Dolandırıcıların Yeni Taktiği Sahte Mahkeme Kararı Hazırlayarak İnsanları Dolandırmaya Çalışmak
Son günlerde dolandırıcılar yeni bir dolandırıcılık türü bulmuşlardır. Hazırladıkları sahte mahkeme kararlarını SMS veya WhatsApp uygulaması üzerinden insanlara göndererek onları dolandırmaya çalışmaktadır. Sahte kararların içeriğine, yasadışı bahis sitelerinde kumar oynadığınız gerekçesiyle veya yasadışı bahis oynattığınız gerekçesiyle para cezasına çarptırıldığınız yazılmaktadır. Bu şekilde Türk Ceza Kanunu’nda veyahut başka mevzuatlarda düzenlenmiş suçlar işlenmiş gibi gösteriliyor. Sanki mahkeme dosya üzerinden yargılama gerçekleştirmiş gibi hüküm kuruluyor ve insanlarla hakkınızda mahkumiyet kararı var diyerek iletişime geçiyorlar. Daha sonrasında ise kişinin bu mahkumiyet kararını kontrol etmesi için sahte bir UYAP sitesi hazırlanıyor. UYAP dosya sorgulama veya UYAP vatandaş mahkumiyet sorgulama .com gibi linkler kişilere gönderiliyor. Bu sitelerdeki sahte ilamı kontrol etmeniz için sizlerden T.C. kimlik numaranız ve E-Devlet şifreniz ile giriş yapmanız isteniyor. Sanki E-Devlet üzerinden kontrol ediyormuşsunuz gibi davranılıyor. Giriş yapan kişiler eğer gerçekten T.C. kimlik numaralarını ve E-Devlet şifrelerini yazar ise E-Devlet bilgileri çalınmış oluyor. Sahte mahkeme kararında, para cezasının belirli bir dönemde ödenmemesi halinde hapis cezası ile cezalandırılacağınız yazmaktadır. Böylece insanların korkusundan faydalanarak psikolojik baskı kuruyorlar. Dolandırıcılar gerçek bir mahkeme ilamını alarak üzerinde oynamalar yapıyor. Bu nedenle sahte ilamın inandırıcılık oranı artıyor. Sahte mahkeme kararının içerisine bazı hukuki terminolojiler ekleyerek de inandırıcılık oranını arttırmaya çalışmaktadırlar. Örneğin işin içinde Sayıştay varmış gibi Sayıştay Denetim Raporları ekleniyor veyahut cezai müeyyide düzenlenmiş bazı mevzuat hükümleri ekleniyor. Son olarak da IBAN numaralarını sahte mahkeme kararına ekleyerek kişilerin hesaba para yatırmasını bekliyorlar.
Aşağıda bilgileri, kişisel verilerin korunması için sansürlenmiş sahte mahkeme kararı örneği mevcuttur.


Eğer böyle bir durum ile karşılaşırsanız asla size gönderilen linklere basmayınız. Hakkınızda başlamış olan bir yargılama, icra takibi veya soruşturma varsa bunu gerçek E-Devlet üzerinden kontrol edebilirsiniz. Gerçek mahkeme ilamlarının her sayfasının altına güvenlik amacıyla, sorgulama amacıyla barkod konulduğunu unutmayınız. E-Devletinize giriş yaptıktan sonra UYAP vatandaş portal üzerinden dosya sorgulaması yapabilirsiniz. Hukuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü ve Adalet Bakanlığı’nın hazırlamış olduğu duyuruları takip edebilirsiniz. Bkz. Hukuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün sayfasında yer alan duyuru:

Sahte Mahkeme Kararı Hazırlayarak Dolandırıcılık Yapmanın Cezası
Bu durumu anlamak için T.C.K m. 204’te düzenlenmiş resmi belgede sahtecilik suçu ile T.C.K. m.157’de düzenlenmiş dolandırıcılık suçunu iyi analiz etmek gerekmektedir.
Resmi belgede sahtecilik
Madde 204- (1) Bir resmi belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir resmi belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren veya sahte resmi belgeyi kullanan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Resmi belgenin, kanun hükmü gereği sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli olan belge niteliğinde olması halinde, verilecek ceza yarısı oranında artırılır.
Resmi belgede sahtelik suçunun oluşabilmesi için üç seçimlik hareket ilgili hükümde düzenlenmiştir. Buna göre birinci seçimlik hareket resmi belgenin sahte olarak düzenlenmesi diğer bir ifade ile mevcut resmi belgenin gerçeğe aykırı düzenlenmesi, ikinci seçimlik hareket gerçek bir resmi belgenin başkalarını aldatacak şekilde değiştirilmesi, üçüncü seçimlik hareket sahte resmi belgenin kullanılmasıdır. Bu üç seçimlik hareketten birinin kasten işlenmesi suretiyle resmi belgede sahtecilik suçu işlenmiş olacaktır. Bunların yanı sıra sahteciliğe konu teşkil eden belgenin resmi belge niteliğinde olması, bahse konu belgenin aldatıcılık özelliğinin olması ve son olarak bu belgenin zarar verme olasılığı olmalıdır. Yine hatırlatmakta fayda vardır ki resmi evrakta sahtecilik suçu yalnızca delil niteliğine haiz bir resmi belge ile işlenmektedir. Yani belgenin hukuki değeri olmalıdır ve bir hakkın var olup olmadığını, bir hakkın sonlandığını veya doğduğunu ispat edebilecek nitelikte olmalıdır. Mahkeme ilamının da belirli bir konunun delili olarak düzenlendiği tartışmasızdır. Ayrıca resmi belgenin gerçeğini bir kişi veya kurum düzenlemeli ve düzenleyenin mutlaka kamu görevlisi olması gerekmektedir. Bu yönleriyle mahkeme ilamının sahteciliğe konu olabilecek resmi belgelerden olduğu sabittir. Netice itibarıyla sahte mahkeme ilamı sıfırdan gerçeğine uygun olarak düzenlenmiş olsun veyahut gerçek mahkeme ilamı üzerinde ekleme çıkarılma yapılarak veya tahrif edilerek değiştirilmiş olsun yukarıdaki koşulları gerçekleşmişse resmi belgede sahtecilik suçu gündeme gelecektir. Bu açıklamalar doğrultusunda sahte mahkeme ilamı düzenleyen şartları taşıması koşuluyla resmi belgede sahtecilik suçunu işlemiş olacaktır. Bu sahte mahkeme kararını kullanan da bu suçu işlemiş olacaktır.
Bir diğer dikkat edilmesi gerekilen husus T.C.K m. 204/3 düzenlemesidir. Resmi belgenin, kanun hükmü gereği sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli olan belge niteliğinde olması halinde, verilecek ceza yarısı oranında artırılır. Mahkeme ilamları sahteliği ispat oluncaya kadar geçerli olan belgelerdir. Ayrıca bunu H.M.K’nin, ilamların ve resmî senetlerin ispat gücü başlıklı 204. maddesinden de anlayabiliriz. (Madde 204- İlamlar ile düzenleme şeklindeki noter senetleri, sahteliği ispat olunmadıkça kesin delil sayılırlar.)
Dolandırıcılık
Madde 157- (1) Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlayan kişiye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezası verilir.
Nitelikli dolandırıcılık
Madde 158- (1) Dolandırıcılık suçunun;
d) Kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasi parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle,
İşlenmesi halinde, üç yıldan on yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır. (Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2014/8515 E., 2017/45 K.)
Yukarıda da ifade edildiği gibi resmi belgenin aldatıcılık özelliğinin bulunması gereklidir.
Sanık hakkında kamu kurum ve kuruluşlarını aracı kullanarak dolandırıcılık ve basit dolandırıcılık suçları yönünden kurulan hükümlere yönelik yapılan temyiz incelemesinde;
Sanığın mağdur …‘e gösterdiği iddia edilen nüfus cüzdanının aldatıcılık niteliği taşımaması karşısında, sanık hakkında basit dolandırıcılık suçundan hüküm kurulması gerektiği buna göre de, mağdurlar yönünden suçların farklı zamanlarda ve farklı kişilere karşı işlenmiş olması sebebiyle hükümden………. (Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2016/459 E., 2017/4629 K.)
Bütün bu anlatılanlar ve Yargıtay’ın da yerleşik kararları doğrultusunda sahte mahkeme ilamı ile dolandırıcılık suçunu işleyen kişi hem resmi belgede sahtecilik suçundan hem de şartları oluşmuşsa nitelikli dolandırıcılık/basit dolandırıcılık suçundan cezalandırılacaktır.
Katılanın yurtdışında yaşaması nedeniyle eşi ve iki oğlu ile birlikte Türkiye’deki işleriyle ilgilenmek üzere 15.08.1995 tarihinde genel vekaletname vererek sanığı vekil tayin ettiği, 28.09.1998 tarihinde katılan tarafından sanığın bu vekillikten azledildiği, 14.11.2005 tarihinde ise sanığın azledildiği bu vekaletnameye dayanarak katılana ait taşınmazı üçüncü bir kişiye sattığı olayda, vekillikten azledildiğinden haberdar olan sanık azilname ile geçersiz hale gelen vekaletnameyi kullanarak katılana ait taşınmazı üçüncü kişiye satmış ve tapu işlemleri sırasında katılanın vekili olmadığı halde bu durumu tapu memurundan gizlemiştir. Azilname ile geçersiz hale gelen resmi belge niteliğindeki vekaletnamenin kullanılması nedeniyle somut olayda resmi belgede sahtecilik suçunun yasal unsurlarının oluştuğunun kabulü gerekir.
Resmi belgede sahtecilik suçunun yanında, sanığın hileli davranışlar yapmak suretiyle katılanın aleyhine olarak kendisine haksız bir yarar sağlamış olması nedeniyle dolandırıcılık suçunun oluşması da söz konusu olacaktır. Ön soruna ilişkin olarak yapılan değerlendirmede, iddianamede dolandırıcılık suçunu oluşturabilecek bir anlatıma yer verilmediği, dolayısıyla dolandırıcılık suçundan açılan bir dava bulunmadığı sonucuna ulaşıldığından bu konuda mahallinde zamanaşımı süresi içinde kamu davası açılmasının mümkün olduğu hususuna işaret edilmekle yetinilmiştir. (Yargıtay Ceza Genel Kurul Kararı: 2013/727 E., 2015/1 K. 17.02.2015)
Sanıkların müştekiler H.. E.. ve M.. K.’ya yönelik eylemde sahte kimlikle noterde müşteki H.. E..’e suça konu taşınmazı satış yetkisi veren düzenleme şeklindeki vekaletname tanzim ettirmeleri ve gerçek taşınmaz sahibi adına ancak sanığın fotoğrafı bulunan sahte tapu vermeleri ve söz konusu vekaletnamenin 5237 sayılı TCK’nın 204/3 maddesinde öngörülen belgelerden olması karşısında, sanıklar hakkında söz konusu maddenin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
Sanıkların dolandırıcılık eylemini nüfus müdürlüğünün maddi varlığı olan sahte nüfus cüzdanı ve tapu müdürlüğünün maddi varlığı olan tapu belgesini kullanarak gerçekleştirmeleri karşısında, sanıkların eyleminin TCK 158/1-d maddesinde öngörülen nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı madde ile hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, (Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2013/4016 E., 2014/15973 K. 01.10.2014)
Bir yanıt yazın