Tahliye Taahhüdünün Sonradan Doldurulması

Kiracının Tahliye Taahhüdünü Boş Olarak Verdiğine İlişkin İddiası ve Tahliye Taahhüdünün Sonradan Doldurulması İddiası Dinlenmez

Yargıtay’a göre tahliye taahhüdünün sonradan doldurulması iddiası dinlenemez. Çünkü kiracı belgeyi imzalayarak boş olan kısmın ne şekilde doldurulacağını peşinen kabul etmiştir.

Takibe dayanak yapılan ve hükme esas alının 04.02.2009 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalı, 07.03.2009 tarihinde kiralananda otururken vermiş olduğu tahliye taahhüdü ile kiralananı 01.04.2009 tarihinde tahliye edeceğini beyan ve taahhüt etmiştir. Taraflar arasında düzenlenen kira sözleşmesi süresi bir yıllık ise de, kira sözleşmesi düzenlendikten sonra taraflar anlaşarak kira sözleşme süresini kısaltıp uzatabilirler. Bunu engelleyen herhangi bir yasa hükmü bulunmamaktadır. Öte yandan davalı taahhüt altındaki imzayı kabul etmiştir. Bu durumda davalının tahliye taahhüdünü boş olarak verdiği ve üzerinin sonradan doldurulduğu iddiası dinlenemez. Zira, belgeyi imza etmekle boş olan kısmın ne şekilde doldurulacağını peşinen kabul etmiş sayılır. Bu nedenle, dava süresinde açıldığına göre davanın kabulü ile kiralananın tahliyesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir. (Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2009/12238 E., 2010/2452 K.)

Kiracının Rızası Dışında veya Kötü Niyetli Olarak Tahliye Taahhüdünün Sonradan Doldurulması İddiası Yazılı Delil İle İspat Edilmelidir

Tahliye taahhüdünün sonradan kiracının rızası hilafında doldurulduğuna ilişkin iddia yazılı delille ispatlanmalıdır. Diğer bir ifade ile salt tahliye taahhüdünün sonradan doldurulması iddiası dinlenemez.

Davacı, 1.9.2012 tanzim ve 15.11.2012 tahliye tarihli adi yazılı tahliye taahhüdüne dayanmış, davalı tarafça imza inkarında bulunulması üzerine yapılan bilirkişi incelemesi sonucu kira sözleşmesi altındaki imzanın davalı eli ürünü olmadığı, taahhüt altındaki P..C… ve imzasının davalı eli ürünü olduğu, diğer yazı ve rakamların davalı eli ürünü olmadığı tespit edilmiştir. Tahliye taahhüdü altındaki imzanın davalıya ait olduğu anlaşıldığına göre taahhütteki tanzim ve tahliye tarihlerinin sonradan davalı rızası hilafında doldurulduğu davalı tarafça yazılı bir belge (kesin delil) ile kanıtlanması gerekmektedir. Davalı, taahhütteki tanzim ve tahliye tarihlerinin sonradan davalı rızası hilafında doldurulduğuna ilişkin yazılı belge sunamamıştır. Bu durumda tahliye taahhüdü geçerlidir ve tarafları bağlar. Her ne kadar mahkemece yapılan imza incelemesi sonucu davacı tarafça davada dayanılan kira sözleşmesi altındaki imzanın davalı eli ürünü olmadığı tespit edilmiş ise de tahliye taahhüdü incelendiğinde “kiracısı olduğum….” ibaresi ile başlayan bir ifade ile davalının kiracı olduğu belirtilmiş kiralananın 15.11.2012 tarihinde tahliye edileceği kararlaştırılmıştır.

Bu durumda davalının taşınmazda kiracı olduğunun kabulü gerekir. Buna göre davacı tarafça 1.9.2012 tanzim tarihli tahliye taahhüdüne dayalı icra takibi başlatılmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Mahkemece itirazın iptali ve tahliyeye karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. (Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2013/13547 E., 2014/5798 K.)

Tahliye taahhüdünün sonradan doldurulması iddiası dinlenemez. Çünkü kiracı belgeyi imzalayarak boş olan kısmın ne şekilde doldurulacağını peşinen kabul etmiştir. Kiracının rızası dışında tahliye taahhüdünün sonradan doldurulduğu iddiası yazılı delille ispat edilebilir.

Kira Sözleşmesi Başlangıç Tarihinin Sonradan Kiracı Aleyhine Doldurulduğu İddiası Yazılı Delille İspat Edilmelidir

Uygulamada rastlanılan bir diğer uyuşmazlık türü alınan tahliye taahhüdünün boş bırakılan kira sözleşmesi başlangıç tarihine uydurulmasıdır. Yazılı kira sözleşmesindeki başlangıç tarihinin sonradan yani tahliye taahhüdünden sonra doldurulduğu yazılı delil ile ispatlanmalıdır.

Davacı kiralayanlar,1.9.2011 başlangıç tarihli ve 2 yıl süreli adi yazılı kira sözleşmesine ve Noterden düzenlenen 16.9.2011 tanzim ve 1.10.2013 tahliye tarihli tahliye taahhüdüne dayanmış, davalı tarafça Noterden düzenlenen tahliye taahhüdüne karşı çıkılmadığı gibi kira sözleşmesi altındaki imza da inkar edilmemiştir. Davacı yazılı kira sözleşmesine dayandığına göre, 1.9.2011 başlangıç tarihli yazılı kira sözleşmesindeki başlangıç tarihinin sonradan(tahliye taahhüdünden sonra) doldurulduğunu davalı yazılı belge(kesin delil) ile kanıtlamalıdır. Bu durumda ispat yükü davalıdadır.
Davalı, kira sözleşmesindeki başlangıç tarihinin sonradan davalı rızası hilafında doldurulduğuna yani kira sözleşmesinin tahliye taahhüdünden sonraki bir tarihte düzenlendiğine ilişkin yazılı belge(kesin delil) sunamamıştır. Bu durumda kira sözleşmesi geçerlidir ve tarafları bağlar. Zira davalı tarafça kira sözleşmesinin iptali yoluna da gidilmemiştir. Buna göre davacı tarafça Noterden düzenlenen 16.9.2011 tanzim tarihli tahliye taahhüdüne dayalı icra takibi başlatılmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Mahkemece itirazın kaldırılması ve tahliyeye karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. (Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2014/11422 E., 2014/12971 K. )

Tahliye Taahhüdü Alındıktan Sonra Kira Sözleşmesi Yenilenmişse ve Yenilenen Sözleşme İle Birlikte Yeni Bir Tahliye Taahhüdü De Alınmamışsa, Yenilenen Kira Sözleşmesinden Önce Alınan Tahliye Taahhüdü Hükümsüz Kalır

Yenilenen kira sözleşmesi ile birlikte alınan tahliye taahhütleri geçerlidir. Fakat yenilenen kira sözleşmesi ile birlikte tahliye taahhüdü alınmamışsa yenileme öncesi alınan tahliye taahhüdü hükümsüz kalacaktır. Böylece bu tahliye taahhüdü ile tahliye talebinde bulunulamayacaktır.

Davacı vekili, 07.01.2014 tanzim ve 01.10.2015 tahliye tarihli tahliye taahhüdüne dayanarak, davalı hakkında 07.10.2015 tarihinde icra takibi başlatmıştır. Davalı, gerek icra takibine karşı süresinde yaptığı itirazında gerekse mahkemedeki savunmalarında, taahhütnamedeki imzaya karşı çıkmamış, sözleşmenin yenilendiğini, taahhüdün baskı altında verildiğini ileri sürmüştür. Davacı yazılı sözleşme ve tahliye taahhüdüne dayandığına göre davalının sözleşmenin yenilendiğini ya da uzatıldığını aynı kuvveti haiz yazılı bir belge ile kanıtlaması gerekir. Davalı, takibe dayanak yapılan 07.01.2014 tarihli adi yazılı tahliye taahhüdünden sonra, davacı ile aralarında 07.09.2014 tarihli kira sözleşmesi akdedilerek kira sözleşmesinin yenilendiğini ileri sürmüş ve taraflarca akdedildiği anlaşılan 07.09.2014 başlangıç tarihli kira sözleşmesini dosyaya sunmuştur.

Bu durumda tahliye taahhüdünden sonra, davacı tarafça itiraz edilmeyen 07.09.2014 başlangıç tarihli 1 yıl süreli kira sözleşmesi ile kira sözleşmesinin yenilendiği ve tahliye taahhüdünün hükümsüz kaldığı değerlendirilerek Mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın kabulü ile kiralananın tahliyesine karar verilmesi doğru değildir. (Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2017/1615 E., 2017/4518 K.)

Tahliye Taahhüdünün Geçerlilik Şartları Nelerdir ?

Tahliye taahhüdü sonradan doldurulmuş olsa bile geçerli olabilmesi için bazı unsurları bulundurması gerekir. Aşağıdaki yazımızda bu şartları inceleyebilirsiniz.

Güncel Yargı Kararlarını Takip Edin:


yazar:

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir