İletişimin Dinlenmesi Kayda Alınması Sinyal Bilgisi Değerlendirmesi

Ceza Muhakemesi Hukukunda Telekomünikasyon Yoluyla İletişimin Dinlenmesi, Kayda Alınması, Sinyal Bilgilerinin Değerlendirilmesi, Mobile Telefonun Yerinin Tespiti, İletişimin Tespiti (C.M.K m.135)

C.M.K. m. 135 oldukça uzun bir düzenlemedir bunun nedeni, bu hükümde üç koruma tedbiri bir arada bulunmaktadır. (1- Telekomünikasyon yoluyla iletişimin dinlenmesi, kayda alınması, sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi, 2- Mobile telefonun yerinin tespiti, 3-İletişimin tespiti) Bu üç koruma tedbirinin koşulları farklılık göstermektedir. Hepsinin şartları farklıdır.

İletişimin Dinlenmesi kimlerin iletişimi dinlenir telefon konuşmalarının kayda alınması yasağı iletişimin dinlenmesi kararına itiraz edilebilir iletişimin dinlenmesi kararını kim verir ne kadar süre ile verilir

İletişimin dinlenmesi, kayda alınması ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi, telekomünikasyon yoluyla gerçekleştirilmekte olan konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması ile diğer her türlü iletişime uygun teknik araçlarla dinlenmesi ve kayda alınmasına yönelik işlemlerdir. Bu nedenle yüz yüze olan görüşmenin dinlenmesi bu madde kapsamında değildir. Gerçekleşmekte olan konuşmalardan bahsedilmektedir o halde gerçekleşmiş, bitmiş bir konuşmanın sonradan dinlenmesi ya da kayda alınması hukuk düzenlemesinde yer almamaktadır.

İletişimin tespiti, iletişimin içeriğine müdahale etmeden iletişim araçlarının diğer iletişim araçlarıyla kurduğu iletişime ilişkin arama, aranma, yer ve kimlik bilgilerinin tespitine ilişkin işlemleri ifade eder. İletişimin tespitinde iletişimin içeriğini bilinmemekte sadece iletişimi tespit edilen kişinin diğer bir kişi ile kaç saat, ne kadar süre boyunca konuştuğu bilinmektedir.

Sinyal bilgisi, bir şebekede haberleşmenin iletimi veya faturalama amacıyla işlenen her türlü veriyi ifade eder.

Sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi, iletişimin içeriğine müdahale niteliğinde olmayıp yetkili makamdan alınan karar kapsamında sinyal bilgilerinin iletişim sistemleri üzerinde bıraktığı izlerin tespit edilerek, bunlardan anlamlı sonuçlar çıkarmak üzere gerçekleştirilen değerlendirme işlemleridir.

İletişimin tespiti ile sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi arasında fark vardır. İletişimin tespiti iletişim yapılmaktayken uygulanmakta, sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi ise sonradan yapılan işlemdir. Örneğin 40 gün sonra sinyal bilgileri değerlendirilen kişi, diğer bir kişi ile nereden ne kadar süre konuştu bu tespit edilir.

C.M.K m. 135’de düzenlenen koruma tedbirleriyle sağlanmaya çalışılan amaç bir suç dolayısıyla delil elde etmektir. Henüz suç yokken önleme amaçlı olarak iletişimin dinlenmesi, tespit edilmesi ilgili maddeye göre yapılamaz çünkü C.M.K m. 135 bir koruma tedbiridir ve koruma tedbiri olması sebebiyle bir soruşturma veya kovuşturmada delil elde etmek amacıyla bu tedbire başvurulabilir. Henüz suç şüphesi yokken sadece suç işlenmesin diye bu koruma tedbirine başvurulamaz. Fakat Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu’nda, Jandarma Teşkilatı Görev ve Yetkileri Kanunu’nda ve Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu’nda önleme amacıyla yapılan iletişimin denetlenmesi ve tespitine imkan sağlayan düzenlemeler bulunmaktadır.

Telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi koruma tedbirinin uygulanması için Gizli Soruşturmacı ve Teknik Araçlarla İzleme Tedbirlerinin Uygulanmasına İlişkin Yönetmelikten yararlanılır.

Bu yazıda C.M.K. m. 135’de düzenlenen üç koruma tedbiri ayrı ayrı ele alınacaktır.

A-Telekomünikasyon Yoluyla İletişimin Dinlenmesi, Kayda Alınması, Sinyal Bilgilerinin Değerlendirilmesinin Koşulları

İletişimin dinlenmesi, kayda alınması, sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi koruma tedbirlerine başvurulabilmesi için suç işlendiğine ilişkin somut delillere dayanan kuvvetli suç şüphesi sebepleri bulunmalıdır.

İletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması C.M.K. Madde 135 – (1) Bir suç dolayısıyla yapılan soruşturma ve kovuşturmada, suç işlendiğine ilişkin somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve başka suretle delil elde edilmesi imkânının bulunmaması durumunda, hâkim veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısının kararıyla şüpheli veya sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişimi dinlenebilir, kayda alınabilir ve sinyal bilgileri değerlendirilebilir. Cumhuriyet savcısı kararını derhâl hâkimin onayına sunar ve hâkim, kararını en geç yirmi dört saat içinde verir. Sürenin dolması veya hâkim tarafından aksine karar verilmesi hâlinde tedbir Cumhuriyet savcısı tarafından derhâl kaldırılır.

Bu koşullar yokken dinleme yapılırsa hukuka aykırılık söz konusu olur. C.M.K. m. 217/2’ye göre hukuka aykırı olarak elde edilen deliller ispat aracı olarak kullanılamaz.

Bu koruma tedbirine hem soruşturma hem de kovuşturma evresinde başvurulabilir.

