Karşı Cinsle Olağanın Dışında Samimi Fotoğrafların Olması

eşin karşı cinsle olağanın dışında samimi fotoğraflarının bulunması zinanın varlığına işaret eder

Eşin Karşı Cinsle Fotoğraflarının Bulunması Boşanma Sebebi Midir ?

Eşin karşı cinsle olağanın dışında samimi pozlar içeren fotoğraflarının bulunmasının zinaya işaret ettiğine dair Yargıtay kararı mevcuttur. Eşin karşı cinsle fotoğrafının bulunmasının boşanmaya sebep olması için fotoğrafın içeriğinin ne olduğuna bakılması gerekir. Karşı cinsle çekilen her fotoğraf boşanma sebebi olarak kabul edilemez. Olağanın dışında samimimi pozlar olması gerekir. Çünkü evlilik birliğinde eşlerin sadakat yükümlülüğü birlik devam ettiği sürece aranır. (T.M.K m. 185/3) Fotoğrafların içeriğinin bu sadakat yükümlülüğüne aykırılık teşkil etmemesi gerekir.

Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, gerek tanık olarak dinlenen ortak çocuk …’ın gerekse diğer tanık …’in anlatımları ile davacı tarafından dosyaya sunulan, davalı ile bir başka kadının farklı farklı mekanlarda ve zamanlarda çektirdiği anlaşılan ve davalının olağanın dışındaki samimi pozlarını içeren fotoğraflar hep birlikte değerlendirildiğinde, davacı kadın tarafından davalı erkeğin zinasının ispatlandığının kabulü gerekir. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2017/4602 E., 2018/14854 K.)

Karşı cinsle olağanın dışında samimi bir şekilde fotoğraf çektirmek güven sarsıcı davranış olarak da kabul edilmiştir. (davacı-karşı davalı kadının da evlenmeden önce tanıdığı … adlı şahıs ile evlendikten sonra görüştüğü ve olağanın dışında samimi bir şekilde fotoğraf çektirmek suretiyle güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu anlaşılmaktadır. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2016/588 E., 2016/2251 K.)

Eşin karşı cinsle olağan dışı samimi ilişkisinin olması tazminat gerektirir mi ?

Eşit kusurlu eş yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilemez. Tazminata hükmedilmesi için eşin kusursuz veya daha az kusurlu taraf olması gerekir. Bu durum T.M.K. m. 174’de düzenlenmiştir. Buna göre mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddî tazminat isteyebilir. Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir.

Nitekim Yargıtay, evlendikten sonra karşı cinsle görüşen ve bu karşı cinsle olağanın dışında samimi bir şekilde fotoğraf çektiren eşi de kusurlu bularak eşit kusurlu eş yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilemeyeceğine karar vermiştir.

Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerden, davalı-karşı davacı erkeğin eşine ilgisiz davrandığı, annesinin eşine hakaretlerine ve evliliğe müdahalesine sessiz kaldığı ve bağımsız konut açmadığı, buna karşılık davacı-karşı davalı kadının da evlenmeden önce tanıdığı … adlı şahıs ile evlendikten sonra görüştüğü ve olağanın dışında samimi bir şekilde fotoğraf çektirmek suretiyle güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu duruma göre taraflar eşit kusurludur. Eşit kusurlu eş yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilemez (TMK m. 174/1-2). Durum böyleyken, mahkemece davalı-karşı davacı erkeğin daha fazla kusurlu kabul edilmesi ve bu hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak davacı-karşı davalı kadın yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi isabetsiz olmuş ve bozmayı gerektirmiştir. (Yargıtay Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2016/588 E., 2016/2251 K.)

Boşanma yönünde oluşan karar henüz kesinleşmese bile eşlerin birbirine olan yükümlülükleri devam eder. Yargıtay bir kararında davacı-davalının boşanma kararı henüz kesinleşmeden bir başka erkekle düğün yapacağına ilişkin davetiye fotoğrafın ve karşı cinsle samimi görüntülerini içeren fotoğrafların temyiz aşamasında dosyaya sunulmuş olmasına rağmen kusur oluşturacağına ve boşanmanın fer’i sonuçlarına etkili olacağına karar verdi. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2012/23958 E., 2013/9808 K.)

T.M.K. Madde 161- Eşlerden biri zina ederse, diğer eş boşanma davası açabilir. Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer. Affeden tarafın dava hakkı yoktur.

İlginizi Çekebilecek Diğer Yazılar


yazar:

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir