Ceza Muhakemesi Hukuku Kovuşturma Evresinde Müdafi
Suç işlediği sanılan kişinin ona yüklenen suçu işlemediğini veya iddia edilenden daha az cezayı hak ettiğini, yahut fiilin hukuka aykırı olmadığını veya bazı kanuni nedenlerle cezalandırılmaması gerektiğini yetkili organların önünde ileri sürmek şeklinde tanımlanabilen, savunma faaliyetini kanunlara göre üzerine alan, soruşturmayı ya da kovuşturmayı yürüten, resmi organlar önünde bunu gerçekleştiren, işi sebebiyle de bazı niteliklere sahip olan sanığın yardımcısına müdafi denir.

C.M.K. m. 2- Müdafi: Şüpheli veya sanığın ceza muhakemesinde savunmasını yapan avukatı ifade eder.
Savunmaya ilişkin imkanlar hukuka aykırı olarak kısıtlanmamalıdır. Aksi takdirde adil yargılanma hakkı ihlal edilmiş olur.
Şüpheli veya sanık müdafi seçebilir, kanuni temsilcisi varsa o da şüpheli veya sanığa müdafi seçebilir.
Şüphelinin veya sanığın müdafi seçimi
C.M.K. Madde 149 – (1) Şüpheli veya sanık, soruşturma ve kovuşturmanın her aşamasında bir veya birden fazla müdafiin yardımından yararlanabilir; kanunî temsilcisi varsa, o da şüpheliye veya sanığa müdafi seçebilir.
(2) Soruşturma evresinde, ifade almada en çok üç avukat hazır bulunabilir. Örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlar bakımından yürütülen kovuşturmalarda, duruşmada en çok üç avukat hazır bulunabilir.
(3) Soruşturma ve kovuşturma evrelerinin her aşamasında avukatın, şüpheli veya sanıkla görüşme, ifade alma veya sorgu süresince yanında olma ve hukukî yardımda bulunma hakkı engellenemez, kısıtlanamaz.
Kişi kendisine müdafi seçebilir, kanuni temsilcisi kovuşturma evresinde kişi için bir müdafi seçebilir ama kişinin müdafi seçmek için durumu yoksa bu takdirde, eğer istemini beyan ederse bir müdafi görevlendirilir. Müdafi görevlendirilmesi ise C.M.K.’nin 150. maddesinde düzenlenmiştir.
Madde 150 – (1) Şüpheli veya sanıktan kendisine bir müdafi seçmesi istenir. Şüpheli veya sanık, müdafi seçebilecek durumda olmadığını beyan ederse, istemi halinde bir müdafi görevlendirilir.
(2) Müdafii bulunmayan şüpheli veya sanık; çocuk, kendisini savunamayacak derecede malul veya sağır ve dilsiz ise, istemi aranmaksızın bir müdafi görevlendirilir.
(3) Alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı yapılan soruşturma ve kovuşturmada ikinci fıkra hükmü uygulanır.
(4) Zorunlu müdafilikle ilgili diğer hususlar, Türkiye Barolar Birliğinin görüşü alınarak çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Bu hallerin dışında da bazı haller var ki istem şartına bakılmadan zorunlu olarak müdafi görevlendirilir. C.M.K m. 150’de zorunlu olarak müdafi görevlendirilmesi gereken durumlar düzenlenmiştir fakat zorunlu müdafi görevlendirilmesi bu madde ile sınırlı değildir.
Zorunlu Müdafinin Bulunması Gereken Haller
1- Çocuk, sağır ve dilsiz, kendisini ifade edemeyecek derecede malul olan kişi varsa zorunlu olarak müdafi görevlendirilmesi yapılır. (C.M.K. m. 150/2)
2- Alt sınırı 5 yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suç söz konusuysa burada da zorunlu müdafi görevlendirilmesi gerekir. (C.M.K. m. 150/3)
3- C.M.K. m. 74 gözlem altına alma koruma tedbirini düzenler. Bu koruma tedbirine karar verilebilmesi için zorunlu müdafinin bulunması gereklidir.
4- C.M.K. m. 101’de tutuklama kararı düzenlenmiştir. Tutuklama kararının verilebilmesi için müdafinin bulunması gerekir.
5- Seri muhakeme usulünde de teklifin yapılabilmesi için mutlaka müdafinin bulunması gerekir.
Baro tarafından yapılacak görevlendirme C.M.K. m. 156’da düzenlenir.
Madde 156 – (1) 150 nci maddede yazılı olan hâllerde, müdafi;
a) Soruşturma evresinde, ifadeyi alan merciin veya sorguyu yapan hâkimin istemi üzerine,
b) Kovuşturma evresinde, mahkemenin istemi üzerine,
Baro tarafından görevlendirilir.
(2) Yukarıda belirtilen hâllerde müdafi soruşturmanın veya kovuşturmanın yapıldığı yer barosunca görevlendirilir.
(3) Şüpheli veya sanığın kendisinin sonradan müdafi seçmesi halinde, baro tarafından görevlendirilen avukatın görevi sona erer.
Kovuşturma Evresinde Müdafi Yetkileri
1- Dosya inceleme ve Örnek Alma Yetkisi (C.M.K. m. 153/4)
C.M.K.’nin 153. maddesinin 1. 2. ve 3. fıkrası soruşturma evresiyle ilgilidir. Bu fıkralar 4. fıkrayla karıştırılmamalıdır. Soruşturma evresinde müdafinin dosya inceleme ve belgelerden örnek alma
yetkisi var ama bazı suçlara ilişkin yürütülen soruşturmalarda dosya inceleme ve belgelerden örnek alma hakkı kısıtlanabiliyor. Bununla ilgili kanun koyucu 153. maddede bir suç kataloğu düzenlemiştir. Bu katalogda yer alan suçlardan birine ilişkin yapılan soruşturmalarda, soruşturmanın amacını tehlikeye düşürecekse kısıtlama yapılabiliyor. Ancak bu kısıtlama sadece soruşturma evresinde yapılabiliyor. Kovuşturma evresinde böyle bir kısıtlamanın yapılabilmesi mümkün değildir. Kovuşturma evresine ilişkin düzenleme ise 4. fıkrada yer alıyor.
C.M.K. m. 153/4- Müdafi, iddianamenin mahkeme tarafından kabul edildiği tarihten itibaren dosya içeriğini ve muhafaza altına alınmış delilleri inceleyebilir; bütün tutanak ve belgelerin örneklerini harçsız olarak alabilir.
2- Muhakemede Hazır Bulunma Yetkisi
Kanunun zorunlu müdafiyi kabul ettiği hallerde duruşmaya başlanabilmesi için mutlaka müdafinin hazır olması gerekir. C.M.K. m. 191’e göre ise, duruşmaya başlarken yoklama yapılır ve müdafinin bulunup bulunmadığı sorulur.
Duruşmada hazır bulunacaklar
Madde 188 – (1) Duruşmada, hükme katılacak hâkimler ve Cumhuriyet savcısı ile zabıt kâtibinin ve Kanunun zorunlu müdafiliği kabul ettiği hâllerde müdafin hazır bulunması şarttır. Müdafin mazeretsiz olarak duruşmaya gelmemesi veya duruşmayı terk etmesi halinde duruşmaya devam edilebilir.
“Müdafinin mazeretsiz olarak duruşmaya gelmemesi veya duruşmayı terk etmesi halinde duruşmaya devam edilebilir.” cümlesi zorunlu müdafinin bulunması gereken işleri kapsamaz. C.M.K. m. 197’ye göre sanığın hazır bulunmaması halinde bile müdafinin bütün duruşmalarda bulunma hakkı mevcuttur.
3- Sanıkla Görüşme ve Yazışma Yetkisi (C.M.K. m. 154)
Kural, sanık ile müdafinin vekaletname aranmaksızın her zaman, konuşulanların başkası tarafından duyulamayacağı bir ortamda görüşebilmesidir. Müdafilerin yazışmaları da denetime tabi tutulmuyor.
C.M.K. Madde 154 – (1) Şüpheli veya sanık, vekâletname aranmaksızın müdafi ile her zaman ve konuşulanları başkalarının duyamayacağı bir ortamda görüşebilir. Bu kişilerin müdafi ile yazışmaları denetime tâbi tutulamaz.
(2) Türk Ceza Kanununun İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümlerinde tanımlanan suçlar ve Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar ile örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen uyuşturucu ve uyarıcı madde imâl ve ticareti suçları bakımından gözaltındaki şüphelinin müdafi ile görüşme hakkı Cumhuriyet savcısının istemi üzerine, hâkim kararıyla yirmi dört saat süreyle kısıtlanabilir; bu zaman zarfında ifade alınamaz.
İkinci fıkrada bir istisna mevcutsa da bu hüküm şüpheliyle ilgili yani soruşturma evresinde uygulanan bir hüküm. Kovuşturma evresinde böyle bir kısıtlama yapılamaz.
