İşçinin Verdiği Zarar Otuz Günlük Ücreti Aşmazsa

Yargıtay, İşçinin Verdiği Zarar Otuz Günlük Ücretini Aşmasa Da İşyerinde Olumsuzluğa Neden Olmuşsa İş Sözleşmesinin Geçerli Nedenle Feshedilebileceğine Karar Verdi. Bu Durumda İşçi Kıdem ve İhbar Tazminatına Hak Kazanabilir.

İşçinin verdiği zarar İş Kanunu’nun 25. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre işçinin kendi isteği veya savsaması yüzünden işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi, işyerinin malı olan veya malı olmayıp da eli altında bulunan makineleri, tesisatı veya başka eşya ve maddeleri otuz günlük ücretinin tutarıyla ödeyemeyecek derecede hasara ve kayba uğratması, işveren derhal haklı nedenle fesih sebebi verecektir. Yargıya taşınan durumda işçinin verdiği zarar otuz günlük ücretini aşmamaktadır. Fakat Mastercard logolarının yanlış basılması sonucu işyerinde meydana gelen olumsuzluklar gözetildiğinde fesih derhal haklı nedenle olmasa da geçerli olacaktır. Geçerli fesihte işçi kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanacaktır. İşçiye, işveren tarafından kıdem tazminatı ödenebilmesi için iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız veya işçi tarafında haklı nedenle son verilmesi gerekmektedir.

İşçinin Verdiği Zarar Otuz Günlük Ücreti Aşmazsa Ne Olacak?

Yargıtay bu hususa açıklık getirmiştir.

Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının görevini iş tanımına uygun olarak ve gereği gibi yerine getirmediğini, 12/04/2011 tarihinde davacı … ile dava dışı …. ve …. tarafından gerçekleştirilen …’a ait …. kartlarının üretiminde “yaklaşık değeri 50.000 Avro olan sipariş kart grubunun bütününde “Mastercard” logosunun hatalı basılmış olduğu ve kartların bu şekilde kullanılmasının mümkün olmadığı, kartların dağıtımının engellendiği” müşteki bildirimi ile tespit edildiğini, davacının yaptığı hatalı kart basım işlemenin maliyetinin davacının 30 günlük ücreti tutarıyla ödenemeyeceğini, davacının basım işinin sorumluluğunu tek başına üstlenmediğini ancak müvekkilinin davalı şirket personeli …. ile …’nın kartların üretimini ve basımını gerçekleştiren operatörler olduğunu, davacı … ise yapılan baskının müşteriden gelen tasarıma ve örneğe uygun olup olmadığını denetlemek, işin tasarıma uygunluğu onayını vermek ve bu doğrultuda işin başlamasını ve ilerlemesini yürütmekle görevli olduğunu, davalının davacı iddiasının tersine çalışanlarına eşit davranıldığını, bu ürünün satıma uygunlunu kontrol görevini yerine getirmeyen davacı ile birlikte hatalı basımı yapan diğer çalışanların da iş akitlerini sona erdirdiğini, feshin haklı sebeple ve iş yasasının amir tüm şekil şartlarına uygun bir şekilde gerçekleştiğini, haksız ve hukuka aykırı davanın reddine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, iş sözleşmesinin işverence geçerli neden bulunmaksızın feshedildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesi işverene, işçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenlerle iş sözleşmesini feshetme yetkisi vermiştir. İşçinin davranışlarından kaynaklanan fesihte takip edilen amaç, işçinin daha önce işlediği iş sözleşmesine aykırı davranışları cezalandırmak veya yaptırıma bağlamak değil; onun sözleşmesel yükümlülükleri ihlale devam etmesi, tekrarlaması rizikosundan kaçınmaktır. İşçinin davranışları nedeniyle iş sözleşmesinin feshedilebilmesi için, işçinin iş sözleşmesine aykırı, sözleşmeyi ihlal eden bir davranışının varlığı gerekir. İşçinin kusurlu davranışı ile sözleşmeye aykırı davranmış ve bunun sonucunda iş ilişkisi olumsuz bir şekilde etkilenmişse işçinin davranışından kaynaklanan geçerli bir fesih söz konusu olur. Buna karşılık, işçinin kusur ve ihmaline dayanmayan sözleşmeye aykırı davranışlarından dolayı işçiye bir sorumluluk yüklenemeyeceğinden işçinin davranışlarından kaynaklanan geçerli fesih nedeninden de bahsedilemez.
İşçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenler, aynı Yasanın 25. maddesinde belirtilen nedenler yanında, bu nitelikte olmamakla birlikte, işyerlerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen nedenlerdir. İşçinin davranışlarından veya yetersizliğinden kaynaklanan nedenlerde, iş ilişkisinin sürdürülmesinin işveren açısından önemli ve makul ölçüler içinde beklenemeyeceği durumlarda, feshin geçerli nedenlere dayandığını kabul etmek gerekecektir.
İşçinin davranışlarına dayanan fesih, herşeyden önce, iş sözleşmesinin işçi tarafından ihlal edilmesini şart koşmaktadır. Bu itibarla, önce işçiye somut olarak hangi sözleşmesel yükümlülüğün yüklendiği belirlendiği, daha sonra işçinin, hangi davranışı ile somut sözleşme yükümlülüğünü ihlal ettiğinin eksiksiz olarak tespit edilmesi gerekir. Şüphesiz, işçinin iş sözleşmesinin ihlali işverene derhal feshetme hakkını verecek ağırlıkta olmadığı da bu bağlamda incelenmelidir. Daha sonra ise, işçinin isteseydi yükümlülüğünü somut olarak ihlal etmekten kaçınabilip kaçınamayacağının belirlenmesi gerekir. İşçinin somut olarak tespit edilmiş sözleşme ihlali nedeniyle işverenin işletmesel menfaatlerinin zarar görmüş olması şarttır.
İşçinin yükümlülüklerinin kapsamı bireysel ve toplu iş sözleşmesi ile yasal düzenlemelerde belirlenmiştir. İşçinin kusurlu olarak (kasden veya ihmalle) sebebiyet verdiği sözleşme ihlalleri, sözleşmenin feshi açısından önem kazanır. Geçerli fesih sebebinden bahsedilebilmesi için, işçinin sözleşmesel yükümlülüklerini mutlaka kasıtlı ihlal etmesi şart değildir. Göstermesi gereken özen yükümlülüğünün ihlal edilerek ihmali davranış ile ihlali yeterlidir. Buna karşılık, işçinin kusuruna dayanmayan davranışları, kural olarak işverene işçinin davranışlarına dayanarak sözleşmeyi feshetme hakkı vermez. Kusurun derecesi, iş sözleşmesinin feshinden sonra iş ilişkisinin arzedebileceği olumsuzluklara ilişkin yapılan tahminî teşhislerde ve menfaatlerin tartılıp dengelenmesinde rol oynayacaktır.
İşçinin iş sözleşmesini ihlal edip etmediğinin tespitinde, sadece asli edim yükümlülükleri değil; kanundan veya dürüstlük kuralından doğan yan edim yükümlülükleri ile yan yükümlerin de dikkate alınması gerekir. Sadakat yükümü, sözleşmenin taraflarına sözleşme ilişkisinden doğan borçların ifasında, karşı tarafın şahsına, mülkiyetine ve hukuken korunan diğer varlıklarına zarar vermeme, keza sözleşme ilişkisinin kapsamı dışında sözleşme ile güdülen amacı tehlikeye sokacak özellikle karşılıklı duyulan güveni sarsacak her türlü davranıştan kaçınma yükümlülüğünü yüklemektedir.
İşçinin iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini kusurlu olarak ihlal ettiğini işveren ispat etmekle yükümlüdür.
Yan yükümlere itaat borcu, günümüzde dürüstlük kuralından çıkarılmaktadır. Buna göre, iş görme edimi dürüstlük kuralının gerektirdiği şekilde ifa edilmelidir. İşçinin davranışlarından kaynaklanan fesih sebebi, işçinin kusurlu bir davranışını şart koşar.
4857 sayılı İş Kanununun 25 II- ( ı ) bendinde, işverenin malı olan veya eli altında bulunan makine, tesisat, başka eşya ya da maddelere 30 günlük ücreti tutarını aşacak şekilde zarar vermesi halinde işverenin haklı fesih imkânının bulunduğu hususu düzenlenmiştir. İşçinin kusursuz olduğunun ortaya çıkması halinde işverenin haklı ve geçerli fesih imkânı olmadığı gibi, işçinin kusuru belli bir yüzde ya da belli bir oran olarak saptanmışsa; zararın miktarı da bu kusur nispetinde azaltıldıktan sonra otuz günlük ücreti aşıp aşmadığına bakılmalıdır. 30 günlük ücreti tutarında bir zarar yoksa iş sözleşmesinin feshi haklı neden olarak kabul edilmemelidir. Ancak 30 günlük ücretten az bir meydana gelmekle birlikte, işçinin bu davranışı işyerinde olumsuzluklara neden olmuş ve iş ilişkisinin sürdürülmesi işveren açısından önemli ölçüde beklenmez bir hal almış ise feshin geçerli nedene dayandığının kabulü gerekir.
Zararın işçinin kasıtlı davranışından ya da taksirli eyleminden kaynaklanmasının herhangi farkı bulunmamaktadır. İşçinin kusuru ve zararı, ayrı ayrı uzman kişilerce belirlenmelidir(Dairemizin 12.05.2008 gün ve 2007/35921 Esas, 2008/12018 Karar sayılı ilamı).
Somut olayda işyerinde kalite güvence üretim süreçleri ekip lideri olarak çalışan davacının iş sözleşmesi bir bankanın sipariş ettiği kredi kartında bulunan logonun hatalı basılması nedeniyle meydana gelen zarar gerekçe gösterilerek 4857 Sayılı Yasa’nın 25/II-ı maddesi uyarınca feshedilmiştir.
Mahkemenin 24.02.2012 T. 2011/430 Esas 2012/138 Karar sayılı kararı Dairemizin 04.04.2013 T. 2012/31060 E. 2013/11160 Karar sayılı kararıyla aralarında hukukçu ve işyerinin işleyişini bilen uzman (baskı uzmanı, grafiker gibi) bilirkişiler eşliğinde keşif yapılarak davacının görev tanımı ve dosyadaki belgeler dikkate alınarak davacının feshe neden olan olayda kusuru bulunup bulunmadığı, meydana gelen zarar miktarı tespit edilerek sonucuna göre feshin haklı veya geçerli olup olmadığına karar verilmesi gerekirken eksik araştırmayla karar verildiği gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sırasında aldırılan bilirkişi raporunda yapılan baskı hatasının maliyetinin piyasa rayiçlerine göre boya malzemesi ve işçiliği dahil 3.000 Euro olduğu, davacının ise diğer iki arkadaşıyla birlikte zararın %50’sinden sorumlu tutulduğu, davacının bu nedenle %16,67 kusurunun bulunduğu, davacının zarardan sorumluluğunun 1.091,17 TL olup 1.295 TL olan brüt ücretinin altında kaldığı belirtilmiş mahkemece de bu nedenle feshin geçerli olmadığı kabul edilmişse de, meydana gelen olay, toplam zarar miktarı ve davacının olaydaki kusuru dikkate alındığında her ne kadar davacıya düşen zarar miktarı davacının brüt ücretinin altında kalmaktaysa da, işyerinde meydana gelen olumsuzluk gözetildiğinde feshin geçerli nedene dayandığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü hatalıdır.
(Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2015/3479 E., 2015/9039 K.)


yazar:

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir