Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu yetkili icra dairesi hususu Yargıtay açıklamaları doğrultusunda açıklığa kavuşturulmuştur. Kambiyo sentlerine özgü haciz yolu için genel yetkili icra dairesi borçlunun bulunduğu yer icra dairesidir. Takibe dayanak yapılan kambiyo senedinde yazan borcun ödeneceği yer icra dairesi de yetkili icra dairesidir. Takibe konulan kambiyo senedi çek ise ödeme yeri için düzenlemeler mevcuttur. Bu düzenlemelere göre çekte ödeme yeri düzenlenmişse o gösterilen yerde bulunan icra dairesi yetkilidir. Eğer gösterilmemişse muhatabın ticaret unvanının yanında gösterilen yer ödeme yeri sayılacak ve oradaki icra dairesi yetkili olacaktır. Ayrıca çekin düzenlendiği yer icra dairesi de yetkili olacaktır. Çekte düzenleme yeri gösterilmemişse , çek düzenleyenin adının yanında yazılı olan yerde düzenlenmiş sayılır.
Çekin unsurlarına bakmak isterseniz bkz.

Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; borçlu tarafından icra dairesinin yetkisine yapılan itirazın yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Alacaklının kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapabilmesi içi alacağının mutlaka bir kambiyo senedine bağlı olması gerekir (İİK m.167/1). Bu takip yolunda da yetkili icra dairesi kural olarak genel haciz yolu ile takipte olduğu gibi, İİK’nın 50/1. maddesine göre HMK’nın yetkiye dair hükümleri kıyas yoluyla uygulanmak suretiyle belirlenir (HMK m.9-27).
Buna göre bu takip içinde genel yetkili icra dairesi borçlunun bulunduğu yer icra dairesidir (HMK m.9). Kambiyo senetlerine bağlı alacaklar aranacak borçlardan olduğundan (TTK m.755,796) götürülecek borçlar hakkında uygulanabilen TBK’nın 89. maddesinin 1. fıkrası bu alacaklar hakkında uygulanmaz. Başka bir anlatımla alacaklı HMK’nın 10. maddesi uyarınca kendi yerleşim yerinde kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapamaz.
Takibe dayanak kambiyo senedinde yazılı borcun ödeneceği (ifa edileceği) yer icra dairesi de takipte yetkili icra dairesidir. Takip dayanağı çek ise, çekin ödeme yeri TTK’nın 780/1-d bendi uyarınca çekte gösterilmiş ise o yer icra dairesi, gösterilmemiş ise TTK’nın 781. maddesinin 2. fıkrası uyarınca muhatabın ticaret unvanı yanında gösterilen yer ödeme yeri sayıldığından buradaki icra dairesi yetkilidir. Ayrıca TTK’nın 781. maddesinin 3. fıkrası “Düzenleme yeri gösterilmemiş çek, düzenleyenin adı yanında yazılı olan yerde düzenlenmiş sayılır” hükmünü içermekte olup, İİK’nın 50/1. maddesi uyarınca çekin düzenlendiği yer icra dairesi de yetkili olup, o yer icra dairelerinde de takip yapılabilir.
Çeke dayalı takiplerde yetkili icra dairesi takip talebine ekli çekler göz önüne alınarak yukarıda yazılı kurallara göre belirlenmelidir.
Alacaklı tarafından borçlu aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılmış ve takip dayanağı olarak 5 adet çek gösterilmiştir. Buna göre takip dayanağı çeklerin düzenleme yeri, muhatap bankanın bulunduğu yer ve borçlunun ikametgâhı Adana olduğuna göre, takipte yetkili yer Adana İcra Dairesidir. Takip bir kambiyo senedi olan çekten doğan alacağın tahsili için kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile yapılmıştır. Takibin şekli ve dayanağı göz önüne alındığında taraflar arasında olan sözleşmede yazılı yetki şartı yetkili icra dairesini belirlemede dikkate alınmaz. Öte yandan taraflar arasında tanzim edilen franchising sözleşmesinde takibe konu çeklere açıkça atıf bulunmadığı, bu hususun Özel Daire bozma ilamında da belirtildiği görülmektedir. Borçlu borca itirazında takibe konu çeklerin sözleşme ile birlikte teminat olarak alacaklıya verildiği iddiasına karşılık olarak alacaklı sözleşmeden doğan borçların ifası amacıyla çeklerin kendilerine verildiğini ileri sürmekte olup, bu konuda taraflar arasında bir çekişme mevcuttur. Alacaklı takip talebinde yazılı para alacağının dayanağı olarak sözleşmeyi değil, çekleri gösterdiği için borçluya kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığından, taraflar arasında mevcut sözleşmede yazılı yetki şartına göre yetkili icra dairesi belirlenemez. İcra dairesinin yetkisi takip talep tarihi ve takibe ekli kambiyo senedi esas alınarak tespit edilir.
Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında franchising sözleşmesinin taraflarca kabul edildiği, borçlu … tarafından keşide edilen çeklerin tacir çeki olduğu dikkate alındığında HMK’nın 17. maddesi uyarınca yetki sözleşmesinin geçerli olduğu, bu nedenle direnme kararının onanması gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de; bu görüş Kurul çoğunluğunca benimsenmemiştir.
Hâl böyle olunca mahkemece önceki kararda direnilmesi doğru olmadığından hükmün Özel Daire bozma kararında ve yukarıda belirtilen ilave nedenlerle bozulması gerekmiştir.
Ne var ki, bozma kararında “…6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yetki sözleşmesini düzenleyen 17. maddesinde ise; “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır” düzenlemesine yer verilmiştir…” şeklindeki paragrafın, sözleşmedeki yetki şartının somut olayda uygulanma yeri bulunmadığı gerekçesiyle bozma kararından çıkartılması gerektiği Kurulda yapılan görüşmeler sırasında kabul edilmiştir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/741 E., 2019/382 K.)
Bir yanıt yazın