Teknik Araçlarla İzleme

Teknik Araçlarla İzleme (C.M.K. m. 140)

Genel Olarak teknik araçlarla izleme C.M.K.’nin 140. maddesinde düzenlenmiştir. Teknik araçlarla izleme ile fiziki takip aynı değildir. Kolluk görevlisinin şüpheliyi fiziken takip etmesinden farklıdır. Teknik araçla izleme özel hayatın gizliliğini yakından ilgilendiren bir koruma tedbiridir.

Teknik Araçlarla İzleme (C.M.K. m. 140) Teknik Araçlarla İzlemenin Koşulları Teknik Araçlarla İzleme Sırasında Tesadüfen Elde Edilen Deliller

Teknik araç, insanda görme duyusunun, işitme duyusunun, algılama yeteneğinin sınırlarını aşmaya yardım eden her türlü araçtır. Dürbünle izlemek teknik araçla izlemek değildir.

Önleme amacıyla teknik araçla izleme yapılamaz. C.M.K. m. 140’a göre delil elde etme amacıyla bu koruma tedbirine başvurulur. Zaten koruma tedbirlerine başvurmanın amacı sanığın ya da şüphelinin kaçmasını engellemek, delil elde etmek, delillerin karartılmasını engellemek ve hükmün kağıt üstünde kalmasını engellemektir.

Teknik araçlarla izleme kararına karşı itiraz mümkündür.

Bu koruma tedbiri uygulandığı için zarara uğrayanlar genel hükümler çerçevesinde idare aleyhine tazminat davası açabilirler. Çünkü C.M.K. m. 141’de bu koruma tedbiriyle ilgili tazminata ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır.

Teknik araçlarla izleme yapıldıktan sonra kişi hakkında bu koruma tedbirine başvurulduğu ilgilisine bildirilmelidir.

C.M.K. m. 140- (1) Aşağıdaki suçların işlendiği hususunda somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebepleri bulunması ve başka suretle delil elde edilememesi hâlinde, şüpheli veya sanığın kamuya açık yerlerdeki faaliyetleri ve işyeri teknik araçlarla izlenebilir, ses veya görüntü kaydı alınabilir:

a) Türk Ceza Kanununda yer alan;

1. Göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti ile organ veya doku ticareti
2. Kasten öldürme
3. Nitelikli hırsızlık ve yağma ile nitelikli dolandırıcılık
4. Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti
5. Parada sahtecilik
6. Suç işlemek amacıyla örgüt kurma
7. Fuhuş
8. İhaleye fesat karıştırma
9. Tefecilik
10. Rüşvet
11. Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama
12. Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak
13. Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar
14. Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk Suçları.
b) Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunda tanımlanan silah kaçakçılığı suçları.
c) Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda tanımlanan ve hapis cezasını gerektiren suçlar.
d) Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 68 ve 74 üncü maddelerinde tanımlanan suçlar.

(2) Teknik araçlarla izlemeye hâkim, gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısı tarafından karar verilir. Cumhuriyet savcısı tarafından verilen kararlar yirmi dört saat içinde hâkim onayına sunulur. Hâkim kararını en geç yirmi dört saat içinde verir. Sürenin dolması veya hâkim tarafından aksine karar verilmesi hâlinde kayıtlar derhâl imha edilir.

(3)Teknik araçlarla izleme kararı en çok üç haftalık süre için verilebilir. Bu süre gerektiğinde bir hafta daha uzatılabilir. Ancak, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili olarak gerekli görülmesi hâlinde, hâkim yukarıdaki sürelere ek olarak her defasında bir haftadan fazla olmamak ve toplam dört haftayı geçmemek üzere uzatılmasına karar verebilir. Teknik araçlarla izleme tedbiri ile birlikte gizli soruşturmacı görevlendirilmesi halinde bu fıkrada belirtilen süreler bir kat artırılarak uygulanır.

(4) Elde edilen deliller, yukarıda sayılan suçlarla ilgili soruşturma ve kovuşturma dışında kullanılamaz; ceza kovuşturması bakımından gerekli olmadığı taktirde Cumhuriyet savcısını gözetiminde derhâl yok edilir.

(5) Bu madde hükümleri, kişinin konutunda uygulanamaz.

Bu Kanunun 135 ila 140 ıncı maddelerinde düzenlenen koruma tedbirlerinin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenir.

Teknik Araçlarla İzlemenin Koşulları

1- Her yerde teknik araçla izleme yapmak mümkün değildir. Kanun koyucu bununla ilgili bir sınırlama getirmiştir. C.M.K. m. 140/1’e göre şüpheli veya sanığın kamuya açık yerlerdeki faaliyetleri ve işyeri teknik araçlarla izlenebilir. Konutta teknik izleme yapılamaz (karavan, otel odası da konut niteliği taşır). Kanun koyucunun bu tercihinin nedeni özel hayatın gizliliğidir. Home ofislerde kısmi olarak teknik araçlarla izleme yapılabilir yani home ofislerin tuvaleti, yatak odası izlenemez. Arabalar da kamuya açık alanlar olduğu için izleme yapılabilir. Kiralanan araçların teknik araçlarla izlenmesi için C.M.K. m.140 bakımından bir karar alınmasına gerek yoktur. Günümüzde araç kiralama şirketleri araçlarına takip cihazı eklemekte ve kiralanan araçları elektronik ortamda izlemektedirler. Aracı kiralayan kişiler bu takip işlemini sözleşmeyi imzalayarak kabul ediyorlar. Kiralık aracı fail kullandığında aslında kiraya veren şirketin kendisini takip edeceğini sözleşme dolayısıyla bilmekte ve bunu kabul etmektedir. Bu nedenle de kiralık aracı kullanan failin teknik araçlarla izlenmesi için bir mahkeme kararına da ihtiyaç yoktur. Zaten halihazırda izlendiği için herhangi bir koruma tedbirinden de bahsedilemez. Fakat kişilerin kendi aracının izlenmesi için mutlaka mahkeme kararına ihtiyaç vardır.

2- Somut delillere dayanan kuvvetli suç şüphesi sebepleri aranmaktadır.

3- Suç kataloğu mevcuttur. Soruşturma veya kovuşturma evresinde suç kataloğu esas alınarak bu koruma tedbirine başvurulur. C.M.K. m. 140’da sayılan suçlara ek olarak  Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Bahis ve Şans Oyunları Düzenlenmesine İlişkin Kanun’un 5. maddesinde düzenlenen suçlar, T.C.K. m. 228’de sayılan suçlar ve Türk Ceza Kanunu’nun 220. maddesinin iki, yedi ve sekizinci fıkralarında yer alan suçların bir terör örgütünün faaliyeti kapsamında işlenmesi hâlinde bu suçlar için de teknik araçlarla izleme koruma tedbirine başvurulabilir.

4- Bu koruma tedbirine hakim veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde savcı karar verir.

5- Cumhuriyet savcısı tarafından verilen kararlar yirmi dört saat içinde hâkim onayına sunulur. Hâkim kararını en geç yirmi dört saat içinde verir. Sürenin dolması veya hâkim tarafından aksine karar verilmesi hâlinde kayıtlar derhâl imha edilir.

6- Teknik araçla izlenmesi gerekenler sanık ya da şüphelidir. Üçüncü kişiler teknik araçla izlenemez.

7- Teknik araçlarla izleme koruma tedbirine belirli bir süre başvurulabilir. Kural olarak en çok üç hafta için bu karar alınabilir. Bu süre gerekirse bir hafta uzatılabilir. Ancak örgütlü suçlar için istisna mevcuttur yukarıdaki sürelere ek olarak her defasında bir haftadan fazla olmamak ve toplam dört haftayı geçmemek üzere uzatılmasına karar verilebilir. (3 ay + 1 ay + 1 ay + 1 ay + 1 ay + 1 ay)

Teknik Araçlarla İzleme Koruma Tedbirinin İcrası

Bu koruma tedbirinin icrası yönetmelikte düzenlenmiştir. Ceza Muhakemesi Kanununda Öngörülen Telekomünikasyon Yoluyla Yapılan İletişimin Denetlenmesi, Gizli Soruşturmacı ve Teknik Araçlarla İzleme Tedbirlerinin Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 17. maddesinde bu koruma tedbirinin kapsamı düzenlenmiştir.

MADDE 17 – (1) Teknik araçlarla izlemeye ait talep ve kararlar aynı soruşturmayla ilgili olmak üzere birden fazla kişiyi kapsayabilir.

(2) Karar süresince, izlenecek kişilerin işyeri veya kamuya açık yerlerdeki tüm faaliyetleri izlenebilir, görüntülenebilir ve kayda alınabilir. Kişilerin konut olarak kullandığı yerlerde teknik araçlarla izleme yapılamaz.

(3) İzlemeden maksat, belirli bir süre devam eden ve kişilerin hareket veya ilişkilerinin görüntülenmesi ya da yaptıkları konuşmalarının tespiti amacını güden işlemlerdir.

(4) Kişilerin işledikleri suçların delil, iz, emare ve eserlerinin tespiti maksadıyla yapılmış bireysel saptamalar izleme sayılmaz.

İmha

MADDE 21 – (1) Tedbir kararının uygulanması sırasında şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi ya da gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısı tarafından verilen kararın hâkim tarafından onaylanmaması hâlinde, tedbirin uygulanmasına Cumhuriyet savcısı tarafından derhâl son verilir. Bu durumda elde edilen deliller Cumhuriyet savcısının gözetiminde uygun görülen şekilde derhal imha edilir ve bu hususta bir tutanak düzenlenir.

(2) Teknik izleme sürecinde elde edilen deliller ceza kovuşturması bakımından gerekli olmadığı takdirde Cumhuriyet savcısının gözetiminde derhâl yok edilir.

(3) Veri taşıyıcısının üzerindeki kayıtların silinmesi suretiyle de birinci fıkra hükümleri yerine getirilebilir. Başka bir kopyanın da kalmadığı açıkça belirtilerek silme işlemi tutanağa bağlanır.

(4) Veri taşıyıcısının Cumhuriyet başsavcılığına gönderilmesinden sonra gerekmesi hâlinde imha işlemi Cumhuriyet savcısının belirleyeceği yöntemle gerçekleştirilir.

Teknik Araçlarla İzleme Sırasında Tesadüfen Elde Edilen Deliller

C.M.K m. 140’da tesadüfen elde edilen deliller için bir düzenleme mevcut değildir. Bu husus yönetmelikle düzenlenmiştir.

MADDE 22 – (1) Teknik araçlarla izleme sırasında yapılmakta olan soruşturmayla ilgisi olmayan ancak, 18 inci maddede belirtilen suçlardan birinin işlendiği şüphesini uyandırabilecek bir delil elde edilmesi hâlinde; bu delil muhafaza altına alınır ve durum Cumhuriyet başsavcılığına derhâl bildirilir.

Sadece Gizli Soruşturmacı Görevlendirilmesine İlişkin Karara Dayanılarak Teknik Araçlarla İzleme Yapılamaz. C.M.K.’nin 140. Maddesine Göre Ayrıca Bir Karar Alınmalıdır

Olayımızda sanıkların 5271 sayılı CMK’nın 140. maddesindeki düzenlemeye göre teknik araçlarla izlenmelerine ilişkin bir karar bulunmamaktadır. CMK’nın 139. maddesine göre alınan Gizli Soruşturmacı görevlendirilmesine ilişkin karara dayanılarak ve CMK’nın 140. maddesine göre ayrıca bir karar alınmadan Teknik Araçlarla izleme yapılamaz. Buna rağmen teknik araçlarla izleme, görüntü ve ses kayıtları yapılmıştır.

Mahkemece olayların adli kolluk görevlilerinin faaliyetleri ile teknik izlemeye dayandırılmıştır. CMK’nın 217. maddesine göre; Yüklenen suç, hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş her türlü delille ispat edilebilir. Buna göre;

Hukuka uygun olmayan teknik izlemelerle elde edilen delillere dayanılarak sübuta gidilmesinin mümkün olmadığının gözetilmemesi, …. (Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2015/16325 E., 2016/5529 K.)

