Sosyal Medyada Kendine Kasten Hakaret Ettirenlerin Haksızlığı ve Yeni Bir Dönemin Başlangıcı
Teknolojinin günümüzde çok hızlı gelişmekte olduğu ve bu gelişmelerin de insanlığa faydalı olduğu bir gerçektir. Hızlı gelişen alanlardan biri de şüphesiz bilişim sistemleridir. Bazı kişilerin bilişim sistemlerinin sağladığı kolaylıktan istifade etmesi sonucu bilişim sistemleri üzerinden bir çok suç işlenmektedir. Bilindiği üzere Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin (2015/15291 Esas ve 2016/1124 Karar) kararı ile kişinin sosyal medya hesabı bilişim sistemi olarak kabul edilmiştir. İnsanlar sosyal medyada anonim kimlikler oluşturarak kolayca hakaret suçunu işlemektedir. Fakat bu yazımızda sosyal medyada işlenen hakaret suçu değil T.C.K m.125′ de düzenlenen hakaret suçunu istismar ederek kendilerine gelir kapısı edinenler ele alınacaktır. Yani sosyal medyada kendine bilerek hakaret ettirenler ele alınacaktır. Çünkü Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı bu konuda emsal bir karar vermiştir.
Sosyal Medyada Kendine Bilerek Hakaret Ettirmek Yani Rage Farming (Öfke Tuzağı)
Rage farming veya öfke tuzağı, internet trafiğini, çevrimiçi etkileşimi, geliri ve desteği artırmak amacıyla öfke uyandırmak için manipülatif bir taktik anlamına gelen internet argosudur. Neolojizm tıklama tuzağı , internetteki, doğruluk ve kalite pahasına tıklamaları çekmeye odaklanan sansasyonel içeriği ifade eder . Öfke tuzağı ve rage farming, kullanıcıları saldırgan, kışkırtıcı “manşetlere”, memeslere, kinayelere veya yorumlara aynı şekilde yanıt vermeleri için yönlendirir. En az Ocak 2022’den beri atıfta bulunulan rage farming, kışkırtılan kişinin öfkesinin, orijinal içeriğin mesajını güçlendirmeye yardımcı olan öfke tohumlama yoluyla çevrimiçi bir etkileşime yönlendirildiği veya manipüle edildiği öfke tuzağının bir yan ürünüdür. https://en.wikipedia.org/wiki/Rage_farming#cite_note-FOOTNOTEThompson2013-3
Bu tekniği kullanan kişiler sürekli kışkırtıcı paylaşımlar yaparak bir süre sonra kendilerinin insanların zihninde yer etmesini sağlıyor çünkü bu tip kışkırtıcı paylaşımlar sosyal medyaların tamamında büyük bir etkileşim aldığından insanların ana sayfalarına düşüyor ve haber sitelerinden ana haber bültenlerine kadar bir çok farklı sosyal mecrada paylaşılıyor ve gösteriliyor. Bir süre sonra insanların tepkileri büyüyor ve tam da bu kişilerin istediği ortam oluşuyor yani bu kışkırtıcı paylaşımlar sonucu hakaretler meydana geliyor. Bu kişiler kışkırtıcı paylaşımlar yaparak kendilerine hakaret ettiriyorlar. En çok rastlanan örneklerden biri anonim hesapların profil resimlerine terör örgütlerini temsil eden simge, sembol ve bayrakları koyarak, şehit haberlerinin paylaşıldığı gönderilerin altına şehitlerin onur ve şereflerini hedef alan/iğneleyen kinayeli paylaşımlar, resimler veya meme olarak adlandırılan gönderiler paylaşmasıdır. Bu paylaşımlar doğrudan hakaret şeklinde değildir. Örneğin şehit haberlerinin paylaşıldığı gönderilerin altına “ohhhhh!” veya “etme bulma dünyası kişi yaşattığını yaşamadan ölmezmiş” gibi paylaşımlar veya konuyla alakasız fakat (ortalama zekaya sahip bir kişiye göre) şehitlerle ilgili paylaşıldı anlaşılan ama bir türlü ona istinaden paylaşıldığı kanıtlanamayan tamamen dijital okur yazarlık gerektiren iğneleyici GİF, resim, video gibi paylaşımlar bu duruma örnektir. Bu paylaşımları yapan kişiler mahkemelerde çeşitli yalan ve aldatıcı beyanlarda (ben ona dememiştim, yanlış anlaşıldım aslında şu konu için demiştim, kimseyi hedef almadım, bu sadece bir resim konu ile alakası yok vb.) bulunarak beraat kararı almaktadırlar.
Gelirin elde edildiği kısım hakaret edildikten sonra başlıyor. Kişi bu hakaret içeren paylaşımları alarak Cumhuriyet Savcılıklarına başvuruyor çünkü Türk Ceza Hukuku’nda hakaret suçu şikayet bağlı bir suçtur ve 6 aylık şikayet süresi vardır. Başvurunun ardından soruşturma aşaması başlıyor ve uzlaşma aşaması zamanı gelince hakaret eden kişiden belirli bir miktar para talep ediliyor. Eğer talep edilen bedel verilirse kişi şikayetini geri çekiyor. Bir diğer durum ise yargılama sonucunda alınan karar ile manevi tazminat davası açılmasıdır.
Sosyal Medyada Kendine Bilerek Hakaret Ettirenlerin En Çok Hedef Aldıkları Kitle Çocuklar
15-18 yaş arası çocukların takip ettiği veya bulunduğu sayfalarda bu çocuklar hedef alınarak kışkırtıcı paylaşımlar yapılıyor veya bu çocuklara doğrudan mesaj yollanarak tahrik ediliyor. Diğer bir yöntem çocukların oyun oynadığı platformlara, sohbet odalarına girilerek çocuklar tahrik ediliyor. Çocukların karşılık olarak hakaret etmesinden sonra ise yine şikayet yoluna başvuruluyor ve uzlaşma aşamasında veya tazminat aşamasında bu çocukların ailelerinden belirli bir miktar para talep ediliyor. Çocuğunun ceza almasını istemeyen ailelerin zor durumundan faydalanılıyor. Ebeveynlerin çocuklarını bu konuda takip etmesi gerekmektedir aksi durumda ebeveynler kendilerini bu olumsuz durumun içinde bulabilirler. Çünkü uzlaştırma aşamasında talep edilen bedel şikayetçinin inisiyatifinde olduğundan ciddi miktarlar talep edilebilir. Tazminat durumunda ise mahkemeler 20.000,00-TL’ye kadar hükmedebiliyor.
Mahkemelerin, Savcılıkların ve Adli Kolluğun İş Yükü Artıyor
Yapılan araştırmalarla bu kişilerin yüz ile bin arasında sosyal medyada hakaret suçu ile ilgili dosyasının olduğu ortaya çıkmıştır. Bu durumdan en çok faydalananlar bazı sosyal medya fenomenleri, sanatçılar, siyasetçiler ve gazetecilerdir. Avukatların sırf bu iş için bir çağrı merkezi kurduğu ya da bazı gazetecilere ulaşılarak size edilen hakaretleri tahsil edelim şeklinde teklifler yapıldığı iddia ediliyor. https://www.haksozhaber.net/kendisine-kufur-ettirip-hukuk-yoluyla-para-kazanma-sanati-149349h.htm Durum böyle olunca savcılıkta binlerce dosya birikmeye başladı ve işin içinden çıkılamaz bir hal aldı. Bu konuda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın vermiş olduğu karar sosyal medyada kendine hakaret ettirenler için yeni bir dönemin başlangıcıdır.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca “Yapılan Uyap araştırması neticesinde müştekinin benzer şekilde müştekinin benzer şekilde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen müşteki sıfatıyla şikayetçi olduğu çok sayıda soruşturma dosyasının bulunduğu, müştekinin sosyal medyayı kullanarak diğer kullanıcıların kendisine hakaret etmesini sağlamaya yönelik tweetler atarak mevcut dosyalar kapsamında mevcut durumdan menfaat sağlamak kastıyla bilerek ve isteyerek paylaşım yapma neticesinde kendisine yönelik bir kısım eylemlerin yapılmasını sağlayarak menfaat temin etmeye çalıştığı, dosya sayısı da dikkate alındığında müştekinin bu durumu meslek haline getirdiğinin değerlendirildiği,” gerekçesi ile KOVUŞTURMAYA YER OLMADIĞI KARARI VERİLMİŞTİR.
C.M.K. Madde 172 – (1) Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir.
Bu kara sonucu kişi hakkında iddianame düzenlenmez, suç hakkındaki soruşturma sona erer böylelikle kamu davası açılmaz. Kişi hakaret suçu ile ilgili olarak savunmasında şikayetçinin/mağdurun bu işi menfaat için yaptığını iddia edebilir veya Uyap araştırması yaptırılarak şikayetçinin/mağdurun bu konudaki dosyalarının araştırılmasını isteyebilir.
Hakaret Suçunun Diğer Suçlar ile Karıştırılmaması Gerekmektedir
Hakaret suçu T.C.K m. 125’de düzenlenmiştir buna göre: (1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir.
(2) Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur.
(3) Hakaret suçunun;
a) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı,
b) Dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı,
c) Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle,
İşlenmesi halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.
(4) Hakaretin alenen işlenmesi halinde ceza altıda biri oranında artırılır.
(5) Kurul hâlinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret edilmesi hâlinde suç, kurulu oluşturan üyelere karşı işlenmiş sayılır. Ancak, bu durumda zincirleme suça ilişkin madde hükümleri uygulanır.
T.C.K m.125 özel bir düzenleme olup Cumhurbaşkanına hakaret (T.C.K. Madde 299), Devletin egemenlik alametlerini aşağılama (T.C.K. Madde 300), Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama (T.C.K. Madde 301), Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama (T.C.K. Madde 216), Atatürk’ün hatırasına hakaret (5816 Sayılı Kanun), Kişinin hatırasına hakaret (T.C.K. Madde 130) suçları ile karıştırılmamalıdır.
Kendisine hakaret ettirme durumunun T.C.K.’nin 157. maddesinde düzenlenen dolandırıcılık suçu ile de bir bağlantısı yoktur. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 157. maddesine göre; “Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlayan kişiye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezası verilir”. Dolandırıcılık suçunun işlenebilmesi için gerekli olan unsurlar ilgili maddeden anlaşıldığı üzere hileli hareketlerle mağdurun aldatılması ve bunun sonucunda bir menfaat elde edilmesidir. “Hile, nitelikli yalandır. Yalan belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun denetleme olanağını ortadan kaldırmalıdır. Kullanılan hile ile mağdur yanılgıya düşürülmeli ve yanıltma sonucu kandırıcı davranışlarla yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.” Yargıtay CGK. 2016/491 E., 2019/455 K., K.T. 28.05.2019. Hakaret ettirme halinde karşı tarafa karşı hileli bir davranışta bulunulmadığı gibi herhangi bir yalan da söz konusu değildir. Burada kişi tahrik edilerek öfkelendiriliyor ve kişinin öz kontrolünün kaybettirilmesi sağlanıyor ardından öz kontrolünü kaybeden kişi hakaret suçunu işliyor. Kanunumuzda bu durum suç olarak düzenlenmemiştir bu yüzden insanların bu tür durumlara maruz kalmaması için dikkatli olması gerekmektedir.
Rage Farming/Kişinin Kendisine Kasten Hakaret Ettirmesi, Haksız Fiil Nedeniyle veya Karşılıklı Hakaret (T.C.K. m. 129) Kapsamında Değerlendirilebilir
T.C.K. Madde 129- (1) Hakaret suçunun haksız bir fiile tepki olarak işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir. Görüldüğü üzere ilgili maddede hakaret suçu için özel bir tahrik düzenlemesi mevcuttur bu nedenle rage farming için verilen örneklerin bu madde kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.
Cumhuriyet savcısı kişinin eylemini menfaat elde etmek amacıyla insanları tahrik edip kendisine hakaret ettirmek olarak tespit edip bunu da T.C.K Madde 129/1 kapsamında değerlendirse bile soruşturma aşamasında bu durumu ileri sürerek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar vermemelidir. Çünkü bu eylemin T.C.K. m.129/1 kapsamında olduğunun kararını kovuşturma aşamasının sonucunda sadece mahkeme verebilir. İnsanları tahrik ederek kendisine hakaret etmelerini sağlayan ve sonrasında kendisine hakaret edildiği gerekçesi ile savcılığa şikayette bulunarak menfaat elde etmeye çalışan kişinin eylemi T.C.K. m.129/1 kapsamında görülürse savcılık iddianame düzenlenmeli ve suçun da T.C.K. m.129/1 kapsamında olduğu iddianameye eklenmelidir. Bu şekilde hareket edilirse iddianame sonucunda kamu davası açılacak ve kovuşturma aşamasına geçilecektir böylece gerekli tahkikat yapılacak sonucunda eylemin kendisine hakaret ettirmek olup olmadığı T.C.K. m.129/1 kapsamında olup olmadığı değerlendirilecek ve gerçekten hakarete uğrayan kişilerin hukuki hakkı korunmuş olacaktır.
Hakaret suçu kapsamında gerçekleştirilen yargılama sonucunda mağdurun eylemi, insanları tahrik ederek kişinin kendisine kasten hakaret ettirmesi olarak nitelendirildiyse sanık hakkında T.C.K. m. 129/1 kapsamında ceza verilmesine yer olmadığı kararı yerine hakaret suçunun maddi unsurları gerçekleşmediğinden bahisle beraat kararı da verilebilir. Çünkü hakaret suçu ile korunan hukuki yarar şeref ve sosyal saygınlıktır. Şeref ve sosyal saygınlık, aynı zamanda AİHS md 10 bağlamında korunması gereken en temel insan haklarındandır. Hakaret suçunun maddi unsuru, bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat edilmesi veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldırılmasıdır. Maddi unsur bakımından öncelikle önemli olan, söylenen sözün kişinin onur ve saygınlığını incitmesidir. (Dönmezer, Sulhi; (2004) Kişilere ve Mala Karşı Cürümler, Tıpkı 17. Bası, İstanbul: Beta Yay. s. 279 ) Yazımıza konu eylemde kişi aslında kendisine hakaret ettirerek menfaat elde etmeye çalışmaktadır. Yani kendisine edilen hakaretler aslında kişinin onur ve saygınlığını incitmemektedir. Kişi tabiri uygunsa insanlar bana hakaret etse de onları şikayet etsem ve para elde etsem amacındadır. Bu nedenle kişinin şeref ve saygınlığı incinmediğinden hakaret suçunun gerekli maddi unsurları oluşmayacak ve hakaret suçu da meydana gelmeyecektir. Bu nedenle sanık hakkında beraat kararı verilebilir. Mahkemeler her türlü sözü hakaret kapsamında değerlendirmeyip kaba söz olarak değerlendirebiliyorsa yazıya konu eylem sonucunda sarf edilen sözlerin de hakaret suçunu oluşturmayacağını değerlendirebilir. Böylelikle bu art niyetli davranışların önüne geçilecek ve mahkemelerin iş yükü azaltılacaktır.
Her durumun rage farming olmadığının da belirtmesinde fayda vardır. Hem soruşturma hem de kovuşturma aşamasında somut olayın bütün özellikleri detaylı olarak incelenmeli ve kişinin paylaşımları dijital okur yazarlık kapsamında incelenmelidir.
Bir yanıt yazın