İletişimin dinlenmesi, kayda alınması, sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi koruma tedbirlerine başvurulabilmesi için başka türlü delil elde etme imkanı bulunmamalıdır.

Bu ikincillik ilkesinin gereğidir.

Şüpheli veya sanık ve iletişim çift taraflı olduğu için 3. kişiler dinlenmek zorundadır.

Kimlerin iletişimi dinlenir, kayda alınır, sinyal bilgileri değerlendirilir ?

Dinleme kararında şüpheli veya sanığın kim olduğunun belirtilmesi gerekmektedir. Doğrudan doğruya 3. kişiler dinlenemez. Örneğin sanığın annesinin telefonu dinlenemez. Sanığın annesi Isparta’da yaşıyor sanık da İzmir’de yaşıyor ve bir suç örgütüyle bağlantısı olduğu düşünülüyor. Sanığın annesinin telefonunu sanık kullanmıyor. Sanığın annesi telefonu Isparta’da kullanıyor. Bu durumda sanığın annesinin telefonu dinlenemez anne burada 3. kişidir. Ancak sanığın annesinin üstüne kayıtlı bir telefonu sanık kullanıyorsa ve o telefonu kullanan sanık da katalogdaki bir suçtan dolayı şüpheli konumundaysa bu durumda sanığın annesinin telefonu dinlenebilir. Dinleme yapılacak olan telefonun hattının mutlaka sanık veya şüpheliye ait olması şartı gerekmemektedir.

C.M.K. m. 135/3- Şüpheli veya sanığın tanıklıktan çekinebilecek kişilerle arasındaki iletişimi kayda alınamaz. Kayda alma gerçekleştikten sonra bu durumun anlaşılması hâlinde, alınan kayıtlar derhâl yok edilir.

İletişimin dinlenmesi, kayda alınması, sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi sonucunda tesadüfen bir delil elde edilmişse ne olacak ?

Katalogdaki bir suçun sanık tarafından işlenmesi üzerine dinleme kararı çıkıyor ve sanığın telefonunda dinleme yapılıyor, bu dinleme esnasında sanık ile diğer şahıs arasındaki konuşmalardan diğer şahsın da birisini öldürdüğünü anlaşılıyor, bir terör örgütüne üye ve bu cinayeti de o sebeple işlenmiş. Suçun faili dinleme yapılan sanık değil ama başka bir suçun işlendiğine ilişkin de bir bilgi elde ediniliyor. Böyle bir durumda ne yapılması gerekir? Bu durum Cumhuriyet Savcısına derhal bildirildikten sonra bu yeni suç için yeni bir karar alınır ve yeni kararla birlikte dinlemeye devam edilir.

C.M.K m. 138/2- Telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi sırasında, yapılmakta olan soruşturma veya kovuşturmayla ilgisi olmayan ve ancak, 135 inci maddenin altıncı fıkrasında sayılan suçlardan birinin işlendiği şüphesini uyandırabilecek bir delil elde edilirse; bu delil muhafaza altına alınır ve durum Cumhuriyet Savcılığına derhâl bildirilir.

“Tesadüfen elde edilen delillerin düzenlendiği 5271 sayılı CMK’nın 138. maddesine göre “Arama veya elkoyma koruma tedbirlerinin uygulanması sırasında, yapılmakta olan soruşturma veya kovuşturmayla ilgisi olmayan ancak, diğer bir suçun işlendiği şüphesini uyandırabilecek bir delil elde edilirse; bu delil muhafaza altına alınır ve durum Cumhuriyet savcılığına derhal bildirilir. Telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi sırasında, yapılmakta olan soruşturma veya kovuşturmayla ilgisi olmayan ve ancak, 135. maddenin altıncı fıkrasında sayılan suçlardan birinin işlendiği şüphesini uyandırabilecek bir delil elde edilirse; bu delil muhafaza altına alınır ve durum Cumhuriyet savcılığına derhal bildirilir”. Yürütülen bir soruşturma veya kovuşturma sırasında, soruşturma veya kovuşturma konusu suç dışında bir suçun işlendiğini gösteren deliller tesadüfen elde edilen delillerdir. CMK’da arama, el koyma ve iletişimin denetlenmesi koruma tedbirleri için düzenlenmiş olan bu tip deliller, diğer (örneğin, teknik takip, gizli soruşturmacı görevlendirilmesi) koruma tedbirlerinin uygulanmasıyla da elde edilmiş olabilir. Böyle bir durumda Ceza Muhakemesi Hukukunda kıyas yasağı olmadığından, CMK’nın 138. maddesi hükmü kıyasen bu deliller hakkında da uygulanabilecektir.” (Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2015/5406 E., 2016/3084 K.)

“Telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi sırasında, yürütülmekte olan soruşturma veya kovuşturmayla ilgisi olmayan, ancak başka bir suçun işlendiği şüphesini uyandırabilecek şekildeki “tesadüfen elde edilen deliller” CMK’nın 135/8. maddesinde düzenlenen katalog kapsamındaki suçlara ilişkin ise, soruşturma ve kovuşturmada delil olarak kullanılabilmektedir. Buna karşın CMK’nın 138/2. maddesinin açıklığı karşısında katalog kapsamında yer almayan suçlara ilişkin kayıtların delil olarak kullanılması mümkün değildir. Kanunda, kişiler arasında telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi yalnızca belirli ağırlıktaki suç tipleri bakımından meşru kabul edilmiş, bunlar dışındaki suçlar yönünden ise özel hayatın ve haberleşmenin gizliliğinin korunmasına ilişkin yarar üstün tutulmuştur.”(Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2015/5406 E., 2016/3084 K.)

Ceza Muhakemesi Kanununda Öngörülen Telekomünikasyon Yoluyla Yapılan İletişimin Denetlenmesi, Gizli Soruşturmacı ve Teknik Araçlarla İzleme Tedbirlerinin Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik

MADDE 14 – (1) Telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi sırasında, yapılmakta olan soruşturma veya kovuşturmayla ilgisi olmayan ve ancak, bu Yönetmeliğin 8 inci maddesinde belirtilen suçlardan birinin işlendiği şüphesini uyandırabilecek bir delil elde edilirse bu delil muhafaza altına alınır ve durum Cumhuriyet başsavcılığına derhâl bildirilir.

C.M.K m. 138/2  katalogda yer alan suçlardan bahsetmektedir. Katalogda sayılmayan suçlardan birinin işlendiği şüphesini uyandırabilecek bir delil elde edilirse bu durumda bu delil muhafaza altına alınamaz. Yok edilmesi gerekir ama bu aynı zamanda bir ihbar olarak kabul edilmeli ve delil imha edildikten sonra C.M.K. m. 160 gereği yeni suç için de hemen soruşturmaya başlanmalıdır. Bu suç için de yeni bir karar alınmalıdır.

C.M.K. m. 160/1- Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. 

Telefon Konuşmalarını Kayda Alma Yasağı:

Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu’nda, Jandarma Teşkilatı Görev ve Yetkileri Kanunu’nda ve Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu’nda önleme amacıyla dinleme yapılabileceğine ilişkin hükümler bulunmaktadır. Önleme amacıyla dinlemede kayda alma yasağı yoktur. Kayda alma yasağı sadece C.M.K. m. 135 için geçerlidir. Yani delil elde etmek için başvurulan koruma tedbiri için vardır, önleme amacıyla dinlemede kayda alma yasağı yoktur. Kimlerin dinlenip de kayda alınamayacağı C.M.K. m. 135/3’de düzenlenmiştir.

C.M.K. m. 135/3- Şüpheli veya sanığın tanıklıktan çekinebilecek kişilerle arasındaki iletişimi kayda alınamaz. Kayda alma gerçekleştikten sonra bu durumun anlaşılması hâlinde, alınan kayıtlar derhâl yok edilir.

Yani şüpheli veya sanık ile tanıklıktan çekinebilecekler arasındaki iletişimin kayda alınması mümkün değildir. Kimsenin kendini ve yakınlarını suçlayıcı beyanda bulunmaya zorlanamaması yasağı ile ilgili temel bir insan hakkıdır. Kimler tanıklıktan çekinebilir. C.M.K m.45’de düzenlenmiştir. Tanıklıktan çekinebilecek kişiler de şüpheliyse örneğin ailecek herkesin suç ile ilgili bir fonksiyonu var bu durumda baskın görüş dinleme yapılabileceğidir.

Konuşma başlamadan önce o kişinin tanıklıktan çekinebilecek kişi olup olmadığı bilinemez o yüzden başta ister istemez dinlemek zorunda kalınır, belirli bir noktaya kadar dinleyip kişinin kim olduğunun anlaşılması gerekir, tanıklıktan çekinebilecek kişi olduğu fark edildiği an o kaydın imha edilmesi gerekir. Bu yasak sadece iletişimin kayda alınamamasına yöneliktir.  Bu sebeple diğer koruma tedbirleri açısından bir serbestlik söz konusudur. Yani iletişimin denetlenmesi ve sinyal bilgilerinin denetlenmesi için bu yasak söz konusu değildir, tanıklıktan çekinebilecek kişilerle ilgili olan yasak sadece iletişimin kaydının alınmasında söz konusu olur.

“Suç tarihine göre CMK, telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenebilmesine bazı hallerde sınırlamalar getirmiştir. Buna göre, şüpheli veya sanığın tanıklıktan çekinebilecek kişilerle arasındaki iletişimi kayda alınamaz. Kayda alma gerçekleştikten sonra bu durumun anlaşılması halindeyse alınan kayıtlar derhal yok edilir (CMK m. 135/2). İkinci fıkranın bu lafzından anlaşıldığı kadarıyla kayda alınamayacak olan bu iletişim, CMK’nın 135. maddesi hükmü anlamında tespit edilebilecek, dinlenebilecek ve bu iletişime ilişkin sinyal bilgileri değerlendirilebilecektir.” (Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2015/5406 E., 2016/3084 K.)

Bir diğer yasak ise müdafiiden kaynaklanır;

Müdafinin telefonu, bürosu ve yerleşim yeri için iletişimin dinlenmesi, kayda alınması, sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi koruma tedbirine başvurulur mu ?

C.M.K Madde 136 – (1) Şüpheli veya sanığa yüklenen suç dolayısıyla müdafiin bürosu, konutu ve yerleşim yerindeki telekomünikasyon araçları hakkında, 135 inci madde hükmü uygulanamaz.

Yani dinleme yapılamaz, kayda da alınamaz. Ancak bu avukatın büro, konut ve yerleşim yerindeki telekomünikasyon araçlarıyla ilgilidir yani avukatın cep telefonuyla ilgili bir ibare eklenmemiştir. Ancak her ne kadar bahsedilmese de bu cep telefonunu da kapsar çünkü savunma dokunulmazlığı kapsamındadır. Avukat da şüpheli ise bu durumda dinleme yapılması mümkün, avukatlık sıfatıyla ilgili bir görüşme olmaktan çıkar.

“CMK’nın 136. maddesi hükmü gereği şüpheli veya sanığa yüklenen suç dolayısıyla müdafiin bürosu, konutu ve yerleşim yerindeki telekomünikasyon araçları hakkında, bu Kanunun 135. maddesi hükmü uygulanamaz. Meslekleri gereği CMK’nın 46. maddesi hükmü çerçevesinde tanıklıktan çekinme hakkı olan avukatlar hakkında da iletişiminin denetlenmesi çerçevesinde bu iletişimin “kayda alınması” tedbirinin zaten 135. maddenin ikinci fıkrası hükmü gereği uygulanma imkanı bulunmamaktadır. Sonuç olarak müdafiin, yüklenen suça ilişkin olarak şüpheli veya sanıkla bürosunda, konutunda ve yerleşim yerinde telekomünikasyon yoluyla kurduğu her türlü iletişimin 135. madde hükmü anlamında her türlü denetimin dışında kalmaktadır.

Ancak müdafiin suçu bizzat işlediği veya bu suça iştirak ettiği şüphesi altında bulunması halinde ise, bu tedbire ilişkin olarak kendisi hakkında da denetleme kararı alınmış olmak kaydıyla 135. maddenin ikinci fıkrası hükmündeki engelin ortadan kalkacağı, yani zaten mümkün olan tespit, dinleme ve sinyal bilgilerini değerlendirme tedbirleri yanında kayda alma tedbirinin de uygulanabileceği sonucuna ulaşılabilecekken 136. madde hükmünün salt lafzi bir şekilde ele alınması durumunda, müdafiin bu sefer kendisinin de şüphelisi olduğu bu suç, şüpheli veya sanığa yüklenen suç olma vasfını devam ettirdiği için, kendisiyle bürosunda, konutunda ve yerleşim yerinde telekomünikasyon yoluyla kurduğu her türlü iletişimin yine 135. madde hükmü anlamında her türlü denetimin dışında kaldığı söylenebilecektir.

İddianamede de belirtilen sanıklar …, …, …’ın avukat ile görüşmelerinin olduğu yönündeki tespitin, dosyada mevcut bir kısım görüşme tutanaklarından da anlaşılması karşısında; yapılan iletişimin tespiti kayıtlarının hukuka uygun bir delil olup olmadığının karar yerinde tartışılması, hukuka aykırı kabul ediliyorsa bu durumun kararda açıklanıp gösterilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,” (Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2015/5406 E., 2016/3084 K.)

İletişimin dinlenmesi, kayda alınması, sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi kararını kim verir ?

İletişimin dinlenmesi, kayda alınması, sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi koruma tedbirlerine başvurulabilmesi için hakim kararı veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde savcı kararı gerekir.

C.M.K. Madde 135 – (1) Bir suç dolayısıyla yapılan soruşturma ve kovuşturmada, suç işlendiğine ilişkin somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve başka suretle delil elde edilmesi imkânının bulunmaması durumunda, hâkim veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısının kararıyla şüpheli veya sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişimi dinlenebilir, kayda alınabilir ve sinyal bilgileri değerlendirilebilir. Cumhuriyet savcısı kararını derhâl hâkimin onayına sunar ve hâkim, kararını en geç yirmi dört saat içinde verir. Sürenin dolması veya hâkim tarafından aksine karar verilmesi hâlinde tedbir Cumhuriyet savcısı tarafından derhâl kaldırılır.

Savcı kararı alır almaz hakim onayına sunmalı, hakim de kararını en geç 24 saat içinde vermeli. Hakim karar vermez veya aksi yönde karar verirse de elde edilen bilgiler derhal imha edilir.

Ceza Muhakemesi Kanunu’nda Öngörülen Telekomünikasyon Yoluyla Yapılan İletişimin Denetlenmesi, Gizli Soruşturmacı ve Teknik Araçlarla İzleme Tedbirlerinin Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik

MADDE 13 – (1) Tedbir kararının uygulanması sırasında şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi ya da gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısı tarafından verilen kararın hâkim tarafından onaylanmaması hâlinde, tedbirin uygulanmasına Cumhuriyet savcısı tarafından derhâl son verilir ve durum Başkanlığa bildirilir. Bu durumda yapılan tespit veya dinlemeye ilişkin kayıtlar, Cumhuriyet savcısının denetimi altında en geç 10 gün içinde yok edilir.

Sanık ya da şüpheli dinlemeye rıza gösterirse (örneğin suçu işlemediğinden bahisle kendisinin dinlenmesini talep ederse) bile tüm prosedürler atlanarak (hakim veya savcı kararı almadan vs.) dinleme yapılamaz. Bu durumda da prosedürler işlenmeli. Mağdur kendisinin aranılıp tehdit edildiğini ileri sürüp dinlenilmeye rıza gösterirse (C.M.K. m. 135 mağdurdan bahsetmediğinden) C.M.K. m. 135’e göre dinleme yapılamaz fakat C.M.K. m. 160’a göre dinleme yapılabilir. Mağdur rıza göstermiyorsa dinleme yapılamaz. Mağdur kendi kendine konuşmaları kayıt alabilir mi? Tüm konuşmalar durduk yere rıza alınmadan kayda alınıyorsa bu hukuka aykırı olarak elde edilmiş olduğundan delil olarak kullanılamaz ancak karşı taraf hakaret etmeye, tehdit etmeye başladıktan sonra kayda alınırsa bu zorunluluk hali kapsamında değerlendirilir ve o delil olarak kullanılabilir.

“Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 21/05/2013 tarih, 2012/5 esas, 2013/248 karar sayılı ilamında, ”Kişinin kendisine karşı işlenmekte olan bir suçla ilgili olarak, bir daha kanıt elde etme olanağının bulunmadığı ve yetkili makamlara başvurma imkanının olmadığı ani gelişen durumlarda karşı tarafla yaptığı konuşmaları kayda alması halinin hukuka uygun olduğunun kabulü zorunludur. Aksi takdirde kanıtların kaybolması ve bir daha elde edilememesi söz konusu olur.” yönündeki belirleme dikkate alındığında, somut olayda katılanın sanığı arayarak, telefon görüşmesinde, başlangıçtan itibaren iletişimi telefona kaydettiği ve katılanın konuşma boyunca sanığı yönlendirmeye çalıştığının anlaşılması karşısında, kayıt içeriğinin hukuka aykırı olduğu kabul edilmekle…. ” (18. Ceza Dairesi 2015/440 E., 2015/1624 K.)

C.M.K. m. 160/1- Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. 

İletişimin dinlenmesi, kayda alınması, sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi kararlarına itiraz edilebilir mi ?

İletişimin dinlenmesi, kayda alınması ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi kararları, hakim kararı olduğu için bu kararlara karşı itiraz yolu açıktır.

İletişimin dinlenmesi, kayda alınması, sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi ne kadar süre için başvurulur ?

C.M.K. m. 135/4’e göre bu koruma tedbiri için bir süre mevcuttur. Tedbir kararı en çok kural olarak 2 ay için verilebilir ancak gerek olduğu durumlarda bu süre 1 ay daha uzatılabilir (2+1). Ancak bunun da istisnası mevcuttur, örgüt faaliyeti sebebiyle işlenen suç mevcutsa 2 ay+1 aya ek olarak bu koruma tedbiri her defasında 1 aydan fazla olmayacak şekilde 3 ay daha uzatılabilir yani, 2 ay +1 ay+1 ay +1 ay +1 ay = 6 ay

C.M.K m. 135/4- Birinci fıkra hükmüne göre verilen kararda, yüklenen suçun türü, hakkında tedbir uygulanacak kişinin kimliği, iletişim aracının türü, telefon numarası veya iletişim bağlantısını tespite imkân veren kodu, tedbirin türü, kapsamı ve süresi belirtilir. Tedbir kararı en çok iki ay için verilebilir; bu süre, bir ay daha uzatılabilir. Ancak, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili olarak gerekli görülmesi halinde, hâkim yukarıdaki sürelere ek olarak her defasında bir aydan fazla olmamak ve toplam üç ayı geçmemek üzere uzatılmasına karar verebilir.

Hakim bu dinlemeyi adli kolluk aracılığıyla yapar. GSM operatörü gizlilik gerekçesini ileri sürerek karşı koyarsa bu durumda zor kullanılabilir.

C.M.K. Madde 137– (1) 135 inci maddeye göre verilecek karar gereğince Cumhuriyet savcısı veya görevlendireceği adlî kolluk görevlisi, telekomünikasyon hizmeti veren kurum ve kuruluşların yetkililerinden iletişimin tespiti, dinlenmesi veya kayda alınması işlemlerinin yapılmasını ve bu amaçla cihazların yerleştirilmesini yazılı olarak istediğinde, bu istem derhâl yerine getirilir; yerine getirilmemesi hâlinde zor kullanılabilir. İşlemin başladığı ve bitirildiği tarih ve saat ile işlemi yapanın kimliği bir tutanakla saptanır.  

İletişimin dinlenmesi, kayda alınması, sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi koruma tedbirlerinin sona ermesi 3 şekilde gerçekleşir.

1- Süre biter ve bu sebeple sona erme gerçekleşir.

2- Şüpheli hakkında yapılan soruşturmada, kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi halinde dinlemeye devam edilemez. Kovuşturmaya yer olmadığı kararı veriliyorsa zaten delil elde edilmesi gereken bir durum kalmamış demektir. 10 gün içinde bu delil yok edilmelidir.

3- Karar hakim onayına sunulduktan sonra hakimin olumsuz karar vermesi ya da hiç karar vermemesi. 10 gün içinde delil yok edilmelidir.

C.M.K. m.137/3- 135 inci maddeye göre verilen kararın uygulanması sırasında şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi ya da aynı maddenin birinci fıkrasına göre hâkim onayının alınamaması halinde, bunun uygulanmasına Cumhuriyet savcısı tarafından derhâl son verilir. Bu durumda, yapılan tespit veya dinlemeye ilişkin kayıtlar Cumhuriyet savcısının denetimi altında en geç on gün içinde yok edilerek, durum bir tutanakla tespit edilir. Beraat kararı verilmesi durumunda da tespit veya dinlemeye ilişkin kayıtlar, hâkim denetimi altında aynı usulle yok edilir. 

C.M.K. m. 137/4’e göre delil yok edildikten sonra 15 gün içinde ilgiliye (sanık, şüpheli ya da 3.kişi) yazılı şekilde tedbirin nedeni, süresi, sonucu bildirilmelidir. Çünkü ilgili hukuka aykırı şekilde dinlenmiş olabilir. İlgili bunu öğrendikten sonra tazminat talep edebilir.

C.M.K. m. 137/4- Tespit ve dinlemeye ilişkin kayıtların yok edilmesi halinde soruşturma veya kovuşturma evresinin bitiminden itibaren, en geç on beş gün içinde, Cumhuriyet başsavcılığı veya mahkeme, tedbirin nedeni, kapsamı, süresi ve sonucu hakkında ilgilisine yazılı olarak bilgi verir.

Hukuka Aykırı İletişimin Dinlemesi ve Kayıt:

Yukarıda hukuka aykırı olarak bir dinleme yapıldıysa veya dinlenmemesi gereken kişiler dinlendiyse bu elde edilen delilin C.M.K. m. 217/2 (Yüklenen suç, hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş her türlü delille ispat edilebilir.) gereği hükme esas alınamayacağı ifade edilmiştir. Bu koruma tedbirine hukuka aykırı şekilde başvuran kamu görevlisi ise T.C.K. m. 132 gereği cezalandırılır.

Haberleşmenin gizliliğini ihlal

T.C.K. Madde 132- (1) Kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu gizlilik ihlali haberleşme içeriklerinin kaydı suretiyle gerçekleşirse, verilecek ceza bir kat artırılır.

(2) Kişiler arasındaki haberleşme içeriklerini hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(3) Kendisiyle yapılan haberleşmelerin içeriğini diğer tarafın rızası olmaksızın hukuka aykırı olarak alenen ifşa eden kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur.

Savcı, adli kolluğu hakim kararı olmamasına rağmen yine de dinleme yapmak için zorluyorsa, bu durumda adli kolluk emrin konusu suç teşkil ettiğinden ne olursa olsun o emir yerine getirmemelidir. Konusu suç teşkil eden emir yerine getirildiği an adli kolluk sorumluluktan kurtulamaz. Eğer konusu suç teşkil etmiyor ancak hukuka aykırı bir emirse amirden yazılı emir istenmesi gerekir ve bu sayede sorumluluktan kurtulunur. Mutlak itaatin öngördüğü hallerde de konusu suç teşkil eden emir yerine getirilemez .Mutlak itaatin öngördüğü hallerde, emrin konusu suç teşkil etmiyorsa fakat hukuka aykırıysa orada yazılı emire gerek olmadan verilen emir yerine getirilir.

Hakim kararı olmadan 5 yıl boyunca birini dinlediyse adli kolluk bu durumda C.M.K. m. 141’e göre tazminat için dava açılamaz. Bu hüküm kolluğun hukuka aykırı soruşturma işlemleri için dava açılmasına imkan vermemektedir. Çünkü ilgili madde hakim ve savcıların verdikleri kararlar için geçerlidir. Adli kolluğa genel idare hukuku esaslarına göre dava açılabilir ama C.M.K. m. 141’e göre dava açılamaz.

C.M.K. m. 141/3- Suç soruşturması veya kovuşturması sırasında kişisel kusur, haksız fiil veya diğer sorumluluk hâlleri de dâhil olmak üzere hâkimler ve Cumhuriyet savcılarının verdikleri kararlar veya yaptıkları işlemler nedeniyle tazminat davaları ancak Devlet aleyhine açılabilir. Devletten Tazminat İstemi Ceza Muhakemesi Hukuku

Hangi suçlar için iletişimin dinlenmesi, kayda alınması, sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi koruma tedbirine başvurulur ?

C.M.K m. 135/8 “Bu madde kapsamında dinleme, kayda alma ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesine ilişkin hükümler ancak aşağıda sayılan suçlarla ilgili olarak uygulanabilir” düzenlemesi ile bu koruma tedbirinin uygulanabilmesi için bir suç kataloğu olduğunu ifade etmiştir.

Bu suç kataloğu aşağıdaki gibidir.

a) Türk Ceza Kanununda yer alan;

1. Göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti (madde 79, 80) ile organ veya doku ticareti (madde 91),

2. Kasten öldürme (madde 81, 82, 83),

3. İşkence (madde 94, 95),

4. Cinsel saldırı (birinci fıkra hariç, madde 102),

5. Çocukların cinsel istismarı (madde 103),

6. Nitelikli hırsızlık (madde 142) ve yağma (madde 148, 149) ile nitelikli dolandırıcılık (madde 158),

7. Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti (madde 188),

8. Parada sahtecilik (madde 197),

9. Suç işlemek amacıyla örgüt kurma (madde 220, fıkra üç),

10.Fuhuş (madde 227),

11. İhaleye fesat karıştırma (madde 235),

12. Tefecilik (madde 241),

13. Rüşvet (madde 252),

14. Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama (madde 282),

15. Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak (madde 302)

16. Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar (madde 309, 311, 312, 313, 314, 315, 316),

17. Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk (madde 328, 329, 330, 331, 333, 334, 335, 336, 337) suçları.

b) Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunda tanımlanan silah kaçakçılığı (madde 12) suçları.

c)Bankalar Kanununun 22 nci maddesinin (3) ve (4) numaralı fıkralarında tanımlanan zimmet suçu,

d) Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda tanımlanan ve hapis cezasını gerektiren suçlar.

e) Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 68 ve 74 üncü maddelerinde tanımlanan suçlar.

C.M.K. m.135/8’de düzenlenen suç kataloğu sadece dinleme, kayda alma ve sinyal bilgilerinin tespitinde mevcuttur. Ancak bu katalog tam değildir, 7258 sayılı Futbol ve Spor Müsabakalarında Bahis ve Şans Oyunları Düzenlenmesi Hakkında Kanun’un 5. maddesinde de bazı koruma tedbirleri açısından kapsam genişletilmektedir. Bu kanunun bazı fıkralarında düzenlenen suçlar açısından da C.M.K m.135 uygulanabilir. Bu katalog genişletilmiş durumdadır. 7258 sayılı Kanun’un 5. maddesinin 1. fıkrasında sayılan suçlar ile T.C.K. m.228’de düzenlenen suçların belirli fıkraları için bu koruma tedbirine başvurulabilir.

İletişimin tespiti ve mobile telefonun yerinin tespiti açısından suç kataloğu yoktur.

2313 sayılı Uyuşturucu Maddelerin Murakabesi Hakkında Kanun’un 23. maddesinde esrar elde etme amacıyla kenevir ekme suçu düzenlenmektedir. Bu suç açısından da her ne kadar C.M.K m. 135/8’de sayılmamış olsa da iletişimin dinlenmesi, kayda alınması, sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi koruma tedbirlerine başvurulabilir.

“2313 sayılı Uyuşturucu Maddelerin Murakabesi Hakkında Kanun’un 23. maddesi- Her ne maksatla olursa olsun izinsiz olarak kenevir yetiştirmek yasaktır. İzinsiz yetiştirilen kenevir bitkisi, Tarım Orman ve Köy işleri Bakanlığı teşkilatında görevli ziraat mühendislerinin, bunların bulunmadığı yerlerde ziraat teknisyenlerinin vereceği rapor üzerine mahallin en büyük mülki amirinin emriyle zabıta tarafından imha edilir veya ettirilir.

