Koruma Tedbirlerinin Genel ve Ortak Özellikleri ile Bunların Güvenlik Tedbirleri ile Arasındaki Farklar
Koruma tedbirleri ile güvenlik tedbirleri karıştırılmaktadır.

C.M.K. Madde 170 – Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler.
Bu maddeye göre soruşturma aşamasının anlamı, savcının kamu davası açıp açmayacağına karar vermesi için gerekli hazırlıkları yapmasıdır. Delil elde etmek için başvurulan yollar arasında koruma tedbirleri de vardır. Koruma tedbirleri ceza muhakemesinin yapılmasını veya bunun sonunda verilen kararların yerine getirilmesini sağlamak için verilen ve hükümden önce temel hak ve özgürlüklere müdahale niteliği taşıyan geçici çarelerdir. Koruma tedbirlerinin amacı kişileri cezalandırmak değildir, muhakemeyi gerçekleştirmektir ya da yapılan muhakeme sonucu verilen hükmün kağıt üzerinde kalmasını engellemektir.
Koruma tedbirleri yakalama, gözaltı, tutuklama, adli kontrol, arama, elkoyma, şirket yönetimi için kayyım tayini, gizli soruşturmacı görevlendirilmesi, telekomünikasyon yoluyla iletişimin denetlenmesi, teknik araçlar ile izlemedir.
Güvenlik tedbirleri belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma, eşya müsaderesi, kazanç müsaderesi, çocuklara özgü güvenlik tedbirleri, akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirleri, sınır dışı edilme, tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbirleri, suçta tekerrür ve özel tehlikeli suçlulara uygulanacak hükümlerdir.
Ceza hukukumuzda yer alan adil yargılamanın kapsadığı hususlar arasında şüphesiz muhakemenin mümkün olan en kısa sürede tamamlanması ve hükmün infaz edilmesidir. Koruma tedbirlerinin önemi ise burada ortaya çıkmaktadır. Koruma tedbirleri muhakemenin kısa sürede tamamlanması ve hükmün infaz edilmesi amacının sağlanması için gereken araçlar arasındadır.
Koruma Tedbirleri Ortak Özellikler
1) Henüz hüküm verilmeden önce temel bir hakkı sınırlarlar. Bu zorla olabileceği gibi telefon dinlenmesi veya gözetleme gibi temel hak ve özgürlüklerin sınırlanması şekliyle de olabilir. Temel hak ve özgürlükler ancak Anayasa ile sınırlanabilir. O halde koruma tedbirlerine ilişkin hükümler mutlaka kanunlarla öngörülmüş olmalıdırlar. Çünkü aksi bir durumda Anayasa’ya aykırılık oluşur. Bazen bu tedbirlerin muhatapları sınırlandıklarının farkındadırlar, bazen de sınırlamanın farkında değildirler. Yani tutuklanırken kişi temel hak ve özgürlüklerinin sınırlandığının farkındadır, aranırken veya adli kontrol koruma tedbiri uygulanırken kişi bunun farkındadır ancak iletişimin denetlenmesi tedbirinde olduğu gibi gizli yürütülen bazı koruma tedbirleri uygulanırken sanık ya da şüpheli temel hak ve özgürlüklerinin sınırlandığının farkında değildir. Fakat kişinin temel hak ve özgürlüğünün sınırlandığının farkında olup olmaması da aslında onun koruma tedbiri olması açısından işlevsel değildir. Yani temel hak ve özgürlüğü sınırlandırıyor o halde koruma tedbiri değildir diyemeyiz.
2) Koruma tedbirleri yaptırım değildir, geçici niteliktedirler, cezalandırmak için kullanılamaz. Sona erme anı koruma tedbiriyle ulaşılmak istenen amaca ulaşıldığı andır.
3) Korum tedbirleri hükmü vermede bir araç olduğundan koruma tedbiri bir araçtır amaç değildir.
4) Tüm koruma tedbirleri şüpheye dayanır. Belirli bir şüphe olduğunda koruma tedbirine başvurulması mümkündür. O halde koruma tedbirlerine başvurmanın şartları arasında suç şüphesinin bulunması vardır.
