Boşanma Davası Açıldıktan Sonra Edinilen Malların Durumu

Yargıtay Boşanma Davasının Açıldığı Tarihe Kadar Edinilen Malvarlıkları Değerlerinin Mal Paylaşımına Dahil Edileceğini Fakat Boşanma Davası Açıldıktan Sonra Eşlerin Edindiği Malvarlığı Değerlerinin Mal Paylaşımına Dahil Edilemeyeceğine Karar Verdi

Boşanma Davası Açıldıktan Sonra Eşlerin Edindiği Malvarlığı Değerleri Mal Paylaşımına Dahil Edilemez

Boşanma davası açıldıktan sonra mal rejiminin sona ereceği Türk Medeni Kanunu’nun 225/2 maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre boşanma davası açıldıktan sonra eşlerin edindiği malvarlığı değerleri mal paylaşımına dahil edilemez. “mal rejimi, eşlerden birinin ölümü veya başka bir mal rejiminin kabulüyle sona erer. Mahkemece evliliğin iptal veya boşanma sebebiyle sona erdirilmesine veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesi hâllerinde, mal rejimi dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer.

Somut uyuşmazlık incelendiğinde, taraflar, 07.12.1995 tarihinde evlenmiş; 18.01.2010 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, 11.02.2013 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir. (TMK 225/son), Tasfiyeye konu edilen araç ise mal rejimi sona erdikten sonraki bir tarih olan 22.06.2010 tarihinde davalı eş adına satın alınmıştır. Edinme tarihi itibariyle mal rejimi sona ermiştir.

Mahkemece, talebin Aile Hukuku’ndan kaynaklanan uyuşmazlık olarak nitelendirilip kabulüne karar verilmesi hatalıdır. Talep, genel hükümlere dayalı olarak alacak niteliğinde olup mal rejiminin tasfiyesine ilişkin bulunmadığından, anılan istek bakımından 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. maddesi uyarınca Aile Mahkemesi görevli bulunmamaktadır. (Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2015/7527 E., 2017/366 K.)

Hemen belirtmek gerekir ki, 01.01.2002 tarihinden önce edinilen taşınmazlar yönünden TMK’nun 170. maddesine göre, taraflar arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen mal varlığına yapılan katkıdan kaynaklanan katkı payı alacağı, 01.01.2002 tarihinden sonra edinilen taşınmaz ve araçlar yönünden TMK 202 ve devamı maddeleri gereğince taraflar arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen mal varlığından kaynaklanan katılma alacağı ve düğünde davacıya takılan ziynetlere yönünden genel hükümlere tabi alacak isteğine ilişkindir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; taraflar 05.01.1980 tarihinde evlenmiş, 16.07.2010 tarihinde boşanma davası açılmış olup, halen derdesttir. Bilindiği üzere ve kural olarak, yanlar arasındaki mal rejimi TMK’nun 225/ 2. maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermekte olup mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkı boşanma dava tarihi itibariyle doğar. Ancak, bu hakkın kullanılabilmesi ve tasfiyeye karar verilebilmesi için boşanma davasının olumlu sonuçlanarak kesinleşmesi zorunludur. Somut olayda, taraflar arasındaki … 4. Aile Mahkemesi’nin 2010/770 Esasında kayıtlı boşanma davası karara bağlanmamıştır. Öte yandan, HGK’nun 27.06.2012 tarih, 2012/8-268 Esas ve 2012/420 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere, boşanma davası mal rejiminin tasfiyesinden doğan alacak davası için bekletici mesele yapılması ve boşanma davasının olumlu sonuçlanması halinde iş bu davada toplanacak tüm delillere göre bir değerlendirme yapılarak hasıl olacak sonucuna göre bir karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerindedir. Kabulüyle Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollaması ile halen yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK’nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, (Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2013/7214 E.,  2013/19426 K.)


yazar:

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir