Suçun manevi unsurlarından olan kast Türk Ceza Kanunu’nun 21. maddesinde düzenlenmiştir.
Kast
Suçun oluşması kastın varlığına bağlıdır. Kast, suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir (T.C.K. m. 21). Yani fail, fiili bilerek ve isteyerek gerçekleştirirse kast söz konusudur.
Türk Ceza Hukukunda kusurluluk halleri; taksir, bilinçli taksir, olası kast ve kast olarak düzenlenmiştir. Kast, bilerek ve isteyerek suçun kanuni tanımındaki fiilin işlenmesidir. Kasıtta irade bilinç içinde kalan bir amaca yönelirken taksirde failin iradesi suç teşkil eden neticeye yönelmemiş olduğundan kanun, dikkat ve özen vazifesinin bulunabileceği hallerde taksirli fiilleri cezalandırmıştır. (8. Ceza Dairesi 2017/24093 E., 2019/11401 K.)
Sonuçlu ve Sonuçsuz Suçlarda Kast
Sonuç, bir hareket (yapma) veya ihmal (yapmama) sonucu oluşur. Gerçekleştirilen bu hareketlerin fiziken bir değişiklik meydana getirip getirmemesine göre sınıflandırma yapılır. Buna göre sonuçlu (neticeli) suçlar ve sonuçsuz (sırf hareket suçları) suçlar olarak bir ayrım yapılır. Sonuçlu suçlara insan öldürme veya insan yaralama suçu örnek olarak verilebilir. Sırf hareket suçlarına örnek olarak hakaret suçu verilebilir. Hakaret suçunda davranış fiziken bir netice meydana getirmemektedir. Sonuçlu suçlarda kastın oluşabilmesi için failin hem hareketi hem de neticesini bilmesi ve istemesi gerekir. Sonuçsuz suçlarda yani sırf hareket suçlarında kasttan söz edebilmek için failin hareketi, davranışı bilmesi ve istemesi yeterlidir.
Kastın Çeşitleri
A-) Genel ve Özel Kast
Suçun kanuni tanımında kastın oluşabilmesi için failin, fiili bilmesi ve istemesi yeterlidir. Bu durumda genel kast oluşur. Genel kastın anlaşılabilmesi için en tipik örnek kasten insan öldürme suçudur. Fail bir insanı öldürdüğünü biliyor ve istiyorsa insan öldürme suçunda kast oluşmuştur. İnsan öldürme suçu için genel kast yeterli olup özel bir kast aranmaz. Kişi hürriyetinden yoksun kılma suçu için de genel kast yeterlidir. (T.C.K. Madde 109- (1) Bir kimseyi hukuka aykırı olarak bir yere gitmek veya bir yerde kalmak hürriyetinden yoksun bırakan kişiye, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.) Fail burada kişiyi hukuka aykırı olarak alıkoyduğunu biliyor ve bunu istiyor. Bu yüzden bu suçta özel kast aranmaz.
“Sanığa atılı hakaret suçunun genel kastla işlenen suçlardan olması nedeniyle suçun oluşması için özel kast aranmadığı gibi failin kastının veya amacının niteliğinin de öneminin bulunmadığı, kastın varlığı için söylenen sözün kişinin onur, şeref ve saygınlığını rencide edici nitelikte olduğunun bilinmesinin yeterli olduğu gözetilerek… “(Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2009/57718 E., 2011/34847 K.)
Özel kast ise failin suçun kanuni tanımındaki unsurları bilip istemesinin haricinde bir de belirli, özel amaçla (saikle) hareket etmesi gerekir. Hırsızlık suçunda fail başkasının malını yarar sağlamak maksadıyla rıza dışı almaktadır. Fakat burada mal, kırıp tahrip etmek amacıyla alındıysa mala zarar verme suçu meydana gelecektir. Yani hırsızlık suçunda özel kast aranır malın rıza dışı alınmasında yarar sağlama amacı bulunmalıdır. Özel kast bazı suçlarda cezayı arttırma sebebiyken bazı suçlarda cezada indirim sebebidir. Buna en tipik örnek kasten öldürme suçudur. Kasten öldürme suçunun oluşabilmesi için genel kast yeterlidir fakat kasten öldürme suçu T.C.K.’nin 82 maddesi düzenlenmesi gereği kan gütme amacıyla, töre amacıyla işlenirse ceza arttırılır.
B-) Ani Kast ve Tasarlama Kastı
♦ Bir anlık, ani bir kararla suç işlenirse ani kast söz konusu olur. Tasarlama kastında ise ikili bir ayrım mevuttur. Birisi failin suçu soğukkanlı bir şekilde işlemesidir. Diğeri ise failin suçu tasarlayarak yani bir proje ve plan kapsamında işlemesidir. Kasten öldürme suçunda tasarlama kastı cezayı ağırlaştıran nedendir.
T.C.K. Madde 82- Kasten öldürme suçunun; a) Tasarlayarak, İşlenmesi halinde, kişi ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.
C-) Başlangıçta Olan Kast ve Sonradan Ortaya Çıkan Kast
♦ Kastın eyleme geçildiği anda bulunması halinde başlangıçta olan kasttan söz edilir. Failin, mağdura silah doğrultup öldürmesinde başlangıçta olan kasttan söz edilir fakat öldürme kastı failin eyleme geçtiği andan sonra ortaya çıkması da mümkündür. Fail, mağdurun bacağına yaralama kastı ile ateş ettikten sonra mağdurun kendisine hakaret etmesi sonucunda onu öldürmeye karar verip ateş ederse sonradan ortaya çıkan kast söz konusu olur.
D-) Doğrudan Kast ve Olası Kast
“Doğrudan kast, failin hareketinin kanuni tipi gerçekleştireceğini bilmesi ve istemesini gerektirir. Ancak, failin hareketiyle hedeflediği doğrudan sonuçların yanı sıra, hareketinin zorunlu sonuçları ya da kaçınılmaz yan sonuçları da, açık bir isteme olmasa dahi doğrudan kast kapsamında değerlendirilmelidir. Somut olayda, sanığın, pencere camının önünde duran katılana doğrudan ateş ettiği, bu ateş etme neticesinde camın kırılmasının, ateş etme hareketinin zorunlu ve kaçınılmaz sonucu olduğu dikkate alındığında, sanığın mala zarar verme suçu açısından da doğrudan kastla hareket ettiği dikkate alınarak, tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.” (Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2013/14081 E., 2014/2186 K.)
♦ Suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesi halinde diğer bir ifade ile failin, fiili bilip isteyerek suç işlemesi halinde doğrudan kasttan söz edilir. Olası kast ise T.C.K.’nin 21/2. maddesinde düzenlenmiştir.
T.C.K. m. 21/2- Kişinin, suçun kanuni tanımındaki unsurların gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen, fiili işlemesi halinde olası kast vardır. Bu halde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda müebbet hapis cezasına, müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıldan yirmi beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur; diğer suçlarda ise temel ceza üçte birden yarısına kadar indirilir.
♦ Olası kastta fail neticeyi öngörecek ve isteyecek ayrıca bir de oluşacak neticeyi de kabullenecek diğer bir ifade ile neticeyi göze alacak. Bu durumda olası kasttan söz edilir. Olası kastta fail, Yargıtay kararlarında da ifade edildiği gibi olursa olsun şeklinde hareket etmektedir.
Öğreti ve uygulamada “dolaylı kast,” “belirli olmayan kast,” “gayrimuayyen kast,” “olursa olsun kastı” olarak da adlandırılan olası kast, TCK’nın 21. maddesinin 2. fıkrasında; “öngörmesine rağmen, fiili işlemesi” şeklinde tanımlanmıştır. (Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2013/14081 E., 2014/2186 K.)
Olası Kast ile Doğrudan Kast Arasındaki Fark:
Kişinin, suçun kanuni tanımındaki unsurların gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen, fiili işlemesi halinde olası kast vardır” şeklinde düzenlenerek, birinci fıkranın ikinci cümlesinde doğrudan kast tanımlanmış, ikinci fıkrasında; öğreti ve uygulamada “dolaylı kast, belirli olmayan kast, gayrimuayyen kast, olursa olsun kastı” olarak da adlandırılan “olası kast” tanımına yer verilmiştir.
Buna göre, doğrudan kast; öngörülen ve suç teşkil eden fiili gerçekleştirmeye yönelik irade olup, kanunda suç olarak tanımlanmış eylemin bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesi ile oluşur. Fail hareketinin kanuni tipi gerçekleştireceğini bilmesi ve istemesi halinde doğrudan kastla hareket etmiş olacak, buna karşın işlemiş olduğu fiilin muhtemel bazı neticeleri meydana getirebileceğini öngörmesine ve bu neticelerin gerçekleşmesini mümkün ve muhtemel olarak tasavvur etmesine rağmen muhtemel neticeyi kabullenerek fiili işlemesi halinde olası kast söz konusu olacaktır.
Olası kastla doğrudan kast arasındaki farkı ortaya koyan en belirgin unsur, doğrudan kasttaki bilme unsurudur. Fail hareketinin kanuni tipi gerçekleştireceğini biliyorsa doğrudan kasıtla hareket ettiğinin kabulü gerekmektedir. Yine failin hareketiyle hedeflediği doğrudan neticelerle birlikte, hareketin zorunlu veya kaçınılmaz olarak ortaya çıkan sonuçları da, açıkça istenmese dahi doğrudan kastın kapsamı içinde değerlendirilmelidir. Belli bir sonucun gerçekleşmesine yönelik hareketin, günlük hayat tecrübelerine göre diğer bir kısım neticeleri de doğurması muhakkak ise, failin bu sonuçlar açısından da doğrudan kastla hareket ettiği kabul edilmelidir.
Olası kastı doğrudan kasttan ayıran diğer ölçüt; suçun kanuni tanımındaki unsurların gerçekleşmesinin muhakkak olmayıp, muhtemel olmasıdır. Fail, böyle bir durumda muhakkak değil ama, büyük bir ihtimalle gerçekleşecek olan neticenin meydana gelmesini kabullenmekte ve “olursa olsun” düşüncesi ile göze almakta; neticenin gerçekleşmemesi için herhangi bir çaba göstermemektedir. Olası kastta fiilin kanunda tanımlanan bir sonucun gerçekleşmesine neden olacağı muhtemel görülmesine karşın, bu neticenin meydana gelmesi fail tarafından kabul edilmektedir. (Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2017/108 E., 2017/311 K.)
♦ Olası kasta örnek olarak failin, (B)’nin çok yakınında duran (A)’ya öldürmek amacıyla ateş etmesi sonucu (B)’nin ölmesi verilebilir. Böyle bir olayda faile, (A)’yı öldürmeye teşebbüsten, (B)’yi olası kast ile öldürmekten ceza verilir. Çünkü fail silahtan çıkan merminin (B)’ye isabet etme ihtimalinin yüksek olduğunu biliyor birbirlerine yakın duruyorlar. Dolayısıyla fail bunu göze alıyor. Fail bir diğer ifade ile merminin (B)’ye isabet etme ihtimalinin yüksek olduğunu görüyor fakat mermi isabet ederse etsin diyerek eylemine devam ediyor. Netice itibarıyla mermi öldürmek istediği (A)’ya değil (B)’ye isabet ediyor. Failin olası kastta neticeyi öngörmesi yeterli değildir, failin bunu kabullenmesi de gereklidir.
♦ Hemen belirtelim ki olası kastla işlenen suçlara teşebbüs olmaz. Örneğin failin panik yaratmak amacıyla insanların toplu olduğu alanda bomba patlatması sonucu (A) ölmüş, (B)’de yaralanmıştır. Fail, kalabalığın içinde bomba patlatarak insanların ölmesini ve yaralanmasını öngörmüştür ve bunu kabul etmiştir. Amacı panik yaratmak olsa da ölüm ve yaralanma olacağını dolaylı olarak kabul ediyor. Çünkü kalabalık bir alanda bomba patlaması sonucu ölüm ve yaralanmaların olma ihtimali yüksektir. Bu durumda faile, (A)’yı olası kastla öldürmekten ceza verilir. Fail, (B)’yi öldürmeyi teşebbüsten ceza almaz, (B)’yi olası kastla yaralamaktan ceza alır.
♦ Kanun suçun unsurlarını tanımlarken “bilerek” ifadesine yer vermişse bu suçlar sadece doğrudan kast ile işlenebilir.
İftira T.C.K. Madde 267- (1) Yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunarak ya da basın ve yayın yoluyla, işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
♦ Olası kast genel cezayı hafifletici nedendir ve kasıtlı suçun cezası indirilir. (Bu halde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda müebbet hapis cezasına, müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıldan yirmi beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur; diğer suçlarda ise temel ceza üçte birden yarısına kadar indirilir. T.C.K. m. 21/2)
♦ Failin olası kastla cezalandırılması için kanunda açık bir hüküm bulunmasına gerek yoktur. Yani olası kast ile işlenen bir suçun cezalandırılması için bunun kanunda düzenlenmiş olması gerekmez. Nitekim taksirli fiiller için kanunda açık bir düzenleme olmalıdır. Yani suçun taksirli hali kanunda düzenlenmelidir.
♦ Çürük tekneleri boyamak suretiyle, kamufle edip içerisine kapasitesinin üzerinde göçmeni doldurup, teknenin denize açılması ve kişilerin ölümüne neden olunması halleri olası kast kavramı içerisinde değerlendirilmelidir.
YARGITAY CEZA GENEL KURULU KAÇAK RAKI SATARAK ÖLÜME SEBEBİYET VERENLERİN EYLEMİNİ OLASI KAST OLARAK DEĞERLENDİRMİŞTİR
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, Türk Rakısının üretim sürecine, içermesi gereken alkol türü ve miktarına, içereceği katkı maddelerinin çeşitleri ile oranlarına dair ölçütleri ayrıntılarıyla belirten 01.12.2020 tarihli ve 386-495 sayılı kararında;
“…Yıllardır tekel ürünleri ve alkollü içki satışı yapan sanıklar………… ve ………..ın, Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumunca verilmiş bir satış izin belgesi bulunmayan ……’ün satış yaparken kullandığı ve üzerinde herhangi bir tekel ürünleri firmasının temsilcisi, bayisi veya dağıtım elemanı olduğunu gösteren ibare bulunmayan aracıyla getirdiği, yıpranmış ve önceden kullanılmış şişelere nizam dışı doldurulduğu için sızıntı yapan, farklı karakterde etiket taşıyan ve basit bir dikkatle bile kaçak olduğu fark edilebilecek rakıların kaçak bir şekilde üretildiğini anlayabilecek bilgiye ve tecrübeye sahip olmalarına rağmen, yasal olmayan şekilde üretildiğini bildikleri, insan sağlığı için tehlikeli olup ölümlere yol açabilen rakıları fatura ve irsaliye düzenletmeksizin kaçak olduğunu bilerek satın aldıkları ve satışa arz ettikleri, bu şekilde sanıklar ….. ve …..’ın kişi ya da kişilerin ölebileceğini açıkça öngörmelerine rağmen sonucu kabullenerek eylemlerini gerçekleştirdiklerinin anlaşılması karşısında, eylemlerinin olası kasıtla öldürme suçunu oluşturduğu..”
YARGITAY KARARLARINDAKİ BAZI KARŞI OYLARDA OLASI KASTIN DÜZENLENDİĞİ T.C.K. M. 21 HÜKMÜ YETERSİZ BULUNMUŞ VE OLASI KASTIN “OLURSA OLSUN” ŞEKLİNDE TANIMLANMASI ELEŞTİRİLMİŞTİR
“5237 sayılı Türk Ceza Kanunu düzenlemesi sırasında gerekçede, olası kast ve bilinçli taksirle ilgili örnekler verilmesi uygulamada bir takım hataları da beraberinde getirmiştir. Kanunun gerekçesinde kırmızı ışıkta geçmek suretiyle ölüme neden olunması olası kast olarak tarif edilmiştir. Oysa olası kast ve bilinçli taksir ayrımının uygulamacılara bırakılması gerekirdi. Kırmızı ışıkta geçmekle birlikte frene basmak isterken gaza basan bir kişi olası kasttan nasıl sorumlu tutulacaktır? 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda suç türünün ”olası kast” olarak tanımlanmış olması uygulamada bir kısım hataların ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu kavram yerine 2. dereceden kast veya tali kast kavramına yer verilmesi daha doğru uygulamaların ortaya çıkmasına neden olurdu. ”Olası kast” olarak belirlenen tanımlama nedeniyle, sırf kelime anlamı üzerinden değerlendirme yapılmakta bu da bazı hatalı uygulamalara neden olmaktadır. Olası kast kavramının kelime anlamı üzerinden tahlil edilmemesi ve içinin uygulamacılar tarafından doldurulması gerekmektedir. Kanunda, ”Kişinin, suçun kanuni tanımındaki unsurların gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen, fiili işlemesi halinde olası kast vardır.” şeklinde yapılan düzenleme olası kast uygulaması yönünden yeterli unsurları içermemektedir. Ancak kanundaki fiili işlemesi tanımından dahi bir kastın varlığından söz edildiği anlaşılmaktadır.
Bilinçli taksir, bir taksir türü olmakla birlikte, olası kastta, kastın bir türüdür. Oysa ülkemizdeki uygulamada sırf ”olursa olsun” tanımlaması üzerinden hareket edilmekte, bu da olası kastın uygulama alanının genişlemesine neden olmaktadır. Olası kastı, kasttan bağımsız bir suç türü olarak alma eğilimi, bilinçli taksir sayılması gereken hallerinde, olası kast kavramı içerisinde yer almasını sağlamaktadır.” (1. Ceza Dairesi 2015/5029 E., 2016/1161 K.)
YARGITAY BOĞUŞMA SIRASINDA BABASINI İSTEMEDEN BIÇAKLAYAN OĞULA OLASI KAST İLE ÖLDÜRME SUÇUNDAN DEĞİL BİLİNÇLİ TAKSİR İLE BİR İNSANIN ÖLÜMÜNE SEBEBİYET VERMEKTEN CEZA VERMİŞTİR
Oluşa ve dosya içeriğine göre, sanık ..’nin maktül ..’ün oğlu olduğu, olay tarihinde akrabaları olan .. isimli kişinin oğlu .. için asker eğlencesi düzenlendiği, sanık ile maktülün bu eğlenceye katılarak içki içtikleri, sanık ..’nin bir süre sonra alkolün etkisiyle taşkınlık yapmaya başladığı, av tüfeği ile havaya ateş etmek istediği ancak tanık .. ve kimliği belirlenemeyen kişiler tarafından engellendiği, tanık ..’in sanık ..’den av tüfeğini alarak, saklaması üzerine sanık ..’nin istemesine rağmen iade etmediği, bu nedenle aralarında tartışma çıktığı, sinirlenen sanık ..’nin park halinde bulunan aracına gittiği, namlusu 13 cm. olan bıçağını alarak geri döndüğü sırada tanıklar …t’in sanığa müdahale ederek bıçağı elinden almaya çalıştıkları, başarılı olamadıkları, sanık ..’nin taşkınlık yapmasından çekinen babası maktül ..’ün de gelerek sanık ..’nin bıçak olan el bileğinden tuttuğu ve bıçağı almak için çekiştirdiği, sanık ..’nin de bıçağı vermemek için çektiği sırada bıçağın maktül ..’ün göğüs sol tarafına 4. İntercostal aralıktan yatay yerleşimli olarak girdiği, otopsi raporuna göre maktülün kesici delici alet yaralanması sonucu iç organ kesilmesinden gelişen iç kanama sonucu öldüğü olayda, sanık ..’nin istemediği ancak öngördüğü ölüm sonucuna neden olduğu anlaşılmakla eyleminin bilinçli taksir düzeyinde kaldığı ve TCK.nun 85/1, 22/3. maddeleri uyarınca cezalandırılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde olası kasıtla öldürme suçundan 82/1-d, 21/2 maddeleri uyarınca hüküm kurulması,
Yasaya aykırı olup, sanık müdafii ve Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu nedenle tebliğnamedeki düşünce gibi BOZULMASINA.. (1. Ceza Dairesi 2014/5766 E., 2015/2932 K.)
Bir yanıt yazın