Yargıtay, İşçinin İbranameye “Yasal Haklarını Saklı Tuttuğuna” Dair İhtirazi Kayıt Koymasını İşçinin İbra İradesinin Bulunmadığına İşaret Ettiğine Karar Verdi
İhtirazı kayıt, bir kişinin bir işlem veya kararla ilgili itirazını resmi olarak kayıt altına alması anlamına gelir. Bir karara, bir sözleşmeye, bir belgeye veya bir duruma karşı itiraz etmek isteyen kişi, bu itirazını belgelemek için bir kayıt oluşturur. İşçilerin ibranameye ihtirazi kayıt koyması açılacak davalarda önem arz etmektedir. İşçilerin hak kayıpları yaşamasına engel olabilir.
Öte yandan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 21 inci maddesinde sözü edilen aşırı yararlanma (gabin) ölçütünün de ibra sözleşmelerinin geçerliliği noktasında değerlendirilmesi gerekir. İbranamedeki irade fesadı hallerinin, 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 31 inci maddesinde öngörülen bir yıllık hak düşürücü süre içinde ileri sürülmesi gerekir (Yargıtay 9.HD. 26.10.2010 gün, 2009/27121 E, 2010/30468 K). Ancak, işe girerken alınan matbu nitelikteki ibranameler bakımından iş ilişkisinin devam ettiği süre içinde bir yıllık süre işlemez.
Yine, işçinin ibranamede yasal haklarını saklı tuttuğuna dair ihtirazi kayda yer vermesi ibra iradesinin bulunmadığını gösterir. ( Yargıtay 9.HD. 04.11.2010 gün, 2008/40032 E, 2010/31666 K).
(Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2011/51524 E., 2014/50 K.)
İhtirazi Kayıt Nedir ?
İhtirazi kayıt ileri sürme hakkı, ifa ile doğrudan bağlantılı bir haktır. İhtirazi kayıt ileri sürülmesini gerektiren bir ifanın varlığından söz edebilmek için; hukuksal bir işlemin varlığı, bu işlemle ortaya çıkan borç doğurucu bir ilişkinin gerçekleşmesi gerekir (Halil Yılmaz, Borçların İfasında İhtirazı Kayıt İleri Sürülmesi Ve Uygulaması, Ankara 2002, s. 17). İhtirazi kayıt için uygulamada bazen önkoşul dendiği de görülmektedir ki ihtirazi kayıt, belli haklarını kullanıp kullanmama konusunda serbestliğini korumak isteyen tarafın sözleşmede veya sözleşmenin taraflara yüklediği edimlerin yerine getirilmesi sırasında (ifa sırasında) çekince, önkoşul ileri sürmesidir. … İhtirazi kayıt ileri sürülmekle varlığı korunmaya alınan hak, kendisinin de içinde var olduğu önceye ait asıl borç ilişkisinin varlığını gerektirir. … Hukuksal ilişkiden kaynaklanan borç, alacaklıya veya onun temsilcisine (bizzat alacaklıya karşı yerine getirilmesinin koşul olduğu durumlar hariç) karşı ifa edilmekle düşer. … Hakkın dayanağı, önceden var olan özel bir hukuksal durumdur ve tek taraflı irade beyanı ile kullanılır. Bu hak kullanılmakla, kişi mevcut hukuksal ilişkinin kendine tanıdığı gelecekteki hak ve alacaklarını koruma altına almış olmaktadır. Bu hakkın alacaklı tarafından kullanılması, karşı tarafın yani borçlunun kabulüne bağlı değildir. … İhtirazi kayıtta bulunma hakkı, alacaklıya ait bir haktır. Alacaklı olmayan veya alacaklının yetkili kılmadığı kişinin, bu hakkı kullanma hakkı yoktur (A.g.e., s. 41, 42, 44, 45, 47, 49).
Ayrıca Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 01.03.2006 gün ve 2005/10-755 Esas – 2006/32 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, ihtirazi kayıt, “belirli haklarını kullanmak konusunda serbestisini korumak isteyen tarafın bu husustaki beyanı” olarak tanımlanmaktadır. (Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2011/11676 E., 2013/22539 K.)
Bir yanıt yazın