Teknik Araçlarla İzleme Yargıtay Kararı

Şu durumda, hakkında başka delil bulunmayan sanık hakkında, TCK’nun 140. maddesi uyarınca verilmiş ve daha sonra süresi uzatılmış olan “Teknik Araçlarla İzleme” kararının icrası kapsamında düzenlenmiş bulunan “Fiziki Takip Tutanağı”na istinaden mahkumiyet kararı verildiği görülmektedir.
CMK’nun 217. maddesine göre; yüklenen suç hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş her türlü delille ispat edilebilir. Bu nedenle, sanığın suçunun hukuka uygun delillerle ispat edilip edilmediğinin, dolayısıyla da verilen “Teknik Araçlarla İzleme Kararı”nın hukuka uygun olup olmadığının incelenmesinde zorunluluk bulunmaktadır:
Ceza yargılamasının sağlıklı biçimde yürütülebilmesi için öngörülen koruma tedbirlerine kanunda belirlenen ölçüler içinde başvurulması ve tedbirlerin bu çerçevede ortaya konan koşullara uygun olarak yerine getirilmesi gerekir. Koruma tedbirlerine başvurmakla ortaya çıkan özgürlük kısıtlamaları ile suçların önlenmesi ya da suç delillerinin ortaya çıkarılması arasında bir denge olması gerekir.
Özel hayata müdahale niteliği taşıyan teknik araçlarla izleme tedbirlerine ise CMK’nun 140. maddesi uyarınca yalnızca bu maddede liste halinde sayılan suçlar bakımından, bu suçların işlendiği hususunda “somut delillere dayanan kuvvetli şüphe” sebepleri bulunması durumunda ve özellikle başka suretle delil elde edilememesi hâlinde başvurulması kabul edilmiştir.
CMK’nun 140. maddesi uyarınca, alınan teknik bir araçlarla izleme kararı sonucunda elde edilen deliller sadece bu maddede sayılan katalog suçlar kapsamında yer alan suç bakımından delil olarak kullanılabilir. Katalog suçlar dışında kalan bir suç bakımından ise elde edilen delillerin yargılamada kullanılması, maddenin 4. fıkrasının açık hükmü karşısında mümkün değildir. Daha da ötesi, kanundaki ölçülere uygun olarak alınmış olan bir teknik araçlarla izleme kararının özgü kılındığı soruşturma ve kovuşturmaya delil toplama amacına hasredilmesi gerekir.
CMK’nun 138. maddesinin “teknik araçlarla izlemeyi” kapsamaması ve yasada teknik araçlarla izlemeye ilişkin olarak 138. maddedeki düzenlemeye benzer bir hükme yer verilmemiş olması nedeniyle, teknik izleme sırasında tesadüfen elde edilen bulguların, CMK’nun 217. maddesi anlamında delil olarak kullanılması mümkün değildir. Nitekim, benzeri yaklaşım Ceza Genel Kurulu’nca ortaya konulmuş ve 03.07.2007 gün ve 101/3 sayılı kararda, CMK’nun yürürlüğe girdiği 01.06.2005 tarihinden önce, mevzuatta iletişimin denetlenmesi sırasında tesadüfen elde edilen delillerin kullanılabileceğine dair bir hüküm bulunmadığından, somut olayda 01.06.2005 tarihinden önce tesadüfen elde edilen delillerin hükme esas alınamayacağına karar verilmiştir. Kanundaki düzenleme karşısında, Ceza Muhakemesi Kanununda Öngörülen Telekomünikasyon Yoluyla Yapılan İletişimin Denetlenmesi, Gizli Soruşturmacı ve Teknik Araçlarla İzleme Tedbirlerinin Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik’in “tesadüfen elde edilen deliller” başlıklı 22. maddesinden de “tesadüfen elde edilen delillerin” hükme esas teşkil edebileceği şeklinde bir yoruma gidilemez.
Özgürlüklere ağır şekilde müdahale edilmesi sonucunu doğurması itibarıyla; teknik araçlarla izleme kararının, kime ve hangi suça ilişkin olduğunun, hangi tarihten hangi tarihe kadar geçerli olduğunun, hangi ihtiyaca binaen ve hangi deliller değerlendirildikten sonra verildiğinin, suçun işlendiğine ilişkin kuvvetli şüphenin hangi somut delillere dayandığının, ilk kararın icrası suretiyle elde edilen delillerin neler olduğunun ve uzatma kararına niçin ihtiyaç duyulduğunun açık ve hiçbir duraksamaya neden olmayacak şekilde belirtilmesi gerekir.