4- Mahkemede Soru Sorma Yetkisi (C.M.K. m. 201/1)
Doğrudan soru yöneltme
Madde 201– Cumhuriyet savcısı, müdafi veya vekil sıfatıyla duruşmaya katılan avukat; sanığa, katılana, tanıklara, bilirkişilere ve duruşmaya çağrılmış diğer kişilere, duruşma disiplinine uygun olarak doğrudan soru yöneltebilirler. Sanık ve katılan da mahkeme başkanı veya hâkim aracılığı ile soru yöneltebilir. Yöneltilen soruya itiraz edildiğinde sorunun yöneltilmesinin gerekip gerekmediğine, mahkeme başkanı karar verir. Gerektiğinde ilgililer yeniden soru sorabilir.
Yöneltilen sorunun uygun olup olmayacağı hususunda tartışma yapılabilir. Hukuka aykırı bir soru mu veya kovuşturmayla alakası bulunuyor mu gibi tartışmalar yapılabilir. Örneğin kişinin tuttuğu takımın sorulması uygun bir soru değildir. Müdafinin çapraz sorguya katılma hakkı da vardır.
5- Kanun Yollarına Başvurma Yetkisi
Avukatlar müdafiliğini üstlendikleri kişilerin açık arzularıyla çelişmediği sürece kanun yollarına başvurabilirler.
Müdafi Yükümlülükleri
1-Savunma ve Kurallarını Uygun Olarak Yerine Getirme Yükümlülüğü
Müdafii görevini yerine getirmediğinde yeni bir müdafii görevlendirileceği gibi bazı hallerde de o işle ilgili olarak müdafilik görevinden yasaklanabiliyor. Yeni bir müdafi görevlendirilmesi C.M.K.’nin 151. maddesinde düzenlenmiştir.
Müdafi görevini yerine getirmediğinde yapılacak işlem ve müdafilik görevinden yasaklanma
C.M.K. Madde 151/1-2 – (1) 150 nci madde hükmüne göre görevlendirilen müdafi, duruşmada hazır bulunmaz veya vakitsiz olarak duruşmadan çekilir veya görevini yerine getirmekten kaçınırsa, hâkim veya mahkeme derhâl başka bir müdafi görevlendirilmesi için gerekli işlemi yapar. Bu durumda mahkeme oturuma ara verebileceği gibi oturumun ertelenmesine de karar verebilir.
(2) Eğer yeni müdafi savunmasını hazırlamak için yeterli zaman olmadığını açıklarsa oturum ertelenir.
150. maddeye göre görevlendirilen müdafi, kişinin müdafisi olmadığında istem üzerine görevlendirilen müdafi ya da zorunlu müdafinin öngörüldüğü hallerde görevlendirilen müdafidir. Bu hallerden biri varsa ve o müdafi de duruşmada hazır bulunmuyorsa ya da vakitsiz olarak duruşmadan çekinmişse ya da görevini yerine getirmekten kaçınmışsa mahkeme veya hakim derhal başka bir müdafi görevlendirilmesi için işlem yapar. Mahkeme oturuma ara verebilir ya da duruşma ertelenebilir.
C.M.K. m. 151’de müdafiden bahsedilmiş olsa da sadece müdafiler için geçerli değildir bu hüküm. Vekiller için de geçerlidir.
Avukatların görevden yasaklanması (C.M.K. m. 151/3-6)
C.M.K. m. 151/3-6- (3) 149 uncu maddeye göre seçilen veya 150 nci maddeye göre görevlendirilen ve Türk Ceza Kanununun 220 ve 314 üncü maddesinde sayılan suçlar ile terör suçlarından şüpheli, sanık veya hükümlü olanların müdafilik veya vekillik görevini üstlenen avukat, hakkında bu fıkrada sayılan suçlar nedeniyle kovuşturma bulunması halinde müdafilik veya vekillik görevini üstlenmekten yasaklanabilir.
(4) Cumhuriyet savcısının yasaklamaya ilişkin talebi hakkında, hâkim veya mahkeme tarafından gecikmeksizin karar verilir. Bu kararlara karşı itiraz edilebilir. İtiraz sonucunda yasaklama kararının kaldırılması halinde avukat görevini devam ettirir. Müdafilik görevinden yasaklama kararı, kovuşturma konusu suçla sınırlı olmak üzere, bir yıl süre ile verilebilir. Ancak, kovuşturmanın niteliği itibariyle bu süreler altı aydan fazla olmamak üzere en fazla iki defa uzatılabilir. Soruşturma sonunda kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi veya kovuşturma sonunda mahkûmiyet dışında bir karar verilmesi halinde, kesinleşmesi beklenmeksizin yasaklama kararı kendiliğinden kalkar.