Koruma Tedbirleri İçin Gereken Koşulları
1) Suç şüphesi bulunması lazımdır. Şüphe türlerini şu şekilde sıralayabiliriz;
Basit Şüphe: Suçun işlendiği izlenimi veren haldir. ( Soruşturma yapabilmek için gereken şüphedir. C.M.K m. 160 – (1) Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar.)
Yeterli Şüphe: Yapılacak olan yargılama neticesinde şüpheli veya sanığın mahkum olma ihtimalinin beraat etme ihtimalinden yüksek olmasıdır. (Kamu davasının açılması için gereken şüphedir. C.M.K m. 170/2 – Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler.)
Makul Şüphe: Kişinin suçu işlemiş olabileceği konusunda objektif bir gözlemciyi ikna etmeye yetecek kadar bilgi ve olgu bulunmasıdır. Örneğin arama yapabilmek için makul şüphe seviyesine ulaşmış olmamız gerekir.
Kuvvetli Şüphe: Mahkum olma ihtimali kuvvetle muhtemeldir denebiliyorsa kuvvetli şüphe söz konusudur. Temel hak ve özgürlüklere ağır müdahaleler söz konusuysa kuvvetli şüphe aranır. Örneğin tutuklama, adli kontrol, gözlem altına almada da kuvvetli şüphe aranır.
Kuvvetli Suç Şüphesi: Basit şüpheyle yeterli şüphe arasındaki şüphe seviyesini ifade eder. Örneğin iletişimin denetlenmesi, gizli soruşturmacı görevlendirilmesi, teknik izleme için kuvvetli suç şüphesi aranır.
2) Görünüşte haklılık halinde başvurulurlar. Görünüşte bir haklılık yoksa o koruma tedbirine başvurulmamalıdır. Yani bu bize hem şüphenin seviyesi açısından bir sınır çizer hem de ikincillik ilkesi açısından da bir sınır çizen şart olarak karşımıza çıkıyor.
3) Orantılılık ilkesinin gereklerini yerine getirmelidir. Temel hak ve özgürlükler anayasamıza göre ancak orantılılık ilkesine uygun olarak kısıtlanabilir. Tüm koruma tedbirleri orantılı uygulanmalıdır. Tutuklamada kanunumuz orantılılık ilkesini ayrıca açıklama gereği duymuştur.
C.M.K. Madde 100 – (1) Kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin ve bir tutuklama nedeninin bulunması halinde, şüpheli veya sanık hakkında tutuklama kararı verilebilir. İşin önemi, verilmesi beklenen ceza veya güvenlik tedbiri ile ölçülü olmaması halinde, tutuklama kararı verilemez.
4) Yasa ile düzenlenmelidir.
5) Gecikmesinde sakında bulunması gereklidir. Yani gecikmesinde sakınca bulunmalı ki bu koruma tedbirlerine başvurulsun.
Koruma Tedbiri ile Güvenlik Tedbiri Arasındaki Fark
Koruma tedbiri ile güvenlik tedbirinin (emniyet tedbirini) karıştırılmaması gerekmektedir. Koruma tedbiri ceza muhakemesi hukukunun konusudur. Bunlara başvurabilmek için kesinleşmiş bir mahkeme hükmüne ihtiyaç yoktur. Güvenlik tedbirleri ise suçun karşılığı olarak uygulanan yaptırımın türleri arasında yer alır. Ceza genel hükümlerinde suç vardır karşılığı da ceza veya güvenlik tedbiridir. O halde güvenlik tedbirlerinin uygulanabilmesi için yargılamanın tamamlanmış olması ve kesin bir hükme ulaşılmış olması gerekir. Bazı güvenlik tedbirleri var ki belli bir mahkumiyet hükmü alındığında doğrudan doğruya uygulanır ama bazıları da var ki kusur yeteneği olmayanlara uygulanabiliyor. (Akıl hastalarına, çocuklara, cezai ehliyeti olmayanlara uygulanan güvenlik tedbirleri.)
Özetle koruma tedbiri ceza muhakemesi hukukunun konusuyken güvenlik tedbiri ceza genel hukukunun konusudur. Koruma tedbiri kesin hükme ulaşılmadan önce geçici bir çare olarak uygulanır, güvenlik tedbiri ise işlenen suçun karşılığı olarak uygulanır.
Bir yanıt yazın