
Aval Nedir ?
Aval, poliçe nedeniyle sorumluluk taşıyan kişiler lehine verilen bir tür kefalet olup hamile haklarını elde etmesinde ek bir teminat sağlar. Öncelikle aval ve kefalet arasındaki farkları incelemek gerekmektedir. Aval şekil, nitelik bakımından ayrıca aval verenin sorumluluk ve hakları yönünden de kefaletten farklıdır. Aval poliçe üzerine yazılan bir kambiyo taahhüdüdür, kefalet herhangi bir kağıda yazılabilir. Kefalet geçerli bir borç hakkındadır yani feri bir borçtur. Aval ise tek taraflı ve bağımsız bir taahhüttür. Aval veren poliçe nedeniyle sorumludur yani sorumluluğu ana borca (kambiyo sözleşmesine) bağlı değildir.
T.T.K. MADDE 700– (1) Poliçede bedelin ödenmesi, aval suretiyle tamamen veya kısmen teminat altına alınabilir. (2) Bu teminat, üçüncü bir kişi veya poliçede imzası bulunan bir kişi tarafından da verilebilir.
Aval verenin sorumluluğu aval verdiği kişiyle aynı seviyededir ve müteselsildir. Hamil başvurma hakkı doğduğu zaman kendinden önce gelen cirantalara başvurabileceği gibi avalistlere de başvurabilecektir. Aval müessesesi kambiyo hukukuna aittir. Kendisine müracaat edildiği takdirde avalist, lehine aval verdiği kişinin şahsi defilerini ileri süremez, fakat kendi şahsi defilerini kullanabilir.
T.T.K. MADDE 702– (1) Aval veren kişi, kimin için taahhüt altına girmişse aynen onun gibi sorumlu olur. (2) Aval veren kişinin teminat altına aldığı borç, şekle ait noksandan başka bir sebepten dolayı batıl olsa da aval verenin taahhüdü geçerlidir. (3) Aval veren kişi, poliçe bedelini ödediği takdirde, poliçeden dolayı lehine taahhüt altına girmiş olduğu kişiye ve ona, poliçe gereğince sorumlu olan kişilere karşı poliçeden doğan haklarını iktisap eder.
Muhatap, düzenleyen, ciranta; hak sahiplerine (hamile) karşı müştereken ve müteselsilen sorumlu olmakla birlikte aralarında borçlar hukuku kurallarına göre bağlıdırlar ve bu yoldan birbirlerine rücu edebilirler. Fakat avalist, aval verdiği kişiye kambiyo hukuku gereğince rücu hakkına sahiptir. Borçlar hukuku değil. Senet sorumlularına şahsi güvence verme niyetinde olan kimse ciro zincirine dahil olmak suretiyle de o senette yer alabilir. Çünkü ikisinin de teminat fonksiyonu vardır. Cirantaların da sorumluluğu vardır ve hak sahibi ona başvurabilir. Teminat vermek için illa avalist olmaya gerek yoktur.
Kimler Aval Verebilir ?
Poliçe ile sorumluluk altına girmiş olsun olmasın herkes aval verebilir. Çeklerde muhatap aval veremez. Poliçe ve bonoda muhatap aval verebilir.
T.T.K. MADDE 794– (1) Çekte yazılı bedelin ödenmesi, kısmen veya tamamen aval ile teminat altına alınabilir. (2) Bu teminat, muhatap hariç olmak üzere üçüncü bir kişi veya çek üzerinde imzası bulunan bir kişi tarafından da verilebilir.
Lehine Aval Verilebilecek Kişiler Kimlerdir ?
Poliçe ile sorumluluk altına girmiş kişi lehine aval verilebilir. Yani bir avalist lehine de aval verilebilir. Buna katmerli aval denir fakat uygulamada pek rastlanmaz. Çünkü teminat verenin dahi teminata ihtiyaç duyması aksi etki yaratacak bir durum olabilir. Aval, bir aracı yani poliçeyi bir sorumlu için araya girerek kabul eden 3. kişi lehine verebilir.
Araya girerek kabul ya da araya girerek ödeme vardır. Araya girme, hamilin başvurma hakkını kullanmasını önlemek için 3.kişinin (senet üzerinde imzası bulunmayan sorumlu olmayan kişinin) araya girerek senedi kabul etmesi veya ödemesidir. Böylelikle hamilin başvurma hakkı engellenir.
Aval Nasıl Verilir ?
Aval şerhi poliçe ya da alonj üzerine yazılabilir. Poliçenin sureti varsa aval suret üzerine de yazılır. T.T.K. MADDE 746– (1) Her poliçe hamilinin, poliçe suretlerini çıkarmaya hakkı vardır. (2) Suretin, cirolar ve poliçede bulunan diğer bütün kayıtlarla birlikte senedin aslını aynen içermesi ve nerede son bulduğunu göstermesi şarttır. (3) Suret, aslı gibi ve aynı hükümler doğurmak üzere ciro edilebilir ve aval taahhüdüne konu olabilir.
Normal olarak aval şerhi aval içindir veya buna benzer ibareyi, kimin için verildiğini gösteren kaydı ve aval verenin imzasını içerir. T.T.K. MADDE 701– (1) Aval şerhi, poliçe veya alonj üzerine yazılır. (2) Aval “aval içindir” veya bununla eş anlamlı başka bir ibareyle ifade edilir ve aval veren kişi tarafından imzalanır. (3) Muhatabın veya düzenleyenin imzaları hariç olmak üzere, poliçenin yüzüne atılan her imza aval şerhi sayılır. (4) Kimin için verildiği belirtilmemişse aval, düzenleyici için verilmiş sayılır.
Aval şartsız olmalıdır. Şartlar yazılmamış sayılır. Poliçe yüzüne atılmış muhatap ve düzenleyenin haricindeki her imza aval kabul edilir. Avalin kimin için verildiği belli olmazsa düzenleyen lehine verilmiş sayılır.
Aval Verenin Hak ve Borçları Nelerdir ?
Aval veren kişi kimin için taahhüt altına girmişse onun gibi sorumlu olur. Kısmi aval geçerlidir. Avalist, aval verdiği kişi gibi sorumludur. Aval soyuttur. Lehine aval verdiği kişinin borcu batıl olsa dahi avalistin sorumluluğu devam eder. Buna karşılık lehine aval verdiği kişinin borcu zamanaşımına uğramışsa avalistin borcu da sona erer. Senet şekle aykırılıktan batıl ise senet dolayısıyla sorumluluk altına girmiş olan her kişi gibi avalist de bu defileri ileri sürebilir. Senet metninden anlaşılan defiler mutlak defilerdir. Herkes tarafından ileri sürülebilirler. Avalist borçlanmaya ehil değilse veya attığı imza herhangi bir nedenle kendisini bağlamıyorsa bu da defi olarak ileri sürülebilir. (Senedin geçerliliği etkilenmez=imzaların bağımsızlığı.) Örneğin;
Aval verilen ciranta senedi batıl ciro ile devraldı. Aval veren de sorumlu olmaz. Batıl ciro diyorsa kısmi ciro anlaşılır.
Ciranta ehliyetsiz olduğu için sorumlu olmuyor ise veya cirantanın imzası sahte ise avalist sorumlu olur çünkü şeklen bir eksiklik yok. Aval taahhüdü geçerlidir. Avalist senet hamiline karşı senetten sorumlu diğer kişilerle beraber müteselsil borçlu sıfatıyla sorumludur.
Poliçede Teselsül
T.T.K. MADDE 724– (1) Bir poliçeyi düzenleyen, kabul eden, ciro eden veya o poliçeye aval veren kişiler hamile karşı müteselsil borçlu sıfatıyla sorumludurlar.
(2) Hamil, bunların borçlanmadaki sıraları ile bağlı olmaksızın her birine veya bunlardan bazılarına ya da hepsine birden başvurabilir.
(3) Poliçeden dolayı borç altına girmiş olup da poliçeyi ödemiş bulunan herkes aynı hakkı kullanabilir.
(4) Hamil borçlulardan yalnız birine başvurmakla, diğer borçlularla ilk önce başvurduğu borçludan sonra gelenlere karşı haklarını kaybetmez.
Teselsül Karinesi
T.T.K. MADDE 7– (1) İki veya daha fazla kişi, içlerinden yalnız biri veya hepsi için ticari niteliği haiz bir iş dolayısıyla, diğer bir kimseye karşı birlikte borç altına girerse, kanunda veya sözleşmede aksi öngörülmemişse müteselsilen sorumlu olurlar. Ancak, kefil ve kefillere, taahhüt veya ödemenin yapılmadığı veya yerine getirilmediği ihbar edilmeden temerrüt faizi yürütülemez. (2) Ticari borçlara kefalet hâlinde, hem asıl borçlu ile kefil, hem de kefiller arasındaki ilişkilerde de birinci fıkra hükmü geçerli olur.
Madde 7 genel düzenlemedir. Avalistin, aval verdiği kişi poliçenin kabul edilmemesi halinde sorumlu olmayacağını şart koşmuşsa bu takdirde avaliste de başvurulamaz.
Avalistin Hakları
Avalist senetten sorumlu olan kişinin haklarına sahiptir. Poliçeyi gereğinde kabul edecek veya ödeyecek bir kişi gösterebilir. Senedin kabul edilmemesi veya ödenmemesi halinde çekilen protestonun avaliste de ihbar edilmesi gerekir. Aksi takdirde avalist tazminat talep edebilir. Poliçeye “masrafsız” ya da “protestosuz” kaydını koyabilir. Kendisine başvuracak hamilin protesto düzenlemesine gerek kalmaz. Bu kayıt sadece kendisi için hüküm ifade eder. Poliçe bedelini ödediği takdirde lehine aval vermiş olduğu kimseye ve bu sonuncuya karşı poliçe dolayısıyla sorumlu olan kişilere karşı poliçeden doğan haklarını kullanabilir. Kısmi aval mümkün kısmi ciro batıldır.
T.T.K. MADDE 734– (1) Düzenleyen ve cirantalardan veya aval verenlerden her biri, poliçeyi gereğinde kabul edecek veya ödeyecek olan bir kişiyi gösterebilir. (2) Poliçe, aşağıda yazılı şartlar altında, poliçe dolayısıyla kendisine başvurulması mümkün olan herhangi bir borçlu için araya giren bir kişi tarafından kabul edilebilir veya ödenebilir. (3) Muhatap da dâhil her üçüncü kişi veya poliçeyi kabul eden kişi hariç olmak üzere, poliçeden dolayı zaten borçlu olan herkes araya girerek poliçeyi kabul edebilir veya bedelini ödeyebilir. (4) Araya girmek suretiyle kabul veya ödemede bulunan kişi, lehine araya girdiği borçluya durumu iki iş günü içinde ihbar etmek zorundadır. Bu süreye uymazsa ihbarda bulunmamış olmasından doğan zarardan, poliçe bedelini aşmamak üzere sorumlu olur.
Popüler Videolar
Türkiye’de En Çok İşlenen Suçlar
“Ataput” İfadesi Atatürk’e Hakaret Olarak Kabul Edilmiştir
İkinci Kez Suç İşleyenlere Koşullu Salıverilme İmkanı Getirilmesi Sakıncalı Olabilir
Cezaevlerinde Bulunan Yabancı Uyruklu Hükümlü Sayısı ve Yabancı Uyruklu Hükümlülerin En Çok İşlediği Suçlar
Kasten Öldürme Suçunun En Çok İşlendiği İller ve Bölgeler
Davalar Neden Çok Uzun Sürüyor ?
Cezaevlerindeki Kadın ve Erkek Sayısı
Popüler Yazılar
Bir yanıt yazın