Çanta Araması Karar Alınmadan Yapılamaz

Yargıtay Ceza Genel Kurulu, Karar Olmadan Kişinin Çantasının Aranması Suretiyle Elde Edilen Delili Hukuka Aykırı Elde Edilmiş Delil Olarak Kabul Etmiş ve Çanta Araması İşlemi Sonucunda Ele Geçirilen Maddi Deliller Değerlendirme Dışında Tutulduğunda, Sanıkların Atılı Suçu İşlediklerini Gösterir Mahkumiyeti Gerektirecek Nitelikte Başkaca Delil Yoksa Sanıkların Beraatine Karar Verilmesinin Yerinde Olduğuna Karar Vermiştir

Anayasa’nın 38. maddesinin 6. fıkrasında kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulguların, delil olarak kabul edilemeyeceği düzenlenmiştir. Yine Ceza Muhakemesi Kanunu m. 217/2’de yüklenen suçun, hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş her türlü delille ispat edilebileceği düzenlenmiştir. Yani usulsüz çanta araması yapılarak elde edilen deliller yargılamada kullanılamayacaktır.

Çanta Araması Karar Alınmadan Yapılamaz usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça; kimsenin üstü, özel kâğıtları ve eşyası aranamaz

Anayasa m. 20, millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâkın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak, usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça; kimsenin üstü, özel kâğıtları ve eşyası aranamaz ve bunlara el konulamaz hükmünü içermektedir. C.M.K.’nin 206/2-a maddesi, ortaya konulması istenilen bir delil kanuna aykırı olarak elde edilmişse reddolunur hükmünü içermektedir. Düzenlenen bu hükümler çerçevesinde konu ele alındığında, hakim, savcı veya mülki amirin karar verebileceği durumlarda mülki amir kararı olmaksızın (ya da arama kararı hakimin onayına sunulup da reddedilmişse) kişinin çantasının aranması suretiyle elde edilen delil hukuka aykırı elde edilmiş delil olacaktır. Çünkü C.M.K.’nin 119. maddesi kolluk kuvvetlerinin arama yapabilmesi için karara ihtiyacı olduğunu ifade etmektedir. Ayrıca P.V.S.K.’nin 9. maddesinde önleme araması yapılabileceği bunun için de karar alınması gerektiği hüküm altına alınmıştır. Kişinin bir suçu işlediği bu hukuka aykırı delil haricinde başka bir delille ispatlanamıyorsa, kişinin beraatine karar verilmelidir. Nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun vermiş olduğu kararlar da bu yöndedir. (Suçüstü halleri hariç.)

Ancak bazı durumlarda hâkim kararı ve yazılı arama emri bulunmasa dahi arama yapılabilecektir. Bu hâller olayın özelliğinden veya kanun hükmünün verdiği arama yetkisinden kaynaklanabileceği gibi arama emri almaya imkân bulunmaması nedenine de dayanabilir. Bu durumlarda kolluk görevlileri, bir arama kararı veya emri beklemeden arama yapmak, delilleri elde etmek ve failleri yakalamakla görevlidir.

Nasıl çanta araması yapılacağına ilişkin Yargıtay Ceza Genel Kurul kararı:

Uyuşturucu maddelerin, sanık …’in kendisine ait olduğunu söylediği ve diğer sanık …’nin omzunda asılı bulunan, adı geçenlerin eşyası niteliğindeki spor çanta içerisinde yapılan aramada gerçekleştirilen işlemin PVSK’nın 4/A maddesi kapsamında yoklama ve kontrol olarak değerlendirilemeyeceği, suç konusu uyuşturucu maddelerin ele geçirilme anına kadar suçüstü hâlinin de söz konusu olmadığı, üzerlerinde yoklama veya araçlarında kontrol yapılan kişilerin yanlarında bulunan valiz veya çantalarında gerçekleştirilecek arama işlemi için, CMK’nın 116 ve devamı maddeleri uyarınca hâkimden karar veya Cumhuriyet savcısından yazılı emir alınması ya da PVSK’nın 9. maddesi gereğince usulüne uygun olarak alınmış bir önleme araması kararının gerekli olduğu, ancak dosya kapsamında bu tür bir arama kararı ya da yazılı arama emrinin bulunmadığı, istenmesi üzerine suç konusu uyuşturucu maddelerin içerisinde bulunduğu çantanın sanıklar tarafından görevlilere teslim edilmesinin, gerçekleştirilecek arama işlemi için hâkimden karar veya Cumhuriyet savcısından yazılı emir alınması zorunluluğunu ortadan kaldırmayacağı ve yapılan bu işleme hukuki geçerlilik kazandırmayacağı da anlaşıldığından, suç konusu uyuşturucu maddenin hukuka aykırı olarak elde edilen delil niteliğinde olması nedeniyle Anayasanın 38. maddesinin 6. fıkrası ile CMK’nın 206. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendi, 217. maddesinin 2. fıkrası, 230. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca hükme esas alınamayacağı, hukuka uygun olmayan arama işlemi sonucunda ele geçirilen maddi deliller değerlendirme dışında tutulduğunda, sanıkların atılı suçu işlediklerini gösterir mahkumiyeti gerektirecek nitelikte başkaca delilin de bulunmadığı dikkate alındığında, sanıkların beraatlerine dair verilen Yerel Mahkeme hükümlerinin onanmasına ilişkin Özel Daire kararında bir isabetsizlik bulunmadığı kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir. (Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2017/910 E., 2019/154 K.)


yazar:

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir