Havale Açıklama Kısmı Boş Bırakılmışsa Borç Ödenmiştir

Yargıtay, Gönderilen Havalede Herhangi Bir Açıklama Bulunmuyorsa Yani Havale Açıklama Kısmı Boş Bırakılmışsa Yapılan Bu Havalenin Borcun Ödenmesi Niteliğinde Olduğuna Bu Yüzden Havalenin Borcun Ödenmesinden Başka Bir Amaçla Yapıldığının İspat Edilmesi Gerektiğine Karar Vermiştir

Havale Açıklama Kısmı Boş Bırakılmışsa Yapılan Bu Havale Borcun Ödenmesi Niteliğindedir ve Başka Amaçla Gönderildiğinin İspatı Gerekir

Davacı; evini satarak davalıya borç verdiğini, ilgili parayı davalının hesabına havale ile gönderdiğini, ancak sehven havale işlemi sırasında herhangi bir açıklama yazmadığını, davalının aralarında görülen … 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2013/41 Esas sayılı ceza dosyasında kendisinden borç para aldığını kabul ettiğini, davalının eşinin kendisine dava konusu borç için davacının kaşesini taşıyan iki adet senet verdiğini, davalının borcunu ödememesi üzerine … 1. İcra Müdürlüğü’nün 2013/5672 Esas sayılı dosyası üzerinden davalı aleyhine takip başlattığını, davalının haksız olarak takibe itiraz ettiğini ileri sürerek, davalının itirazının iptaline, takibin devamına, alacağın %20’sinden az olmamak üzere davalı aleyhine inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.

Davalı; davanın reddini dilemiştir.

….Aynı Ceza Dairesi tarafından ceza mahkemesince davalı yönünden verilen kararda ise davacının davaya konu havale işlemini davalıya borç vermek amacıyla gerçekleştirdiğine ilişkin bir belirleme yapılmamıştır. Diğer yandan davacı tarafından 30.04.2012 tarihinde davalıya gönderilen havalede herhangi bir açıklama bulunmamaktadır. Borçlar Kanunu’nun 457 vd. (TBK.nun 555 vd) maddelerinde düzenlenmiş olan havale, hukuksal nitelikçe (tıpkı onun özel biçimlerinden biri niteliğindeki çek gibi), bir ödeme vasıtasıdır. Eş söyleyişle, havalenin, mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal karine mevcuttur. Bu yasal karinenin tersini (havalenin borcun ödenmesinden başka bir amaçla yapıldığını) ileri süren havaleci (muhil), bu iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür. Somut olayda, davacı bu yasal karine karşısında, davalı tarafa yapılan dava konusu havalenin borç olarak gönderildiğini, kanıtlama yükümlülüğü altındadır. Davacı miktar itibari ile iddiasını yazılı delil ile kanıtlayamamıştır. Hal böyle olunca, mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. (Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2018/527 E., 2019/8504 K.)

Havale Açıklama Kısmı Boş Bırakılmışsa Yapılan Bu Havale Borcun Ödenmesi Niteliğindedir ve Başka Amaçla Gönderildiğinin İspatı Gerekir

Havale Nedir ?

Havale, bankacılık terimi olarak kullanılmakta ve finansal işlemlerde para transferini ifade eder. Diğer bir anlatımla havale, bir hesaptan başka bir hesaba para göndermektir. Günümüzde bu işlem genellikle bankalar aracılığıyla gerçekleştirilir.

Neden Havale Açıklama Kısmı Boş Bırakılmamalıdır

Havale bir ödeme aracıdır. T.B.K. m. 555 hükmü uyarınca havale, havale edenin, kendi hesabına, para, kıymetli evrak ya da diğer bir mislî eşyayı havale alıcısına vermek üzere havale ödeyicisini; bunları kendi adına kabul etmek üzere havale alıcısını yetkili kıldığı bir hukuki işlemdir. Hukukumuzda havalenin, mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığına ilişkin bir karine mevcuttur. Bu yüzden havale yapılırken açıklama kısmı boş bırakılırsa bu borcun ödendiği anlamına gelmektedir. Eğer ki kişi borç değil de başka bir amaç için ödeme yapmışsa ve açıklama kısmını da boş bırakmışsa hak kaybı yaşayacaktır. Hak kaybı yaşamamak için borcun ifası için değil başka bir amaç için ödeme yapıldığının ispat edilmesi gerekmektedir. Örneğin yargıya intikal eden bir olayda davacı ödünç olarak davalıya havale yapmıştır. Fakat havale açıklama kısmı boş bırakılmıştır. Bu nedenle yapılan bu havale yasal karine gereği borcun ödenmesi niteliğinde kabul edilmiş ve davacının ödünç olarak yaptığı bu havalenin ispat edilmesi gerektiğine hükmedilmiştir.

Davacı, davalıya banka havalesi yoluyla ödünç verdiğini ileri sürerek alacağının tahsili için eldeki davayı açmış, davalı ise davacı ile aralarında sadece bir kez borç ilişkisi kurulduğunu, bu ilişkinin de banka çekleri ve bono ile ödenerek 2003 yılında son bulduğunu savunarak eldeki davaya ilişkin akdi ilişkiyi inkar etmiştir. Nitekim davacı vekili de 23.12.2011 tarihli beyan dilekçesinde; davalının yaptığı ödemelerin müvekkilinin davalıya göndermiş olduğu para ile ilgili olmadığını, bu ödemelerin, davalı ile kardeşleri ve yeğenlerinin ortak olduğu….. Aş’ye davacı tarafından verilen borç paranın ödenmesi ile ilgili olduğunu kabul etmiştir. Hemen belirtmek gerekir ki havale ödeme vasıtası olup, var olan bir borcun ödendiğini gösterir. Bu karinenin aksini havaleyi gönderen şahsın ispat etmesi gerekir. Bu durumda ödünç ilişkisini ispat etme yükümlülüğü, onu iddia eden davacıya aittir. Davada dayanılan havale dekontunda gönderilen paranın ne için gönderildiği yazılı olmadığından, söz konusu dekont, ödünç ilişkisini kanıtlamaya yeterli olmadığı gibi, yazılı delil başlangıcı olarak da kabul edilemez. HUMK’nun 288. maddesi gereğince miktar itibariyle olayda tanık dinlenmesi de mümkün değildir. O halde davacı iddiasını yasal delillerle ispat edememiştir. Ne var ki dava dilekçesinde “diğer yasal deliller” demek suretiyle yemin deliline de dayanmış olduğundan bu konuda davacıya, karşı tarafa yemin yöneltmeye hakkı bulunduğu hatırlatılarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, mahkemece, yanlış değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. (Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2012/24637 E., 2013/19455 K.)


yazar:

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir