Yargıtay’ın hakaret olarak nitelendirmediği bazı somut olaylar aşağıda yer almaktadır. Fakat bunlar sadece somut olayı değerlendirmekte işe yarayacak olup somut olaylarınız ile birebir örtüşmeyebilir. Her olay kendi özelinde değerlendirilmelidir. Hakaret suçu T.C.K.’nin 125. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
YARGITAY’IN HAKARET OLARAK NİTELENDİRMEDİĞİ BAZI İFADELER
♦ “Gâvur polisisiniz, böyle devlet olmaz, sizin maaşınızı ben veriyorum”
Olay tarihinde sanığın eşi ve kayın validesi ile birlikte adliyeye gelerek içeri girmek istediği, adliye girişinde görevli olan katılanın sanıktan kapı tipi metal detektörden geçmesini istediği, ancak sanığın buna karşı çıkması sebebiyle aralarında tartışma çıktığı ve sanığın, katılanın üzerine yürüyerek “…Gâvur polisisiniz, böyle devlet olmaz, sizin maaşınızı ben veriyorum…” şeklinde sözler söylediği olayda; sanığın kendisi ve yakın akrabalarına yönelik katılan polis memurunun tutum ve davranışlarından duyduğu rahatsızlık sonucu kullandığı anlaşılan bu sözlerin, katılanın şahsi ve mesleki itibarını hedef almaması, yapılan uygulama nedeniyle katılanın eylemlerine yönelik bulunması, somut olay bir bütün hâlinde değerlendirildiğinde söz konusu ifadelerin muhatabın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta değil, kaba söz ve ağır eleştiri mahiyetinde olması karşısında hakaret suçunun unsurlarıyla oluşmadığı kabul edilmelidir. (Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2017/783 E., 2019/215 K.)
♦ “Ne kaypak adamsın!”
Sanığın, müvekkiline ait evde kiracı olan ve kira borcunu ödemeyen katılan ile katılanın eşi hakkında icra takibi başlattığı, katılanın hastanede olduğunu ve kısa bir süre içinde borcunu ödeyeceğini söylemesine rağmen haber vermeden evi tahliye etmesi üzerine sanığın katılanın cep telefonuna “ne kaypak adamsın” şeklinde mesaj gönderdiği olayda; katılanın borcunu ödemek için süre istemesine rağmen evi habersiz olarak tahliye ederek sözünde durmaması üzerine sanık tarafından gönderilen mesajda yer alan ifade; nezaket dışı, kaba, rahatsız edici ve ağır eleştiri niteliğinde olup, katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadı içermemesi ve sövme fiilini de oluşturmaması nedeniyle hakaret suçunun kanuni unsurlarının gerçekleşmediği kabul edilmelidir. (Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2015/89 E., 2018/140 K.)
♦ “Terbiyesiz”
Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kişilere yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref, ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir. Mahkeme kabulüne göre sanığın katılan …’a yönelik “terbiyesiz” şeklindeki kaba hitap tarzı niteliğindeki sözlerinin katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, hakaret suçundan yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, sanık …’nın temyiz nedenleri yerinde görülmekle tebliğnameye aykırı olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, (Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2016/519 E., 2018/310 K.)
♦ “Kapa çeneni, psikolojik sorunun var herhâlde, sen hastasın, hastaneye git, dengesiz, kadına bak ya!”
Avukat olan sanığın, şikâyetçi vekili sıfatıyla takip ettiği davada, kendisine yaklaşık iki yıldır tebligat yapılmaması üzerine dosyayı incelediği mahkeme kaleminde, duruşma gününü bildiren tebligatın eski adresine çıkarılmış olması nedeniyle dosyadaki gelişmelerden haberdar olmadığını görünce önce zabıt kâtibi olan tanık, ardından da yazı işleri müdürü olan katılanla tartıştığı ve katılana “Kapa çeneni, psikolojik sorunun var herhâlde, sen hastasın, hastaneye git, dengesiz, kadına bak ya!” dediği olayda; sanığın katılanla tartışması sırasında sarf ettiği sözlerin anlamı, söylenme amacı, katılanın konumu ve görevi birlikte değerlendirildiğinde, söz konusu ifadeler; nezaket dışı, kaba, rahatsız edici hitap tarzı ve ağır eleştiri niteliğinde olup muhatabın onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadı içermediğinden ve sövme fiilini de oluşturmadığından hakaret suçunun kanuni unsurlarının gerçekleşmediği kabul edilmelidir. (CGK, 08.11.2018 tarihli ve 814-512 sayılı)
♦ Kendisine hakaret edilmesine istinaden “sensin o” demek hakaret değildir.
Hakaretin karşılıklı işlendiğinin kabul edildiği olayda, katılanın, sanığın hakaret sözcüğünü kullanmasından sonra “sensin o” şeklinde karşılık verdiği, katılanın kullandığı sözcüğün hakaret içermediği, bu itibarla hakaret eylemini gerçekleştiren sanık hakkında, hakaretin karşılıklı olarak gerçekleştiği kabul edilerek, yasal olmayan gerekçe ile TCK’nın 129. maddesinin uygulanması,
Kanuna aykırı, katılan … vekilinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak, HÜKMÜN BOZULMASINA, (18. Ceza Dairesi 2015/36700 E., 2016/18490 K.)
♦ “Terör örgütlerinde daha adil yargılama yapılıyor Türkiye Cumhuriyeti hukuk devleti değil, çadır devleti, terör örgütlerinde daha adil yargılama yapılıyor!” şeklinde bağırdığı, ardından “Ha bu devletin kimliğini taşıyan şerefsizdir la!” diyerek cebinden çıkardığı nüfus cüzdanını inceleme dışı sanık …’den aldığı çakmakla yaktığı ve yanmakta olan kimliği havaya kaldırıp etrafında toplanan kalabalığa göstererek yüksek sesle “Arkadaşlar, Türkiye Cumhuriyeti terör örgütü kadar adil değildir, Türkiye Cumhuriyeti çadır mahkemeleri kuruyor görüyorsunuz, mahkemeleri iki tane insanın merhametine bırakarak değil tanık şahit dinlemeyen kendi kafasına göre yargı yapan bir mahkeme devletten ibarettir!”
Sanığın, kardeşi olan…’nın yargılanması sonucu hak etmediğine inandığı yüksek miktarda ceza alarak tutukluluk hâlinin sürdürülmesi ve yine bir yakınının da duruşma sonrası fenalaşarak hastaneye kaldırılması nedeniyle o an duyduğu şiddetli elem ve ızdırap sonucu açığa vurduğu ve şahsında mahkeme heyetine karşı oluşan ve yukarıda anlatıldığı şekilde subjektif olgusal temellere sahip olduğu anlaşılan kişisel değer yargılarını ifade etmeye yönelik bu sözler bir bütün hâlinde değerlendirildiğinde, katılan ve şikâyetçilerin onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp muhatapların aldığı karara yönelik ağır eleştiri niteliğinde olması nedeniyle hakaret suçunun unsurlarıyla oluşmadığı kabul edilmelidir. (Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2016/1139 E., 2019/463 K.)
♦ Polisin kaba üst araması yapmak istemesine istinaden “Hop ne oluyor, sizin yaptığınız eşkıyalık, buna yol kesme denir, siz polis olamazsınız, arama kararınızı gösterin” ifadesindeki “eşkıyalık” kelimesi hakaret olarak nitelendirilmemiştir.
Polis memuru olan katılanların, olay günü bir kişinin evinin kapısının zorlandığına dair haber merkezinden aldıkları ihbar üzerine, olaya karışan kişilerin belirlenmesi amacıyla ihbarda belirtilen adres çevresinde araştırma yaptıkları sırada, bu adrese yakın yerde gördükleri sanık … ile inceleme dışı diğer sanıklar … ve …’ın görevlileri fark edince ara sokağa girmeleri nedeniyle durumlarından şüphelenerek durdurdukları, kendilerine kimliklerini ibraz etmelerini söyleyerek üzerlerinde kaba üst araması yapmak istediklerinde sanık …’nın katılanlara “Hop ne oluyor, sizin yaptığınız eşkıyalık, buna yol kesme denir, siz polis olamazsınız, arama kararınızı gösterin” dediği, katılanlar tarafından önleme arama kararı kendisine gösterildiğinde de; “Bu nasıl arama kararı, böyle arama kararı mı olur?” dediği olayda; sanığın katılanlara hitaben söylediği sözlerde yer alan “eşkıyalık” kelimesinin anlamı, söylenme amacı, katılanların konumu ve görevleri birlikte değerlendirildiğinde; inceleme dışı diğer sanıklarla birlikte yolda yürüdüğü sırada katılan polis memurlarının kendilerini durdurup açıklama yapmadan ve arama kararı göstermeden üstlerini arama girişiminde bulunmalarına karşılık olarak, katılanların kişiliklerine değil, görevlerini kanuna uygun bir şekilde yerine getirmediklerini vurgulamaya yönelik söylenen bu sözlerin, ifade özgürlüğü kapsamında kaba söz ve ağır eleştiri niteliğinde olup, katılanların …., şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadı içermemesi ve sövme fiilini de oluşturmaması nedeniyle hakaret suçunun kanuni unsurlarının gerçekleşmediği kabul edilmelidir. (Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2015/245 E., 2018/472 K.)
♦”Sağlıkçı yakınlarım var, onları arayıp seni sürüm sürüm süründüreceğim, okumuşsunuz ama adam olamamışsınız, sana bu diplomayı verenin”
Katılan …’ın Antalya Atatürk Devlet Hastanesi Diş Polikliniğinde diş hekimi olarak görev yaptığı, olay tarihinde saat 18:15 sıralarında tanık … isimli hastayla ilgilendiği esnada sanık …’nin katılanın poliklinikteki odasına girerek “Acil geliyorum, benim hastama derhal bakılacak!” dediği, katılanın sekreteri olan tanık …’nın sanığa randevuların dolu olduğunu belirterek yirmi dört saat hizmet verdiğini söylediği ağız diş sağlığı merkezine yönlendirdiği, ancak sanığın “Beni bu odadan kimse çıkartamaz, hastama baktırmadan gitmem!” dediği, katılanın sanıktan odasını terk etmesi istemesine rağmen sanık odadan ayrılmayınca güvenlik görevlisinin çağrıldığı, bunun üzerine sanığın katılana hitaben “Sağlıkçı yakınlarım var, onları arayıp seni sürüm sürüm süründüreceğim, okumuşsunuz ama adam olamamışsınız, sana bu diplomayı verenin…” şeklinde sözler söylediği olayda; sanığın, eşinin muayene edilememesi nedeniyle duyduğu rahatsızlık sonucu kullandığı anlaşılan söz konusu ifadeler bir bütün hâlinde değerlendirildiğinde katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp kaba söz niteliğinde olduğundan hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı kabul edilmelidir. (Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2016/1403 E., 2019/464 K.)
♦ “Kalk lan ayağa” ve “Lan”
Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kişilere yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref, ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir. Somut olayda sanığın katılana hitaben söylediği iddianamede tanımlanıp, mahkemenin de bu şekilde kabul ettiği: “kalk lan ayağa” ve “lan” şeklindeki ve kaba hitap tarzı niteliğindeki sözlerin, katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması, hukuka aykırıdır. (Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2018/4607 E., 2019/2178 K.)
♦ “İl Özel İdaresindeki Şaibelerle ilgili Oklar …’yı Gösteriyor”
Denge gazetesinin 24.07.2012 tarihli nüshasında ve gazetenin internet sayfasında katılan hakkında, “İl Özel İdaresindeki Şaibelerle ilgili Oklar …’ı Gösteriyor” başlığı altında yayınlanan yazı içeriğinde sanığın ileri sürdüğü görüş ve düşüncelerinin hakaret suçunu oluşturmayıp ağır eleştiri niteliğinde olduğu gözetilmeden; unsurları oluşmayan hakaret suçundan sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA… (Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2014/6217 E., 2014/10539 K.)
♦ “Ben seni tanıyorum, senin o cüce müce boyuna bakmam, seni çarparım, beni oraya getirtme”
Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye yönelik olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kişilere yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref, ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir. Yargılamaya konu somut olayda; sanığın katılana yönelttiği “ ben seni tanıyorum, senin o cüce müce boyuna Bakmam, seni çarparım, beni oraya getirtme” şeklindeki ifadeler bir bütün olarak değerlendirildiğinde, katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, rahatsız edici, kaba ve nezaket dışı davranış niteliğinde olduğu ve hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, yasal olmayan ve yerinde görülmeyen gerekçe ile mahkumiyet kararı verilmesi… (Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2016/10097 E., 2018/7152 K.)
♦ “Devletin eksiklikleri mutlaka vardır amma sende tam bir şapşala benziyorsun gevşek herih”
Somut olayda müşteki vekilinin, müşteki hakkında yapılan bir paylaşıma, şüpheli …’ın … hesabında, “Devletin eksiklikleri mutlaka vardır amma sende tam bir şapşala benziyorsun gevşek herih” şeklinde yorumda bulunmak suretiyle müvekkiline karşı hakaret suçunu işlediğinden bahisle yaptığı şikâyet üzerine,….
Ceza Genel Kurulu’nun 14/10/2008 gün ve 170-220 sayılı kararında da belirtildiği üzere; hakaret fiilinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin şeref, haysiyet ve namusu, toplum içindeki itibarı, diğer fertler nezdindeki saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Somut bir fiil ya da olgu isnat etmek veya sövmek şeklindeki seçimlik hareketlerden biri ile gerçekleştirilen eylem, bireyin onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte ise hakaret suçu oluşacaktır. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kişilere yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir. İnceleme konusu somut olayda; şüphelinin, kendisine ait … hesabından müşteki hakkında yazdığı kaba hitap tarzı ve ağır eleştiri niteliğindeki sözlerin, müştekinin onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı anlaşıldığından kanun yararına bozma talebinin reddine karar verilmiştir. (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2022/7269 E., 2022/14479 K.)
♦ “… Mülakat imtihanında yapılan haksızlığı yapanın Allah belasını versin, çoluk çocuğu hayır görmesin, ömür boyu sürünsün, … Adalet bu ise adalet olmaz olsun, adaleti böyle kullananın Allah belasını versin, haksızlık yapanları kahretsin, ömür boyu sürüm sürüm sürünsün, mazlumların haklarını ondan alsın, … Çocuğumun hakkını yiyenlerin en büyük musibetler başına ve çocuklarına gelsin,…”
Adli Yargı İlk Derece Mahkemesi Adalet Komisyonu Başkanlığı tarafından yapılan infaz koruma memurluğu mülakat sınavına katılan oğlunun başarılı bulunmaması üzerine sanığın, Adalet Bakanlığına hitaben yazdığı dilekçede yer alan “… Mülakat imtihanında yapılan haksızlığı yapanın Allah belasını versin, çoluk çocuğu hayır görmesin, ömür boyu sürünsün, … Adalet bu ise adalet olmaz olsun, adaleti böyle kullananın Allah belasını versin, haksızlık yapanları kahretsin, ömür boyu sürüm sürüm sürünsün, mazlumların haklarını ondan alsın, … Çocuğumun hakkını yiyenlerin en büyük musibetler başına ve çocuklarına gelsin, …” şeklindeki ifadeler beddua niteliğinde, nezaket dışı, kaba ve rahatsız edici sözler ise de komisyon üyelerinin onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadı içermediğinden ve sövme fiilini de oluşturmadığından hakaret suçunun kanuni unsurlarının gerçekleşmediği kabul edilmelidir. (CGK, 31.01.2017 tarihli ve 785-34 sayılı)
♦ “Sen yalancısın, nasıl avukatsın!”
Katılanın, sanığın bürosuna gelerek borcunu 10 Mayıs tarihinde ödeyeceği konusunda söz verdiğine ilişkin beyanına karşın sanığın bu beyanların doğru olmadığını savunması ve alacağın miktarı konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunması hususları birlikte değerlendirildiğinde; sanığın katılana yönelik sarf ettiği “Sen yalancısın, nasıl avukatsın!” şeklindeki sözlerin, katılanın, borcun belirtilen tarihte ödeneceği konusunda söz verildiğine ilişkin beyanına karşılık olarak ve borç miktarının gerçek durumu yansıtmadığını vurgulamak için söylenmiş olabileceği, somut olayın özellikleri de gözetildiğinde rahatsız edici, nezaket dışı ve kaba hitap tarzı niteliğindeki bu sözlerin katılanı küçük düşürmeye matuf olarak söylenmemesi nedeniyle hakaret suçunun kanuni unsurlarının gerçekleşmediği kabul edilmelidir. (CGK, 19.06.2018 tarihli ve 90-300 sayılı)
♦ “Kim oluyorsun!”
Sanık ve inceleme dışı sanığın, ceza infaz kurumunda bulunan sanığın amcasının oğlunu ziyaret etmek için Cumhuriyet savcısı olan katılandan talep ettikleri görüş izninin reddedilmesi üzerine, sanığın katılana “Burası Devlet kapısı, kim oluyorsun da böyle davranıyorsun!” dediği olayda; “Kim oluyorsun!” şeklindeki ifade; nezaket dışı, kaba, rahatsız edici ve ağır eleştiri niteliğinde ise de katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadı içermemesi ve sövme fiilini de oluşturmaması nedeniyle hakaret suçunun kanuni unsurlarının gerçekleşmediği kabul edilmelidir. (CGK, 11.10.2018 tarihli ve 978-422 sayılı)
Furkan Patır Hukuk ve Danışmanlık
- Ceza Hukuku hakkında daha fazla bilgi edinmek isterseniz:
- Yargıtay karar aratmak için:
Bir yanıt yazın