkasının olduğunu kendisinin olmadığını düşünerek kendi malını bulunduğu yerden izinsiz alır ise suçun manevi unsurunun gerçekleştiği gerekçesi ile suçun oluştuğu savunulabilir. Fakat maddi unsur gerçekleşmediğinden burada işlenemez suç hükümleri uygulama alanı bulacaktır.
İcra müdürlüğü tarafından evdeki eşyaların haczine ve yediemin olarak katılan vekiline teslimine karar verilmesi üzerine sanığın katılana ait daireyi çilingir marifetiyle açtırıp, hacizli eşyaları bulunduğu yerden alması, resmen teslim olunan mala el konulması ve bozulması suçu, cezanın yarısından dörtte üçüne kadar indirim yapılması, hırsızlık suçunda hata.
5237 sayılı TCK.’nın 30. maddesinin birinci fıkrasında;
“Fiilin icrası sırasında suçun kanuni tanımındaki maddî unsurları bilmeyen bir kimse kasten hareket etmiş olmaz. Bu hata dolayısıyla taksirli sorumluluk hali saklıdır.” Üçüncü fıkrasında ise;
“Ceza sorumluluğunu kaldıran veya azaltan nedenlere ait koşulların gerçekleştiği hususunda kaçınılmaz bir hataya düşen kişi, bu hatasından yararlanır. ”Denilmektedir. Madde gerekçesinin ilgili bölümlerinde ise;
“Birinci fıkrada suçun maddî unsurlarında hataya ilişkin hükme yer verilmiştir. Kast, suçun kanuni tanımındaki maddî unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir. Bu unsurlara ilişkin bilgisizlik, eksik veya yanlış bilgi sahibi olunması durumu ise, maddî unsurlarda hata olarak adlandırılır. Böyle bir hata kastın varlığına engel olur. Örneğin, kişi vestiyerden kendisininki zannederek başkasının paltosunu alır. Keza, kişi gece karanlığında vahşi bir hayvan zannıyla hareketli bir cisme ateş eder. Ancak, gerçekte bu hareket eden cisim bir insandır ve dolayısıyla; bu insan ölür veya yaralanır. Örnek olarak verilen bu olaylarda failin bilgisi gerçeğe uysaydı; işlediği fiil haksızlık teşkil etmeyecekti. Bu nedenle hata hâlinde kasten işlenmiş bir suçtan söz etmek mümkün değildir.
Fıkrada ayrıca, maddî unsurlarda hata hâlinde, taksirle sorumluluğa ilişkin hükme yer verilmiştir. Buna göre, meydana gelen neticeye ilişkin olarak gerekli dikkat ve özen gösterilmiş olsaydı böyle bir netice ile karşılaşılmazdı şeklinde bir yargıya ulaşılabiliyorsa; taksirle işlenmiş bir suç söz konusu olur. Ancak bu durumda neticenin taksirle gerçekleştirilmesinin kanunda suç olarak tanımlanmış olması gerekir. Bu nedenle, kendisinin sanarak başkasının çantasını alan kişinin yanılgısında taksirin varlığı kabul edilse bile; kanunda hırsızlık fiilinin ancak yararlanma kasdıyla işlenebileceği belirtildiği için; böyle bir olay dolayısıyla ceza sorumluluğu doğmayacaktır. Buna karşılık, av hayvanı zannederek gerçekte bir insana ateş edip onun ölümüne neden olan kişinin bu hatasında taksiri varsa, adam öldürme kanunda taksirle işlenen bir suç olarak da tanımlandığı için, böyle bir olayda fail, taksirle adam öldürme suçundan dolayı sorumlu tutulacaktır.
Somut olayda sanığın borcu nedeniyle, mahkeme tarafından katılanın dairesinden tahliyesine ve kira borcunun ödenmesine, ilgili icra müdürlüğü tarafından da evdeki eşyaların haczine ve yediemin olarak katılan vekiline teslimine karar verilmiş olup, ilgili icra müdürlüğünün katılan vekilinin talebi üzerine sanığa “… ihtarnamenin tebliğinden itibaren 7 gün içinde hacizli malları teslim almanız, almadığınız taktirde malların satışı cihetine gidileceği ihtaren tebliğ olunur.” şeklinde bir ihtarname çekmesi üzerine sanığın, suç tarihinde katılana ait daireyi çilingir marifetiyle açtırıp, hacizli eşyaları bulunduğu yerden aldıktan sonra yeni anahtarı apartman yöneticisine teslim ettiği sabittir.
TCK’nın 26/2. maddesine göre ‘ilgilinin rızası’ hukuka uygunluk sebebi ise de, aynı Kanun’un hırsızlık suçunu düzenleyen 141. maddesi hükmü ve gerekçesine göre, hırsızlık suçunun maddi unsuru, zilyedinin rızası olmaksızın başkasına ait taşınır bir malın bulunduğu yerden alınmasıdır.
Yeni suç teorisine göre konu, suçun maddi unsurlarındandır. Hırsızlık suçunun konusu, bulunduğu yerden alınmasına zilyedinin rızası bulunmayan başkasına ait bir taşınır mal’dır. Kural olarak, failin kendisine ait olan taşınır mal, hırsızlık suçunun konusu olamaz ise de; TCK’nın 290/2. maddedeki hâller bu kuralın bir istisnasıdır. Maddeye göre, fail kendisine ait olan, ancak haczedilerek katılan vekiline yediemin olarak teslim edilen taşınır malı bulunduğu yerden aldığı taktirde hırsızlık suçundan cezalandırılmakla birlikte verilecek cezanın yarısından dörtte üçüne kadar indirim yapılacaktır.
Bu sebeple, olayımızda TCK’nın 290/2. maddesinin yollamasıyla işlenen hırsızlık fiilinde aynı Kanun’un 30. maddesinin üçüncü fıkrasının değil, birinci fıkrasının değerlendirilmesi gerekir. Sanık, kamu otoritesinin yani ilgili icra müdürlüğünün yanlış ve hatalı işlemi nedeniyle suçun maddi unsuruna ilişkin hataya düşmüş ve zilyedin rızası olmadığını bilmeksizin kendisine ait hacizli malı bulunduğu yerden almıştır. Sanığın, kastı kaldıran bu hatasından yararlanması gerekir. Manevi unsur yokluğu nedeniyle verilen beraat kararı yerindedir. (Yargıtay 13. Ceza Dairesi 2016/11522 E., 2018/1955 K.)
İlginizi Çekebilecek Diğer Yazılar
Uyuşturucu Satmaya Çalışanın Üstü Karar Alınmadan Aranabilir
Adli Para Cezası (T.C.K m. 52)
Polis Önleme Amacıyla Telefon Dinleyebilir Mi
Telefonun Alınarak Arama Kayıtlarına Bakılması
Üst Araması Kararı Gerektirmeyen Durumlar
Arama Kararı Olmadan Telefon İncelenemez ve Arama Yapılamaz
Popüler Videolar
Türkiye’de En Çok İşlenen Suçlar
El Salvador Ceza Sistemi Suç Oranlarını Nasıl %97.7 Düşürdü ? Türkiye’de Suç Oranı Nasıl Düşer ?
Anayasa’nın İlk Dört Maddesi Değiştirilemez Ancak Yok Edilebilir
“Ataput” İfadesi Atatürk’e Hakaret Olarak Kabul Edilmiştir
İkinci Kez Suç İşleyenlere Koşullu Salıverilme İmkanı Getirilmesi Sakıncalı Olabilir
Kasten Öldürme Suçunun En Çok İşlendiği İller ve Bölgeler
Davalar Neden Çok Uzun Sürüyor ?
Cezaevlerindeki Kadın ve Erkek Sayısı
Popüler Yazılar
Bir yanıt yazın