(5) Görevden yasaklama kararı, şüpheli, sanık veya hükümlü ile yeni bir müdafi görevlendirilmesi için derhal ilgili baro başkanlığına bildirilir.
(6) Müdafi veya vekil görevden yasaklanmış bulunduğu sürece başka davalarla ilgili olsa bile müdafiliğini veya vekilliğini üstlendiği kişiyi ceza infaz kurumunda veya tutukevinde ziyaret edemez.
Üçüncü fıkraya göre, hükümlü, şüpheli veya sanığın T.C.K.’nin 220. ya da 314. maddesinde sayılan suçlardan ya da terör suçlarından dolayı sanık, şüpheli ya da hükümlü olması gerekiyor ki bu karar verilebilsin. Aynı zamanda varlığı gereken bir diğer koşul ise vekil ya da müvekkil hakkında da T.C.K.’nin 220. ya da 314. maddesinde sayılan suçlardan veya terör suçlarından dolayı bir kovuşturma bulunuyor olmasıdır. Yani vekil ya da müvekkil hakkında bir soruşturma varsa bu karar verilemez.
Bu karar verilmek zorunda değildir, takdir hakkı mevcuttur. Cumhuriyet savcının talebi gerekir. Kararı verecek olan müdafi ya da vekilin sanık olduğu, kovuşturulduğu davaya bakan mahkemedir.
Söz konusu yasaklama kararlarına karşı itiraz yolu mevcuttur. İtiraz sonucunda yasaklama kararı kaldırılırsa avukat görevine devam eder.
Müdafilik görevinden yasaklama kararı kovuşturma konusu suçla sınırlı olmak üzere 1 sene süreyle verilebilir. Kovuşturmanın niteliği itibariyle bu süre 6 ay ve daha sonra tekrar 6 ay olmak üzere 2 kere uzatılabilir. Uzatmalar için de karar gerekir.
Kovuşturmanın sonunda mahkumiyet dışında bir karar verilirse kesinleşme beklenmeksizin derhal yasaklama kararı kendiliğinden kalkar.
Görevden yasaklılık kararı verildiğinde tutuklu hükümlü için yeni bir müdafi görevlendirilmesi gerekir.
Görevden yasaklandığı süre içerisinde söz konusu işle ilgili olmak üzere duruşmalara girip de savunma faaliyetinde bulunması mümkün olmaz. Başka davalarla ilgili olarak da müdafiliğini veya vekilliğini üstlendiği kişiyi ceza infaz kurumunda veya tutukevinde ziyaret edemez.
Müdafi Hakkında Disiplin Soruşturması Yapılması
Üstlendiği savunma görevinin gereklerini yerine getirmeyen ve görevinde dürüstlük kurallarına uygun davranmayan müdafi hakkında disiplin soruşturması Avukatlık Kanunu madde 134’e göre yapılır.
2- Maddi Gerçeğin Ortaya Çıkmasına Katkıda Bulunma Yükümlülüğü
Müdafi gerçeğin ortaya çıkmasına yardımcı olmalıdır. Bu müdafinin öğrendiği her şeyi söylemek zorunda olduğu anlamına gelmemektedir. Müvekkilinin lehine konuşma yükümlülüğü arasında bir denge vardır. Sanık itiraf etmiş olsa bile sanığın aleyhine olan bir hususu müdafi, maddi gerçeğin ortaya çıkarılması gerekçesiyle söyleyemez.
Müdafi, kural olarak sanığa ikrarda bulun telkininde bulunmaz ama ikrarda bulunması onun lehine sonuç doğuracaksa veya ikrarda bulunması şartıyla daha iyi bir sonuç oluşacaksa o takdirde bu ihtimali açıklamakla yetinmelidir müdafi.
Müdafinin sır saklama yükümlülüğü mevcuttur. Müdafi bu anlamda tanıklıktan çekinme hakkına da sahiptir. İlgili kişi sırrın açıklanmasına izin verse bile, tanıklıktan çekilme hakkı bulunan müdafinin sırrı açıklamayıp tanıklıktan çekilmesi mümkündür.
Sanık ya da şüpheli birden fazla olabilir. Bu takdirde tüm sanıkların ya da tüm şüphelilerin müdafiliğinin yapılması menfaat çatışmasına göre değerlendirilir. Menfaat çatışması varsa müdafilik yapılamaz.
Bir yanıt yazın