Buna göre somut olayda;
1- Soruşturmanın CMK’nun 140/1-a-1 bendinde gösterilen ve karar tarihi itibarıyla katalog suçlardan olan “suç işlemek amacıyla örgüt kurma” suçundan başlatılmış olmasına rağmen, “örgütün varlığını ortaya koyan kuvvetli suç şüphesinin bulunup bulunmadığı ile bulunduğu kabul ediliyorsa buna dayanak teşkil eden “somut deliller”in nelerden ibaret olduğunun kararda belirtilmemiş olması,
2- Özgürlüklerin ağır şekilde kısıtlanmasına sebep olması nedeniyle soruşturmada “son çare” olarak başvurulması gereken, “teknik araçlarla izleme” tedbirine; hangi deliller niçin yetersiz kaldığı için başvurulduğunun açıklanmaması,
3- ”Fiziki Takip Tutanağına” esas teşkil eden teknik araçlarla izlemenin uzatılmasına ilişkin kararda, uzatmaya ilişkin karara temel teşkil eden ilk kararın icrası kapsamında hangi delillere ulaşıldığının ve niçin uzatmaya gerek duyulduğunun gösterilmemesi,
4- Gerek ilk kararda, gerekse uzatma kararında, teknik araçlarla izleme yapılmasının sebebi, “örgüt kurulduğuna dair bilgi alınmış olup, bu durumun ve olayın aydınlatılması için teknik araçlarla izlemeye gerek duyulması” olarak gösterilmiş ve buna bağlı olarak örgütün varlığı konusunda duyum dışında hiçbir delil bulunmadığı açıkça belirtilmiş iken, kararların daha sonraki bölümünde “suç işlendiğine dair kuvvetli şüphenin bulunduğunun” belirtilmesi suretiyle çelişkiye neden olunması,
5- Teknik araçlarla izleme kararının icrası sırasında tesadüfen elde edilen ve “resmi belgede sahtecilik ile suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi” suçlarına ilişkin olan delillerin kullanılması,
6- 2009/1838 sayı ile verilen ilk teknik izleme kararma tarih yazılmayarak, kararda belirtilen 4 (dört) haftalık sürenin ne zaman başlayacağı hususunda tereddüte neden olunması,
7- Münhasıran katalogda yer alan “suç işlemek amacıyla örgüt kurma” suçundan alınan” teknik araçlarla izleme kararının”, katalogda ve kararda yer almayan “resmi belgede sahtecilik ve suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi” suçlarıyla ilgili olarak da kullanılmış olması,
Nedenleriyle, sanık hakkında verilmiş bulunan “teknik izleme kararı” ile buna bağlı “uzatma kararı” hukuka aykırı olduğundan, hukuka aykırı olan kararın icrası kapsamında elde edilmiş bulunan “Fiziki Takip Tutanağı” da hukuka aykırı olarak elde edilmiş bir delil olması itibarıyla CMK’nun 217. maddesi bağlamında hükme esas alınamaz.
Bu durumda; hukuka aykırı olarak elde edildiği anlaşılan “Fiziki Takip Tutanağı” mahkumiyet hükmüne esas alınamayacağından, bu delilin değerlendirme dışı bırakılması ve sanık Mehmet’in hukuki durumunun dosyada bulunan ve hukuka uygun olarak elde edilmiş olan diğer delillerle tayin/takdiri ve bu kapsamda, “suça konu sahte …… plakalı araç içerisinde yakalanan İ.. Ç.. beyanlarında adını Turgut olarak bildiği aracı satın aldığı kişiyi tarif etmesine ve yine B..Ç.. beyanlarında Turgut adlı kişi ile araç satımı için pazarlık yaptığını belirtmesine göre, B.. Ç..ve İ.. Ç.. tanık olarak dinlenip sanık M.. K.. ile yüzleştirilmesi” gerekirken, sadece hukuka aykırı olan Fiziki Takip Tutanağına dayanılmak suretiyle, eksik inceleme ve değerlendirme sonucu hüküm kurulmuş olması… (Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/2995 E., 2015/4063 K.)


yazar:

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir