Yargıtay Ceza Genel Kurulu Sanığın Satmak Amacıyla Uyuşturucu Bulundurması Suçunu İşlediği Şüphesi ile Yakalanmasında Suçüstü Halinin Mevcut Olduğunu Ve Suçüstü Halinde Ayrıca Bir Arama Kararı Alınmasına Gerek Olmadan Arama Yapılabileceğine Karar Vermiştir
Uyuşturucu satmak amacıyla üzerinde uyuşturucu bulunduranın üstünün aranması Ceza Muhakemesi Kanunu’nda düzenlenen arama hükümlerinin ve Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliği’nde düzenlenen arama hükümlerinin konusudur. C.M.K.’de düzenlenen adli arama için karar alınması gerekliyken satmak amacıyla üzerinde uyuşturucu bulunduranın üstü karar alınmadan aranabilir. Çünkü satmak amacıyla üstte uyuşturucu bulundurmak suçüstü halidir ve suçüstü halinde kişinin üstü karar alınmadan aranabilir. Bu sonuca Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliği’nden ulaşıyoruz. Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliği’nin 8. maddesinde karar alınmadan yapılabilecek aramalar düzenlenmiştir. Buna göre 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 24. maddesindeki kanunun hükmü ve âmirin emrini yerine getirme, 25. maddesindeki meşru savunma ve zorunluluk hâli ve 26. maddesindeki hakkın kullanılması ve ilgilinin rızası ile diğer kanunların öngördüğü hukuka uygunluk sebepleri ve suçüstü hâlinde yapılan aramalarda, toplum için veya kişiler bakımından hayatî tehlikeyi ortadan kaldırmak amacıyla veya kapalı yerlerden gelen yardım çağrıları üzerine, konut, işyeri ve yerleşim yeri ile eklentilerine girmek için ayrıca bir arama emri ya da kararı aranmaz. Yargıtay Ceza Genel Kurulu da sanığın temadi eden satmak amacıyla uyuşturucu madde bulundurma suçunu işlediği şüphesiyle yakalanması durumunda C.M.K.’nin 2. maddesinin (j) bendi ile Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliğinin 4. maddesinde tanımı yapılan “suçüstü” halinin mevcut olduğuna bu yüzden de sanığın aramasının yapılabilmesi için karar alınmasına gerek olmadığına hükmetmiştir.

Satmak Amacıyla Üstte Uyuşturucunun Bulundurulmasının Suçüstü Hali Olduğuna ve Karar Alınmadan Satmak Amacıyla Uyuşturucuyu Bulunduranın Üzerinin Aranabileceğine İlişkin Yargıtay Ceza Genel Kurul Kararı
Ümraniye İlçe Emniyet Müdürlüğüne bağlı Asayiş Büro Amirliğine kimlik bilgilerini vermek istemeyen bir şahıs tarafından telefonla yapılan ihbarda, “Çakır” lakaplı “Süleyman” adlı bir kişinin Ümraniye ilçesinin çeşitli semtlerinde 34 DE …. plakalı araçla uyuşturucu madde sattığının bildirildiği; ancak bu bilgiyi destekleyen emarelerin bulunmaması nedeniyle doğruluğunun araştırılması için çalışma yapılmaya başlandığı, bu nedenle suç şüphesinin henüz Cumhuriyet savcısına bildirilmediği ve soruşturma evresine başlanmadığı, ayrıca mevcut bilgilerle arama kararı veya arama emrinin düzenlenmesinin mümkün olmadığı aşamada, Çakmak Köprüsü girişinde ve çevresinde gözlem yapıldığı esnada, sanığın yönetimindeki ihbarda belirtilen aracın tesadüfen görevlilerce görülerek durdurulduğu, açık kimliği tespit edildikten sonra sanığın araçtan indirildiği, yapılan üst yoklamasında 20 paket uyuşturucu maddenin ele geçirildiği olayda, 2559 sayılı PVSK’nun Ek 4. maddesi uyarınca, bir suçla karşılaştığında hizmet branşına bağlı olmaksızın suça el koymak ve delilleri tespit edip, muhafaza altına almak ile görevli ve yetkili olan görevlilerin, mesleki tecrübelerine ve içinde bulundukları durumdan edindikleri izlenime göre; sanığın yönetimindeki araçtan şüphelendikleri, bu makul sebep nedeniyle durdurulan aracın plakası ile kimlik tespiti yapılan sanığın adının ihbardaki bilgiler ile uyumlu olmasının işlenmekte olan bir suçun varlığına ilişkin şüpheyi daha da arttırdığı, sanığın üzerinde silah veya tehlike oluşturan diğer bir eşyayı bulundurabileceği hususunda yeterli şüphenin oluşması üzerine PVSK’nun 4/A maddesinin verdiği yetkiye dayalı olarak alınması gereken tedbirler kapsamında, giysileri çıkartılmaksızın elle yoklama biçiminde kontrol yapıldığında, suç konusu uyuşturucu maddelerin ele geçirildiği, sanığın temadi eden satmak amacıyla uyuşturucu madde bulundurma suçunu işlediği şüphesiyle yakalandığı, bu durumda CMK’nun 2. maddesinin (j) bendi ile Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliğinin 4. maddesinde tanımı yapılan “suçüstü” halinin mevcut olduğu, somut emarelere dayanmayan ve sanığın açık kimlik bilgilerinin de bulunmadığı soyut ihbar hakkında araştırma yapıldığı aşamada görevlilerin, işlenmekte olan bir suçla diğer bir anlatımla “suçüstü” hali ile karşılaşması nedeniyle CMK’nun 90/4. maddesi ile PVSK’nun 13/1-A ve Ek 6. maddelerinin verdiği yetkiye dayanarak, suç delillerinin kaybolmaması için derhal gerekli tedbirleri alıp uyuşturucu maddeleri muhafaza altına aldıktan sonra, uyguladığı tedbirler ile somut olay hakkında Cumhuriyet savcısına bilgi verdiği, müteakiben alınan emirler doğrultusunda soruşturma işlemlerinin başladığı, yine PVSK’nun Ek 6. maddesini açıklayıcı nitelikte olan Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliğinin 8. maddesinin (f) bendindeki düzenlemeye göre de; suçüstü halinde ayrıca bir arama emri ya da karar alınmasına gerek bulunmadığı, dolayısıyla suçun delili ve konusunu oluşturan uyuşturucu maddelerin ele geçirilip muhafaza altına alınmasının hukuka uygun olduğu ve hukuka aykırı bir delilden söz edilemeyeceği anlaşıldığından, Özel Daire bozma kararında isabet bulunmamaktadır. (Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2016/23 E., 2017/82 K.)
Bir yanıt yazın