İşe Geç Gelme Halinde Kıdem ve İhbar Tazminatına Hak Kazanılır

Yargıtay İşe Geç Gelme ve Vaktinden Önce İşyerinde Ayrılma Şeklindeki Davranışın Ancak Geçerli Fesih Sebebi Olacağına ve Haklı Feshe İmkan Tanımayacağına Karar Verdi

İşe geç gelme eyleminin geçerli mi yoksa haklı fesih sebebi mi olacağı Yargıtay tarafından hüküm altına alınmıştır.

Davacının 07.07.2005-19.08.2011 tarihleri arasındaki ilk çalışma döneminin, davalı işverence, devamsızlık haklı sebebi bulunduğu iddiasıyla 4857 sayılı Kanun’un 25/II-g. maddesine dayanılarak feshedildiği, dosyaya işverence sunulan 25.08.2011 tarihli tutanaktan anlaşılmaktadır. Mahkemece, ilk çalışma dönemindeki işveren feshinin haklı sebebe dayanıp dayanmadığı bakımından, dosya içeriğindeki delillerin değerlendirilmemesi hatalıdır. Anılan sebeple, bu döneme ilişkin sunulan tutanak, tanık beyanları ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek, işverence iş sözleşmesinin feshinin haklı olup olmadığı bakımından bir sonuca varılmalıdır.

03.11.2011-27.02.2013 tarihleri arasında geçen ikinci çalışma dönemi bakımından ise, işverence iş sözleşmesi, yazılı fesih bildiriminde, davacının işe geç gelmesi ve vaktinden önce işyerinden ayrılması, mesai saatlerine uymaması, Cumartesi günleri işe gelmemesi, sabah kahvaltısını işyerinde yapması, işverenin tabela unvanını kullanarak şahsı adına gelir getirici işler yapması, işverene karşı yüksek sesle ve tehditkar konuşmaları sebepleri gösterilerek feshedilmiştir. Mahkemece, bu döneme ilişkin yapılan değerlendirmede, davalı tanıkları beyanlarından, davacının mesai saatlerine uymadığının, işine düzenli devam etmediğinin ve bir çok kez ikaz edilmiş olmasına rağmen bu davranış şeklini değiştirmediğinin anlaşılması gerekçesiyle, feshin haklı sebebe dayandığı kabul edilmiştir. Yazılı fesih bildiriminde gösterilen diğer fesih sebepleriyle ilgili ise herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır. Öncelikle şu husus belirtilmelidir ki, işverence, söz konusu çalışma dönemine ilişkin olarak, davacı işçinin hangi günlerde mesai saatlerine riayet etmediği, hangi günlerde işe gelmediği veya mesai düzenine uymaması sebebiyle uyarıldığına ilişkin herhangi bir tutanak, ihtar veya işyeri kaydı dosyaya sunulmamıştır. Cumartesi gününün çalışma günü olduğu hususu dahi net bir şekilde ortaya konulamamıştır. Kaldı ki, işe geç gelme ve vaktinde önce işyerinde ayrılma şeklindeki davranış, ancak geçerli fesih sebebi olup, haklı feshe imkan tanımaz. Anılan sebeple, düzenlenmiş herhangi bir işyeri kaydı bulunmaması karşısında, denetlenemeyen soyut tanık beyanlarıyla sonuca gidilerek yazılı gerekçeyle feshin haklı sebebe dayandığının kabul edilmesi hatalı olmuştur. Bu halde, yazılı fesih bildiriminde belirtilen diğer sebepler değerlendirilmeli ve bu döneme ilişkin yapılan feshin haklı olup olmadığı belirlenmelidir. (Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2014/34343 E., 2016/5023 K.)

İşe Geç Gelme Geçerli Fesih Sebebi Olarak Kabul Edilmiştir

Bu nedenle davacının, 26.08.2010 tarihli yazılı ihtara rağmen halen geç gelmeye devam ettiği, hakkında 5 kez savunma talep edildiği, savunma taleplerinden fesihten önce son savunması ile beraber 3 tanesine davacı tarafından cevap verildiği, savunmalarında geç geldiğini ikrar ettiği ve görülmekle birlikte özellikle giriş-çıkış kayıtları incelendiğinde geç kalma eyleminin savunma talep tarihlerine özgü olmayıp genel nitelikte süreklilik arzeden bir davranış şeklinde olduğu anlaşılmıştır.
Mahkemece savunma alındığı halde savunma alınmadığından feshin geçersiz olduğuna karar verilmesi hatalıdır. Davacının süreklilik taşıyan boyuta ulaşan işe geç gelme şeklindeki davranışları ile iş sözleşmesinin devamının işveren yönünden çekilmez hal aldığı ortadadır. Bu nedenle yapılan fesih geçerli nedene dayanmakla davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü yönünde hüküm kurulması hatalıdır. (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2012/22643 E., 2012/40460 K.)


yazar:

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir