YARGITAY EŞİN KARŞI CİNSTEN BİRİ İLE EVDEN ÇIKARKEN GÖRÜLMESİ VE SOKAKTA YÜRÜRKEN GÖRÜLMESİ CİNSEL BİRLEŞMENİN GERÇEKLEŞTİĞİNİ İSPAT ETMESE DE BU GÜVEN SARSICI DAVRANIŞ OLDUĞUNDAN BOŞANMAYI GEREKTİREN KUSURLU BİR DAVRANIŞTIR KARARI VERDİ
♦Davacı kadın tarafından zina (TMK m. 161) hukuki sebebine dayanılarak boşanma isteminde bulunulmuş, mahkemece tarafların zina nedeniyle boşanmalarına karar verilmiştir. Zina olayının mevcut sayılabilmesi için en önemli koşul, “cinsel ilişkinin” varlığının kesin veya güçlü karineyle kanıtlanmış olmasıdır. Davalı erkeğin bir başka kadınla cinsel ilişkiye girdiği kesin veya güçlü karineyle kanıtlanmış değildir. Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere davalı erkeğin başka bir kadınla evden çıkarken ve sokakta yürürken görüldüğü anlaşılmakla beraber, evlilik sırasında, bir başka kadınla cinsel birleşmenin gerçekleştiği dosya kapsamı ve tanık beyanlarından anlaşılamamaktadır. Bu nedenle davalı erkeğin bu davranışları zina değil, “güven sarsıcı davranış” niteliğinde olup; Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesi gereğince boşanmayı gerektiren kusurlu davranıştır. Bu durumda, zina hukuki sebebine dayanılarak açılmış boşanma davasının reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulü doğru bulunmamış ve bozmayı gerektirmiştir. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2016/15989 E., 2018/4730 K.)
Bir yanıt yazın