İzin belgesi almadan ya da izin belgesi almasına rağmen bilerek belgesinde belirtilen alandan fazla yerde veya izin belgesinde kayıtlı yerden başka yerde kenevir ekimi yapan kişi, elli günden az olmamak üzere adlî para cezası ile cezalandırılır.

Esrar elde etmek amacıyla kenevir ekimi yapan kişi dört yıldan on iki yıla kadar hapis ve beş yüz günden on bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Münhasıran kendi kullanımı için ihtiyaç duyduğu esrarı elde etmek amacıyla kenevir ekimi yapan kişi bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu madde kapsamında ekim yapma ibaresinden, tohumun toprağa ekilmesinden ürünün hasadına kadarki süreç anlaşılır.

Esrar elde etmek amacıyla kenevir ekmek suçu bakımından 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 135 inci maddesinde yer alan iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması ile 140 ıncı maddesinde yer alan teknik araçlarla izleme tedbirlerine ilişkin hükümler uygulanabilir.”

B-Mobil Telefonların Yerinin Tespiti

C.M.K. m. 135/5- Şüpheli veya sanığın yakalanabilmesi için, mobil telefonun yeri, hâkim veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının kararına istinaden tespit edilebilir. Bu hususa ilişkin olarak verilen kararda, mobil telefon numarası ve tespit işleminin süresi belirtilir. Tespit işlemi en çok iki ay için yapılabilir; bu süre, bir ay daha uzatılabilir.

Burada amaç, sanık veya şüphelinin yerini belirlemek ve yakalamaktadır. Telefonun gönderdiği sinyalden kişinin yeri bulunabilir.

Bu koruma tedbirinin uygulanabilmesi için suç kataloğu yoktur, yani tüm suçlar için soruşturma ve kovuşturma evresinde bu koruma tedbirine başvurulabilir.

Şüphe açısından ilgili hükümde açıklık bulunmamaktadır dolayısıyla C.M.K m.135/1’deki kuvvetli suç şüphesi sebepleri burada da aranır.

Sanık ya da şüpheli için uygulanır bu tedbir 3. kişilere ait olan mobil telefonların yerinin tespiti için farklı görüşler vardır. Bir görüş göre 3. kişilere ait olan mobil telefonların yerinin tespiti mümkün değildir. Diğer bir görüş göre ise kişi 3. kişilere ait olan mobil telefonları kullanıyorsa tespit yapmak mümkündür.

Bu koruma tedbirine karar vermesi gereken hakim, gecikmesinde sakınca bulunan bir hal varsa da savcıdır. 24 saat içinde hakim onayına sunulma durumu C.M.K. m. 135/5’te yazmamaktadır, fakat C.M.K m. 135/1’in kıyasen burada da uygulanması gerekir, savcı derhal hakim onayına sunmalı, hakimin de 24 saat içinde karar vermesi gerekir.

Mobil telefonun yerinin tespitine ilişkin karar en çok 2 ay süre ile verilebilir ancak bu süre 1 ay uzatılabilir (2+1). Burada örgütlü suçlarla ilgili süreyle alakalı bir düzenleme yoktur. Ceza Muhakemesi Hukukunda kıyas serbest olmasına rağmen iki halde kıyas yapılamaz; istisna hüküm ve sınırlayıcı hüküm mevcutsa kıyas yapılamaz. Bu konuda da kıyas yapılamaz çünkü ilgili madde temel hak ve özgürlükleri sınırlayıcı bir hüküm içermektedir.

C-İletişimin Tespiti

C.M.K. m. 135/6- Şüpheli ve sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişiminin tespiti, soruşturma aşamasında hâkim veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısı, kovuşturma aşamasında mahkeme kararına istinaden yapılır. Kararda, yüklenen suçun türü, hakkında tedbir uygulanacak kişinin kimliği, iletişim aracının türü, telefon numarası veya iletişim bağlantısını tespite imkân veren kodu ve tedbirin süresi belirtilir. Cumhuriyet savcısı kararını yirmi dört saat içinde hâkimin onayına sunar ve hâkim, kararını en geç yirmi dört saat içinde verir. Sürenin dolması veya hâkim tarafından aksine karar verilmesi hâlinde kayıtlar derhâl imha edilir.

İletişimin tespitinde iletişimin içeriğine müdahale yoktur sadece kim kimle kaç dakika görüştü, arama nereden yapıldı gibi bilgiler tespit edilir. Bu işlem sonradan yapılan bir işlemdir. Yani üstünden belli bir süre geçtikten sonra yapılır. Örneğin savcılık/mahkeme, şüpheli veya sanık 21 ocakta kiminle konuşmuş buna yönelik araştırma yapıyor.

Sinyal bilgilerinin değerlendirilmesinden farklıdır, sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi işlemi o anda olan iletişim ile ilgili yapılır ancak iletişimin tespiti geriye dönük olarak yapılır.

Sinyal bilgilerinin değerlendirilmesinde katalog suçlar sayılmıştır (C.M.K m. 135/8- Bu madde kapsamında dinleme, kayda alma ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesine ilişkin hükümler ancak aşağıda sayılan suçlarla ilgili olarak uygulanabilir. Suçlar yukarıda yazılmıştır.) ancak iletişimin tespitinde katalog suçlar yoktur.

Bu koruma tedbiri açısından şüpheye ilişkin bir koşul yoktur fakat C.M.K m. 135/1′ kıyasen uygulanır ve kuvvetli suç şüphesi sebepleri aranır.

İletişimin tespiti kararına konu olan kişiler sanık ya da şüphelidir. Üçüncü kişiler dolaylı olarak bu koruma tedbirinden etkilenir.

Telefonu kullanan kişiyle telefonun kayıtlı olduğu kişi aynı olmak zorunda değildir bu tedbirin uygulanabilmesi için.

Bu koruma tedbirine hakim, gecikmesinde sakınca bulunan durumda savcı karar verir. 24 saat içinde hakim onayına sunulma kuralı burada da geçerlidir.

Bu koruma tedbirinin süresi yoktur. Bu koruma tedbiri geçmişe yönelik olduğu için belli bir süre olmasına imkan yoktur. 5 yıl önceki görüşmenin de kaydı istenebilir.

Ψ Jandarma Teşkilatının Gerçekleştireceği Önleme Amacıyla İletişimin Dinlenmesi, Kayda Alınması, Sinyal Bilgilerinin Değerlendirilmesi İşlemi

Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu’nun 7. maddesinde Jandarma Teşkilatının görevleri düzenlenmiştir. Buna göre jandarma teşkilatının görevleri;

a) Mülki görevleri; Emniyet ve asayiş ile kamu düzenini sağlamak, korumak ve kollamak, kaçakçılığı men, takip ve tahkik etmek, suç işlenmesini önlemek için gerekli tedbirleri almak ve uygulamak, ceza infaz kurumları ve tutukevlerinin dış korunmalarını yapmak, (b) ve (c) bentlerinde belirtilen görevler dışında kalan ve diğer kanun ve nizam hükümlerinin icrası ile bunlara dayalı emir ve kararlarla Jandarmaya verilen görevleri yapmak.

b) Adli görevleri; İşlenmiş suçlarla ilgili olarak kanunlarda belirtilen işlemleri yapmak ve bunlara ilişkin adli hizmetleri yerine getirmek.

c) Askeri görevleri; Kanunlarla ve Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle verilen askeri hizmetleri yerine getirmek.

♦ Jandarma, bu Kanunun 7. maddesinin (a) bendine ilişkin görevleri yerine getirirken önleyici ve koruyucu tedbirleri almak üzere, sadece kendi sorumluluk alanında 4.12.2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun, casusluk suçları hariç, 250 nci maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yazılı suçların işlenmesinin önlenmesi amacıyla, hâkim kararı veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Jandarma Genel Komutanı veya istihbarat başkanının yazılı emriyle, telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimi tespit edebilir, dinleyebilir, sinyal bilgilerini değerlendirebilir, kayda alabilir. Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde verilen yazılı emir, yirmi dört saat içinde yetkili ve görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını en geç kırk sekiz saat içinde verir. Sürenin dolması veya hâkim tarafından aksine karar verilmesi halinde tedbir derhal kaldırılır. Bu halde dinlemenin içeriğine ilişkin kayıtlar en geç on gün içinde yok edilir; durum bir tutanakla tespit olunur ve bu tutanak denetimde ibraz edilmek üzere muhafaza edilir. Bu işlemler, 4.7.1934 tarihli ve 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanununun ek 7. maddesinin onuncu fıkrası hükmüne göre kurulan merkez tarafından yürütülür. 5271 sayılı Kanunun 135 inci maddesi kapsamında yapılacak dinlemeler de bu merkez üzerinden yapılır.

♦ Yetkili ve görevli hâkim, Ankara ağır ceza mahkemesi üyesidir.

♦Kararda ve yazılı emirde, hakkında tedbir uygulanacak kişinin kimliği, iletişim aracının türü, kullandığı telefon numaraları veya iletişim bağlantısını tespite imkân veren kodundan belirlenebilenler ile tedbirin türü, kapsamı ve süresi ile tedbire başvurulmasını gerektiren nedenler belirtilir. Kararlar, en fazla üç ay için verilebilir; bu süre aynı usûlle üçer ayı geçmeyecek şekilde en fazla üç defa uzatılabilir. Ancak, terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde devam eden tehlikelere ilişkin olarak gerekli görülmesi halinde, hâkim üç aydan fazla olmamak üzere sürenin müteaddit defalar uzatılmasına karar verebilir.

♦ Uygulanan tedbirin sona ermesi halinde, dinlemenin içeriğine ilişkin kayıtlar en geç on gün içinde yok edilir; durum bir tutanakla tespit olunur ve bu tutanak denetimde ibraz edilmek üzere muhafaza edilir.

♦ Bu madde hükümlerine göre yürütülen faaliyetler çerçevesinde elde edilen kayıtlar, birinci fıkrada belirtilen amaçlar dışında kullanılamaz. Elde edilen bilgi ve kayıtların saklanmasında ve korunmasında gizlilik ilkesi geçerlidir. Bu fıkra hükümlerine aykırı hareket edenler hakkında, görev sırasında veya görevden dolayı işlenmiş olsa bile Cumhuriyet savcılarınca doğrudan soruşturma yapılır.

♦ Hâkim kararları ve yazılı emirler, Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı görevlilerince yerine getirilir. İşlemin başladığı ve bitirildiği tarih ve saat ile işlemi yapanın kimliği bir tutanakla saptanır.

♦ Bu maddede yer alan faaliyetlerin denetimi; sıralı kurum amirleri, mülki idare amirleri, Jandarma Genel Komutanlığı ve ilgili bakanlığın teftiş elemanları tarafından yılda en az bir defa yapılır. Bu faaliyetler Cumhurbaşkanlığınca görevlendirilen denetim elemanları tarafından da denetlenebilir. Bu kapsamda yapılan denetimlerin sonuçları bir rapor hâlinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Güvenlik ve İstihbarat Komisyonuna sunulur.

♦ Bu maddede belirlenen usûl ve esaslara aykırı dinlemeler hukuken geçerli sayılmaz ve bu şekilde dinleme yapanlar hakkında 26.9.2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu hükümlerine göre işlem yapılır.

 


yazar:

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir